Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/28156 E. 2013/29236 K. 21.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/28156
KARAR NO : 2013/29236
KARAR TARİHİ : 21.11.2013

Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, … Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12/12/2007 gün ve 2007/62 esas, 2007/391 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 13/02/2012 gün ve 2010/3068 esas, 2012/2641 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Olay tutanağı ve dosya içeriğine göre, sanığın kolluk görevlilerine “… bundan sonra bu kasabaya jandarma gelmesin sinkaf ederim …” demesinin cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdit niteliği taşıması nedeniyle, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ;
Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme ve görevliye hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
Hukuksal tanı: Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Yaptırım: Cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık …’un ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,” karar verilmiştir.
I-İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/07/2012 tarihli kararı ile Dairemize gönderilen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/04/2012 gün ve 2008/61224 sayılı yazısı ile;
“Somut olayda, … içesi Menteş kasabası belediye başkanı olan sanığın, oğlunun düğünü nedeniyle evinin önümde eğlence düzenlemiş, eğlencenin geç saatlere kadar devam etmesi nedeniyle görevli Jandarma düğün yerine gelerek düğünün sonlandırılmasını istediği, bunun üzerine sanığın, “… Bundan sonra bu kasabaya Jandarma gelmesin, sinkaf ederim …” şeklinde sözler sarfederek Jandarmanın görevini yapmasını engellediği iddia olunmuştur. Somut olayda tartışma konusu olan husus, failin görevliye direnme fiilini gerçekleştirirken, Direnmenin ne şekilde olduğu ve direnme sırasında kullanılan tehdit(manevi zor)’in bu suçun işlenmesi amacı ile yapılıp yapılmadığıdır.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun kurucu unsurlarından olan hareketin en temel tipik şekli, kamu görevlisine karşı, görevin yapılmasını engellemek maksadıyla cebir veya tehdit ile “Direnmek”tir….
Bu nedenle, failin amacı yapılan göreve karşı gelmek değil de herhangi bir nedenle somut olayın koşulları içerisinde görevliyi tehdit etmek ise, suç direnme olarak nitelendirilmemelidir. Görev sırasında olmakla birlikte, bizatihi görevin yapılmasını engellemeye yönelik olmayan tehdit, başka bir suçu oluştursa da görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturmaz….
Görevi yaptırmamak için direnme suçu, tehdit veya cebir unsurlarını içinde barındıran “Birleşik Suç” görünümünde olduğundan, faildeki özel kastı belirlemeden unsurlardan birinin gerçekleştiğinden bahisle failin ceza sorumluluğuna gidilmemelidir…
Sanığın aşamalarda görevlilere direnmediğini savunması ile müşteki ve tanık anlatımlarında da sanığın ne şekilde direndiğinin açıklanmamış bulunması karşısında, sanığın görevlilere cebir ve tehditle direndiğine ilişkin deliller gösterilmeden, tanık anlatımlarındaki çelişkiler de giderilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur…
Sanık tarafından gerçekleştirilen eylemin suçun kurucu öğelerinin ve her bir hareketin suça yönelik nedensellik değerinin saptanabilmesi amacıyla; Direnme olgusunun aleni bir ortamda gerçekleştiği de dikkate alınarak, tutanak düzenleyiciler dışında görgüye dayalı anlatımına başvurulabilecek diğer tarafsız kamu tanıklarının varlığı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmiştir.
Sonuç ve istem: Yargıtay 4. Ceza Dairesinin Onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
5237 sayılı TCK’nın, Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Kaşı Suçlar başlıklı bölümünde yer alan, görevi yaptırmamak için direnme suçunun maddi unsurunun, kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanılması olduğu, somut olayda, belde belediye başkanı olan sanığın evinin önünde yapılan düğünde havaya ateş açılması ve yüksek sesle müzik dinlenilmesi nedeniyle yapılan şikayet üzerine olay yerine giden jandarma görevlilerinin ilk önce uyarıda bulundukları, akabinde tekrar şikayet gelmesi ve düğün saatinin geçirilmiş olması nedeniyle yasal işlem yapmak istediklerinde, alkollü olan sanığın olaya ilk müdahale eden ve sayıca az olan jandarma görevlilerine, “buna alay komutanı dahi engel olamaz, anasını avradını sinkaf ederim, bundan sonra bu kasabaya jandarma gelmesin, anasının a… korum” şeklinde sözler sarf ettiği, olay yerinde bulunan kalabalığın sanığın etkisi ile galeyana gelmesi ve tepkileri üzerine jandarmanın yasal işlem yapamadan beldeden ayrılarak takviye kuvvetle yeniden olay yerine gittiği, şeklinde tezahür eden olayda, sanığın jandarma görevlileri üzerinde etkili olan tehdit eylemiyle görevin yapılmasına engel olduğu anlaşıldığından,
Dairemizin 13/02/2012 gün ve 2010/3068 esas, 2012/2641 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.