Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/38783 E. 2013/6441 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/38783
KARAR NO : 2013/6441
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı TCK’nın 116/1, 119/1-c ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair (FATSA) 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 08.09.2009 tarihli ve 2007/67 esas, 2009/589 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.08.2012 gün ve 223567 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında “Dosya kapsamına göre; suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmediği anlaşılan 65 yaşını bitirmiş bulunan sanık hakkında, tayin olunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesi uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasındaki tedbirlerden birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:
Sanık … hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan açılan kamu davasında, Fatsa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/09/2009 tarihli kararı ile sonuç olarak 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın tebliğ edilerek temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında TCK’nın 50/3. maddesindeki seçenek yaptırımların uygulanması zorunluluğuna uyulmaması nedeniyle, Kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Suç tarihinde 65 yaşından büyük olan ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmeyen sanık hakkında, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 50/1. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasında “Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; a) Adlî para cezasına, b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine, c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye, d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya, f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir.” 2. fıkrasında “Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.” 3. fıkrasında ise “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükümleri yer almaktadır.
İncelenen somut olayda; anılan Kanun hükümleri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmeye göre, 28/08/2006 günlü suç tarihinden önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş ve suç tarihinde 65 yaşından büyük olan sanığa, 5237 sayılı TCK’nın 116/1, 119/1-c ve 62/1. maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunludur. Mahkeme uygulamasının yapılan açıklamalar ışığında hukuka uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan sanık … hakkında, (FATSA) 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 08.09.2009 tarihli ve 2007/67 esas, 2009/589 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı yasa maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, dosyadaki belge ve bilgiler ile sanığın kişisel, sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek, sanığa konut dokunulmazlığını ihlal suçundan TCK’nın 116/1, 119/1-c ve 62/1. maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının, TCK’nın 50/1-a, 52/2 maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20 TL’den paraya çevrilerek, sanığın 6.000,00 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,
3- TCK’nın 52/4 maddesi gereğince adli para cezasının aylık 24 eşit taksitler halinde ödenmesine, taksitlerden birisinin süresinde ödenmemesi durumunda geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceğinin bildirilmesine, kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.