Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/28228 E. 2013/17819 K. 06.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/28228
KARAR NO : 2013/17819
KARAR TARİHİ : 06.06.2013

İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Bursa 15 Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.03.2008 tarih ve 2007/248 esas, 2008/147 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 30/05/2012 gün ve 2010/18521 esas, 2012/13040 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık hakkında temel ceza belirlenirken ve TCK’nın 50, 62. maddeleri uygulanırken, sanığın kişiliği ile fiilden sonra ve yargılama sürecindeki davranışları olumlu kabul edilmesine karşın, daha sonra bu gerekçeyle çelişir şekilde sanığın aynı özellikleri olumsuz görülerek ve sanığa yüklenen imar kirliliğine neden olmak suçunun kişilere ve kamu idaresine karşı doğrudan bir zarara yol açmadığıda gözetilmeden , CMK’nın 231. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık …’nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA,” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/08/2012 gün ve 2008/203079 sayılı yazısı ile;
“Bursa 15 Asliye Ceza Mahkemesinin 27.03.2008 tarih 2007/248 E- 2008/147 K sayılı ilamında sanık … hakkında hakkında İmar Kirliliğine neden olmak suçundan verilen 1 Yıl Hapis cezasına ilişkin temel cezanın TCK 62 maddesince sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları gözönüne alınarak takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmiş ve temel cezanın 1/6 oranını indirlerek 10 Ay Hapis cezasına hükmedildiği, daha sonra verilen hürriyeti bağlayıcı cezanının TCK 50/1-a maddesi uyarınca suçun işleniş şekli, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık gözönüne alınarak gün karşılığı 20 TL sından 6000 TL Adli para cezasına çevrildiği ve sanık hakkında verilen hükümlülük kararı sanık tarafından temyiz edilmekle, Yüksek 4 Ceza Dairesince yapılan incelemede, sanık hakkında temel ceza belirlenirken TCK ‘nun 50, 62 maddelerince uygulama yapılırken sanığın kişiliği ile fiilden sonra yargılama sürecindeki davranışları olumlu kabul edilmesine karşın daha sonra bu gerekçeyle çelişir şekilde, sanığın, aynı özelliklerini olumsuz görülerek ve sanığa yüklenen imar kirliliğine neden olmak suçunun kişilere ve kamu idaresine karşı doğrudan bir zarara yol açmadığı da gözetilmeden sanık hakkında C.M.K’nun 231/5 maddesinde yazılı hükmün açıklanmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesi suretiyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
Bilindiği üzere C.M.K’nun 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, uygulanabilmesi için:
1- Suça ilişkin; a- Yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
b- Suçun, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp yasalarında yer alan, 01.03.2008 tarihinden itibaren işlenen suçlarda ise, suçun ayrıca 3713 sayılı Yasa ile 1632 sayılı Yasa kapsamında yer alan suçlardan olmaması,

2) Sanığa ilişkin;
a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi,
c- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d- Sanığın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını kabul etmesi,
Koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Tüm bu koşulların bulunması halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve sanık beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır.
Sanık hakkında C.M.K’nun 231/5 maddesinde yazılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusunda karar verilirken yukarıda ayrıntılı yazılı koşulların gerçekleşmesi durumunda uygulanması söz konusu olacaktır
Sanık hakkında TCK 50/1-a, 62 maddelerinin uygulanması sırasında mahkemece gösterilen gerekçelerin ayrı ayrı ele alınması ve birbirinden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Sanığın kişiliği mahkemedeki tutum ve davranışları TCK 62 maddesin kapsamında değerlendirildiğinde, mahkeme hakimine yada heyete yönelik tutum ve davranışları ve duruşma sırasında yargılama kurallarına uygun hareket edip etmediğine yönelik yapılmalıdır.
Sanığın TCK 62 maddesi kapsamında yargılama sürecindeki tutum ve davranışlarının olumlu kabul edilse bile bu değerlendirme; sanığın, C.M.K’nun 231/6-b maddesinde yazılı bir daha suç işlemeyeceğine ilişkin yeterli kanaatin oluşması anlamını taşıdığı kabul edilemez her iki değerlendirme faklı konuları içerdiği ve değerlendirmenin kendi teması içinde ele alınması gerektiği gözetilmelidir.
Bunun dışında sanık hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın TCK 50/1-a maddesince paraya çevrilmesi sırasında gösterilen gerekçede, sanığın, kişiliğinin yanısıra, suçun işleniş şekli, sanığın, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duymuş olduğu pişmanlık gözönüne alınarak verilen hapis cezası adli para cezasına çevrildiği, söz konusu gösterilen gerekçelerin yalnızca sanığın kişiliğine dayanmadığı ve diğer sözü edilen gerekçeler gözönüne alındığında., C.M.K’nun 231/5 maddesinin uygulanmamasına ilişkin gösterilen gerekçelerle çelişki yaratmadığı kabul edilmelidir
Yüksek 4. Ceza Dairesince, sanığın anık hakkında temel ceza belirlenirken TCK’nın 50, 62 maddelerince uygulama yapılırken sanığın kişiliği ile fiilden sonra yargılama sürecindeki davranışları olumlu kabul edilmesine karşın daha sonra bu gerekçeyle çelişir şekilde, sanığın, aynı özelliklerini olumsuz görülerek ve sanığa yüklenen imar kirliliğine neden olma suçunun kişilere ve kamu idaresine karşı doğrudan bir zarara yol açmadığı da gözetilmeden sanık hakkında C.M.K’nun 231/5 maddesinde yazılı hükmün açıklanmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesi suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmesi hukuka aykırı nitelikte olduğu ve Yüksek Mahkemece verilen kararın kaldırılarak Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesinin kararının onanmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere sanık hakkında Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılan temyiz incelemesinde, sanık hakkında temel ceza belirlenirken TCK ‘nın 50, 62 maddelerince uygulama yapılırken sanığın kişiliği ile fiilden sonra yargılama sürecindeki davranışları olumlu kabul edilmesine karşın daha sonra bu gerekçeyle çelişir şekilde, sanığın, aynı özellikleri olumsuz görülerek ve sanığa yüklenen imar kirliliğine neden olma suçunun kişilere ve kamu idaresine karşı doğrudan bir zarara yol açmadığı da gözetilmeden, sanık hakkında C.M.K’nun 231/5 maddesinde

yazılı hükmün açıklanmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesi suretiyle hükmün bozulmasının, hukuka aykırı nitelikte olduğu ve Yüksek Mahkemece verilen 30.05.2012 tarih ve 2010/18521 E.- 2012/13040 K sayılı bozma kararının kaldırılarak Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.03.2008 tarih ve 2007/248 E- 2008/127 K sayılı ilamının onanmasına karar verilmesi itirazen arz ve talep olunur” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Cezanın bireyselleştirilmesine yönelik mahkemece ortaya konulan gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmakla,
Dairemizce verilen 30/05/2012 gün ve 2010/18521 esas, 2012/13040 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.03.2008 tarih ve 2007/248 esas, 2008/147 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Sanığa yükletilen imar kirliliğine neden olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık …’nın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 06.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.