Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/28099 E. 2013/22065 K. 12.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/28099
KARAR NO : 2013/22065
KARAR TARİHİ : 12.09.2013

Hakaret suçundan sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-2, 43/1 ve 129/1. maddeleri gereğince 1 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Üsküdar 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/04/2012 tarihli ve 2011/12 esas, 2012/434 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin, (ÜSKÜDAR 4. ASLİYE CEZA) Mahkemesinin 28/05/2012 tarihli ve 2012/199 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31/07/2012 gün ve 195173 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Üsküdar 4. Asliye Ceza Mahkemesince, katılan vekilinin 08/05/2012 havale tarihli dilekçesinde dile getirdiği, katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği ve karar başlığında isminin yer almadığına ilişkin gerekçeler yerinde görüldüğünden bahisle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, Üsküdar 4. Asliye Ceza Mahkemesinin sadece, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesinin şartlarının olup olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığı yönünden sınırlı olarak inceleme yapabileceği, şartların varlığı hâlinde itirazın reddine karar vermesi gerektiği, esastan inceleme yapamayacağı gözetildiğinde, itirazın açıklanan sebeplerle reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Hakaret suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonucunda, Üsküdar 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 11.04.2012 tarihli kararı ile, 1 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, koşulları oluştuğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, katılan vekilinin itirazı üzerine, merci Üsküdar 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2012 tarihli kararı ile itirazın kabulüne karar verildiği, kesin olan bu karara yönelik Kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını itiraz üzerine inceleyen merciin, hükmü usul ve esas yönünden denetleme yetkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
CMK’nın 231. maddesinin 1. fıkrasında; “Duruşma sonunda, 232 nci Maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır.” Hükmüne yer verildiği, hüküm fıkrasının neleri içermesi gerektiğini düzenleyen 232. maddenin 2. fıkrasının (b) bendinde; “Hükmü veren mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanunî temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği,” aynı maddenin 6. fıkrasında “Hüküm fıkrasında, 223 üncü Maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun Maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.”
Şeklinde düzenlemenin yer aldığı, aynı Kanunun “ yargılama giderleri ” başlıklı 324. maddesinde ise; “1) Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir. (2) Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” Hükümlerine yer verilmiştir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup “İtiraz olunabilecek kararlar” başlıklı 267. maddesinde; “Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK’nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
İnceleme konusu somut olayda; katılan … vekilinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik mahkeme kararına, gerekçeli kararda katılan ve vekilinin isimlerinin yer almadığı ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediği yönünde itirazda bulunması üzerine, itirazı inceleyen Üsküdar 4. Asliye Ceza Mahkemesince itiraz yerinde görülerek, itirazın kabulüne karar verilmiştir.
Hükümde katılan ve vekilinin isimlerinin yer almaması ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine hükmolunmaması, CMK’nın 231/1. maddesi yollaması ile CMK’nın 232/2. ve 324. maddelerine aykırılık oluşturmaktadır.
Yukarıda yer verilen Ceza Genel Kurulu kararında da vurgulandığı üzere itirazı inceleyen merciin hem usul hem esas yönünden inceleme yapabileceği anlaşıldığından, itirazın yalnızca hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı ile sınırlı yapılması gerektiğine yönelik Kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 12.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.