Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/36844 E. 2014/992 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/36844
KARAR NO : 2014/992
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

Kütahya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü …’in cezalarının infazı sırasında, diğer hükümlü Mehmet Deniz’e küfür ederek saldırmaya çalışmaktan dolayı 5275 sayılı Kanun’un 32/2-d. maddesinde yer alan “Kurumda kaygı, korku ve panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak” eyleminden dolayı anılan Kanun’un 48/2. maddesi de gözetilerek 44. maddesi uyarınca 10 gün hücre hapsi cezası verilmesine ilişkin Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu’nun 10.10.2011 tarih ve 2011/501 sayılı kararı onaylanmasına dair Kütahya İnfaz Hakimliğinin 31.10.2011 tarih ve 2011/120-126 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 03/05/2012 gün ve 112030 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 31/08/2006 tarihli ve 2006/10881 esas, 2006/09823 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 48/3-a maddesi 1. cümlesinde yer alan “hücreye koyma cezasının infazına, infaz hâkiminin onayı ile başlanır.” şeklindeki düzenlemenin kesinleşmiş hücre cezalan için geçerli olduğu, anılan Kanun’un 52. maddesi yollamasıyla disiplin cezalarına karşı şikâyet ve itiraz durumunda 4675 sayılı infaz Hâkimliği Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı, keza anılan Kanun’un 5. maddesinde işlem ve faaliyetin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği, bu karara karşı da tebliğinden itibaren bir hafta içinde ağır ceza mahkemesine itiraz yoluna gidilebileceği şeklindeki düzenleme karşısında, Kütahya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Disiplin Kurulu Başkanlığınca verilen 10/10/2011 tarihli ve 2011/501 sayılı hücreye koyma cezasına karşı 15 günlük şikâyet süresi beklenmeden, kararın henüz kesinleşmediği bir dönemde infaz hâkimliğine onaya sunulamayacağı nazara alındığında, hükümlü hakkındaki hücreye koyma cezasının onaylanmasına dair itiraz edilmeksizin kesinleşen Kütahya İnfaz Hâkimliğinin 31/10/2011 tarihli ve 2011/120 dosya, 2011/126 sayılı kararında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Kütahya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olan …’in cezalarının infazı sırasında, diğer hükümlü Mehmet Deniz’e küfür ederek saldırmaya çalışmaktan dolayı Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu’nun 10.10.2011 tarih ve 2011/501 sayılı kararı 5275 sayılı Kanun’un 32/2-d. maddesinde yer alan “Kurumda kaygı, korku ve panik yaratabilecek biçimde söz söylemek veya davranışta bulunmak” eyleminden dolayı anılan Kanun’un 48/2. maddesi de gözetilerek 44. maddesi uyarınca 10 gün hücre hapsi cezası verilmesine karar verildiği, bu karara hükümlünün 12.10.2011 tarihinde itiraz ettiği Kütahya İnfaz Hakimliğinin 31.10.2011 tarih ve 2011/120-126 sayılı kararı ile bu itirazın reddine ve verilen Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar verildiği, bu karar hükümlüye tebliğ edilmesine karşın hükümlü tarafından itiraz edilmeyerek kesinleştiği, anılan karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hükümlü hakkında verilen hücre hapsi cezasına hangi aşamada itiraz edileceğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un Disiplin cezasını gerektiren eylemlerin tekrarı, disiplin cezalarının infazı ve kaldırılması başlıklı 48. maddesinde “ (1) 37 ilâ 46 ncı maddelerde yer alan eylemlerin tanımına uymayan ve kanunda tanımları yapılmamış olan eylemler, nitelik ve ağırlıkları bakımından bunlara benzediklerinde, aynı maddelerdeki disiplin cezaları ile karşılanırlar.
-2-

