YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/32936
KARAR NO : 2014/2001
KARAR TARİHİ : 27.01.2014
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığı
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılan …’ın temyiz iddiaları yerinde görülmemiştir.
Sanık müdafiinin temyizi yönünden ise,
Sanığın dava dilekçesinde yazdığı sözlerin, TCK’nın 128. maddesine uyan iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında olduğunun kabul edilmesi karşısında, anılan maddedeki iddia ve savunma dokunulmazlığı bir hukuka uygunluk nedeni olarak öngörüldüğünden CMK’nın 223/1-d maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık … müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görülmekle hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi delaletiyle 1412 sayılı Kanunun 322. maddesi uyarınca,
1-Hüküm fıkrasındaki “Sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına” ibaresi çıkarılarak yerine “Sanığın CMK’nın 223/1/d maddesi uyarınca beraatine” ibaresinin,
2-Beraat eden sanık kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2. Bölümüne göre 2.400 TL maktu vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanığa verilmesine” ibaresinin, eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/01/2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Eyüp Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan sanığı, daha önceki görev yerinde denetim yapan Adalet Müfettişleri olan şikayetçi ve katılan tarafından düzenlenen Hal Kağıdına Orta not takdir edildiğini öğrenip, yapılan değerlendirmenin iptali istemiyle İstanbul İdare Mahkemesine verdiği dilekçede; hakim sınıfından olan muhatapları kastederek “…müfettiş adı altında Adalet Bakanlığı’na bağlı bir memurun…” “en sahte düşünce, en kasti not ve en sefih intiba…” “müfettiş efendiler..” şeklinde yazılı hitap tarzındaki eyleminde; sanığın mesleği, sosyal konumu, meramını anlatmak için bir çok yol olmasına rağmen muhatap müfettişleri küçük düşürücü bir yolun seçilmiş olması, yargı mesleğinden olanların ve yargı görevini yapanlarla ilgili ifade özgürlüğünün dar yorumlanması gerektiği şeklindeki evrensel kabule rağmen, muhatapların bu eyleme katlanması sonucunu doğuran beraat yönündeki çoğunluk görüşüne katılamamaktayım.