Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/31571 E. 2013/3665 K. 07.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/31571
KARAR NO : 2013/3665
KARAR TARİHİ : 07.02.2013

Tehdit suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-ikinci cümle, 62/1, maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 53/1. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına dair, Tarsus 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 01/03/2012 tarihli ve 2010/1200 esas, 2012/288 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2012 gün ve 240421 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre; suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmediği anlaşılan sanık hakkında tayin olunan 25 gün kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesi uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasındaki tedbirlerden birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:
Sanık … hakkında, basit tehdit suçundan açılan kamu davasında, Tarsus 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 01/03/2012 tarihli ve 2010/1200 esas, 2012/288 sayılı kararı ile, Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-ikinci cümlesi uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sabıkalı kişiliği dikkate alınarak TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, yoklukta verilen kararın tebliğ edilerek, temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit suçundan hükmolunan 25 gün hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 50/1. maddesinde belirtilen, seçenek yaptırımlara çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasında ” Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; a) Adlî para cezasına, b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine, c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye, d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya, f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir.” 2. fıkrasında “Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.” 3. fıkrasında ise “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükümleri yer almaktadır.
İncelenen somut olayda, anılan yasa hükümleri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmeye göre, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan sanığa, 5237 sayılı TCK’nın 106/1-ikinci cümle, 62/1 maddeleri uyarınca verilen 25 gün hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunludur. Mahkemenin uygulamasının yapılan açıklamalar ışığında hukuka uygun olmadığı anlaşılmaktadır.

IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Tehdit suçundan sanık … hakkında, Tarsus 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen, 01/03/2012 tarihli ve 2010/1200 esas, 2012/288 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı yasa maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, dosyadaki belge ve bilgiler ile sanığın kişisel, sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek, sanığa TCK’nın 106/1-ikinci cümle, 62/1 maddeleriyle verilen 25 gün hapis cezası, TCK’nın 50/1-a, 52/2 maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20 TL’den paraya çevrilerek sanığın 500 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,
3- Hükmolunan cezanın niteliğine göre TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, hüküm fıkrasında TCK’nın 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluklarının uygulandığı bölümün, infazda tereddüde yol açmaması açısından karardan çıkarılmasına, kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.