(2) Bir eylemden dolayı verilen disiplin cezası kesinleştikten sonra bu cezanın kaldırılması için gerekli süre içinde yeniden disiplin cezasını gerektiren bir eylemde bulunan hükümlü hakkında, her defasında bir üst ceza uygulanır.
(3) Disiplin cezalarının infazı;
a) Hücreye koyma cezasının infazına, infaz hâkiminin onayı ile başlanır. Hücreye koyma cezasına ilişkin diğer hükümler saklı kalmak üzere, kesinleşen disiplin cezalarının infazına derhâl başlanır. Birden fazla disiplin cezası verilmiş olması hâlinde, bu cezalar kesinleşme tarihleri sırasına göre ayrı ayrı infaz edilir. Bir cezanın infazı tamamlanmadan diğerinin infazına başlanmaz.
b) Disiplin cezalarının tamamı infaz edilip kaldırılmadıkça koşullu salıverilme işlemi yapılmaz, ancak bu süre hakederek salıverme tarihini geçemez.
c) Hücreye koyma cezasına ilişkin disiplin cezalarının infazından önce ve infazı sırasında hükümlü, hekim tarafından muayene edilir. İlgilinin bu cezaya katlanamayacağı anlaşılırsa cezanın infazı sonraya bırakılır veya hekiminin belirleyeceği aralıklarla infaz edilir. Koşullu salıverilme tarihine kadar hükümlünün iyileşemeyeceğinin tam teşekküllü Devlet veya üniversite hastanesi sağlık kurulu raporu ile saptanması hâlinde hücreye koyma cezası infaz edilmez; yerine ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezası iki katı süreyle uygulanır. Raporlar infaz dosyasına konulur.” hükmü, aynı Kanun’un 52. maddesinde de “(1) Disiplin cezalarına ve tedbirlerine karşı şikâyet ve itiraz durumunda 16.5.2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu hükümleri uygulanır.
(2) Diğer mevzuattan kaynaklanan dilekçe ve şikâyet hakkı saklıdır.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine aynı konuda 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü başlıklı 5. maddesinde “Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabilir.
Şikâyet, dilekçe ile doğrudan doğruya infaz hâkimliğine yapılabileceği gibi; Cumhuriyet Başsavcılığı veya ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürlüğü aracılığıyla da yapılabilir. İnfaz hâkimliği dışında yapılan başvurular hemen ve en geç üç gün içinde infaz hâkimliğine gönderilir. Sözlü yapılan şikâyet, tutanağa bağlanır ve bir sureti başvurana verilir.
Şikâyet yoluna, kendisi ile ilgili olmak kaydıyla hükümlü veya tutuklu ya da eşi, anası, babası, ayırt etme gücüne sahip çocuğu veya kardeşi, müdafii, kanunî temsilcisi veya ceza infaz kurumu ve tutukevi izleme kurulu başvurabilir.
Şikâyet yoluna başvurulması, yapılan işlem veya faaliyetin yerine getirilmesini durdurmaz. Ancak, infaz hâkimi giderilmesi güç veya imkansız sonuçların doğması ve işlem veya faaliyetin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda işlem veya faaliyetin ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.” Hükmü, İnfaz hâkimliğince şikâyet üzerine verilen kararlar başlıklı 6. maddesinde “Şikâyet başvurusu, 5 inci maddede yazılı sürenin geçmesinden sonra veya infaz hâkimliğinin görev ve yetki alanı dışında kalan bir işlem veya faaliyete karşı ya da başvuru hakkı olmayan kimselerce yapılmışsa infaz hâkimi, başvuru dilekçesini esasa girmeden reddeder; şikâyet başvurusu başka bir yargı merciinin görevi içerisinde ise o mercie gönderir.
Şikâyet başvurusu üzerine infaz hâkimi, duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir; ancak, gerek gördüğünde karar vermeden önce şikâyet konusu işlem veya faaliyet hakkında re’sen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge isteyebilir; ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili Cumhuriyet savcısının da yazılı görüşünü alır. (Ek cümleler: 22/7/2010 – 6008/5 md.) Disiplin cezasına karşı yapılan şikâyet üzerine infaz hâkimi, hükümlü veya tutuklunun savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp değerlendirdikten sonra kararını verir. Hükümlü veya tutuklu, savunmasını, hazır bulunmak ve vekaletnamesini ibraz etmek koşuluyla avukatıyla birlikte veya avukatı aracılığıyla yapabilir. İnfaz hâkimi gerekli görmesi durumunda hükümlü veya tutuklunun savunmasını ceza infaz kurumunda da alabilir.

İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.
İnfaz hâkimi, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre inceleme ve işlemlerini yürütür ve kararını verir.
İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet Savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.
İtiraz, infaz hakimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde (2) numaralı daireye yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, hücreye koyma cezasının infazına ancak İnfaz Hakiminin onayı ile başlanacağı ve verilen disiplin cezalarına karşı 15 gün içinde İnfaz hakimine ilgili tarafından başvurulabileceği anlaşılmaktadır. Kanun koyucu, hücreye koyma cezalarının sonuçları ağır olduğundan hakim onayı olmadan infaza başlanmamasını amaçlamıştır. Önemli olan bu cezaya ilişkin kararın hakim tarafından incelenerek hukuka uyguluğunun onaylanmasıdır. Bu incelemenin Disiplin Kurulu kararının göndermesi veya hükümlünün itiraz etmesi sonucu yapıldığının herhangi bir farkı bulunmamaktadır.
İncelenen dosyada; Hükümlü hakkında verilen 10 gün hücre hapsine ilişkin Disiplin Kurulu kararının, İnfaz Hakimliği tarafından itiraz üzerine duruşma açılarak incelenmesi ile Disiplin Kurulu tarafından re’sen gönderilerek incelenmesi arasında herhangi bir fark olmadığından ve usulüne uygun olarak hakim değerlendirmesi yapıldıktan sonra infaza geçildiği anlaşıldığından, mahkeme uygulamasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinde, CMK’nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 16.01.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.