Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/28223 E. 2013/28415 K. 14.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/28223
KARAR NO : 2013/28415
KARAR TARİHİ : 14.11.2013

Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, … Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25/01/2008 tarih ve 2006/44 esas, 2008/12 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 03.04.2012 gün ve 2010/9264 esas, 2012/7778 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanık …’nun adli sicil kaydının bulunması nedeniyle tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Direnme eyleminin birden çok görevliye karşı işlenmesi nedeniyle sanıklar hakkında TCY’nın 43/2. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılamayacağı,
Sanıklar hakkındaki hükümlerin incelenmesinde;
Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanıklara yükletilen memura direnme ve memura hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu;
Hukuksal tanı:Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tiplerine uyduğu.
Yaptırım: Cezaların eleştiri dışında yasal bağlamda uygulandığı.
Anlaşıldığından, sanık … ve …’nun ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye kısmen uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, ” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/07/2012 tarihli kararı ile Dairemize gönderilen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/05/2012 gün ve 2008/124529 sayılı yazısı ile;
” ….Sanığın sabıkasında hırsızlık suçundan yer alan … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 1980/205-1984/189 sayılı kararı ile verilen 8 ay hapis cezası 03/03/1986 tarihinde yerine getirilmiştir. 3682 sayılı Adli Sicil Yasasının 8-b maddesi uyarınca cezanın çekildiği tarihten itibaren 10 yıl içinde silinme koşulunun gerçekleşeceği bildirilmiştir.
Sanığın sabıkasındaki diğer ilamların hepsinin 5252 sayılı yasanın 7. maddesi uyarınca “hafif hapis ve hafif para” cezasının idari yaptırıma dönüştürülen, suç olmaktan çıkarılan ve kabahate dönüşen mütecaviz sarhoşluk suçudur.
Mahkemenin hüküm verdiği tarihte 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin sanık lehine değerlendirme yapmasına yasal imkan bulunmamaktadır. Ancak hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren sanık yararına olan 5728 sayılı Yasanın 562. maddesinin 1. fıkrası ile CYY’nın 231/5. madde ve fıkrasında öngörülen, hükmolunan cezanın geri bırakılması sınırının iki yıla çıkarılması ve söz konusu 562. maddenin 2. fıkrası ile de, CYY’nın 231/14. madde ve fıkrasındaki suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olması koşulunun kaldırılması ile sanık yararına değerlendirme yapma imkanı getirilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında sanığın 3682 sayılı Adli Sicil Yasasının 8. maddesi uyarınca hırsızlık suçundan silinme koşulu oluşmuş mahkumiyetinin olması ve sabıkasındaki mütecaviz sarhoşluk suçlarının kabahate dönüştürülerek suç olmaktan çıkarılan geçmiş mahkumiyetlerinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmamaktadır.
Sonuç ve istem : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;
Yargıtay Yüksek 4. Ceza Dairesi’nin 03.04.2012 gün ve 2010/9264 – 2012/7778 sayılı kararının kaldırılması ve ” her iki suçtan kurulan hükümlerden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve TCY’nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Yasanın 562. maddesinin 1. fıkrası ile CYY’nın 231/5 madde ve fıkrasında öngörülen, hükmolunan cezanın geri bırakılması sınırının iki yıla çıkarılması ve söz konusu 562. maddesinin 2. fıkrası ile de CYY’nın 231/14 madde ve fıkrasındaki, suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olması koşulunun kaldırılması ve sanığın adli sicil kaydındaki hükümlülüklerin silinme koşullarının oluşması karşısında, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının tartışılması zorunluluğunun bulunması” nedeniyle yerel mahkeme hükmünün, sanık … yönünden bozulmasına karar verilmesi;
Arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri, sanık …’nun adli sicil kaydındaki ilamların silinme koşullarının oluşması nedeniyle yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 03.04.2012 gün ve 2010/9264 esas, 2012/7778 karar sayılı onama kararının sanık … yönünden KALDIRILMASINA,
… Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25/01/2008 tarih ve 2006/44 esas, 2008/12 sayılı kararın yeniden incelenmesi sonucu:
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren, 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca ve bu maddenin 6. fıkrasına, 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre adli sicil kaydının silinme koşulları oluşan sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Birden fazla kolluk görevlisine direnilmesine karşın, TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık …’nun temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken aleyhe temyiz olmadığından 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, diğer sanık … hakkında Dairemizin önceki kararında yer alan hususların olduğu gibi bırakılmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.