Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/30991 E. 2013/2028 K. 24.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/30991
KARAR NO : 2013/2028
KARAR TARİHİ : 24.01.2013

Tehdit ve hakaret suçlarından sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle, 43/2. maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis ve TCK’nın 125/1-4, 43. maddeleri gereğince 4 ay 11 gün hapis cezalan ile cezalandırılmasına, cezalarının anılan Kanunun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Denizli 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 31.03.2011 tarihli ve 2010/42 esas, 2011/219 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.08.2012 gün ve 223527 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
Tebliğnamede “Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 19/03/2008 tarihli ve 2008/2761-5122 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/1. maddesi uyarınca, tekerrüre esas olan hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305/1-l.bend ile 305/son maddelerine göre ikibin liraya kadar olan para cezalarının kesin olması ve tekerrüre esas alınamayacak olmaları karşısında, sanığın sabıkasına esas önceki para cezasının 1.500,00 Türk lirası olduğu nazara alındığında, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Gereği Görüşüldü;
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8. maddesinin 1. fıkrasında “Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ila 326. maddeleri uygulanır.” 5219 sayılı Yasa ile değişik 1412 sayılı CMK’nın 305/2 maddesinde “İki milyar liraya kadar (iki milyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler, temyiz olunamaz.” Aynı yasa maddesinin son fıkrasında ise “Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz. Ancak haklarında 343. madde hükümleri dairesinde Yargıtay’a başvurulabilir.” hükümleri yer almaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.05.2009 tarih ve 2009/2-115 sayılı kararında da, “5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinde, 647 sayılı Yasanın 4. maddesindeki düzenlemeye benzer şekilde “Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir” hükmüne yer verilmesine karşın, “Bu hükmün uygulanması, kanun yollarına başvurmada engel teşkil etmez” hükmüne yer verilmemesi nedeniyle, gerek 5237 sayılı Yasanın 50. maddesi uyarınca kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaya seçenek olarak hükmedilen, gerekse 52. madde uyarınca doğrudan hükmedilen 2 milyar lirayı (2.000 TL’yi) aşmayan adli para cezalarına ilişkin hükümler kesin niteliktedir” denilerek, 5237 sayılı TCK döneminde, hangi hükümlerin (hüküm tarihi itibariyle) kesin nitelikte olduğu açıklığa kavuşturulmuştur.
İncelenen dosyada, mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uygulamasına esas alınan önceki hükümlülüğün, sanığa Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.11.2007 tarihli ve 2007/431 esas, 2007/537 sayılı kararıyla,yaralamaya teşebbüs suçundan, verilen 1.500,00 TL adli para cezasına ilişkin olduğu görülmektedir. Söz konusu mahkumiyetin, 2.000 lirayı aşmayan para cezasına ilişkin olması nedeniyle tekerrür uygulamasına dayanak oluşturmayacağı ve tekerrüre esas başka mahkumiyetin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği istem yazısındaki düşünce yerinde görüldüğünden, tehdit ve hakaret suçlarından sanık … hakkında, Denizli 7. Sulh Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen, 31.03.2011 tarihli ve 2010/42 esas, 2011/219 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, karardaki hukuka aykırılığın, aynı yasa maddesinin 4/d fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; “5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca sanığa verilen hapis cezasının, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kısmın hükümden ÇIKARILMASINA, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.