Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/2786 E. 2012/5000 K. 05.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/2786
KARAR NO : 2012/5000
KARAR TARİHİ : 05.03.2012

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 289/1-1. Cümle, 50/l-a, 52. maddeleri gereğince 1.500 ve 500 TL. adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/03/2011 tarihli ve 2010/1183 esas, 2011/191 sayılı karanın Adalet Bakanlığınca 04.10.2011 gün ve 2011/50628 sayılı yazısı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2012 gün ve 2011/360043 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında ‘”Dosya kapsamına göre; ayrıntıları Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 22.12.2009 tarih ve 2008/7470 esas, 2009/21076 karar, 26.01.2010 tarih ve 2008/6720 esas, 2010/777 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, vedia sözleşmesinin bir türü olan yedieminlik kurumunun yediemine yüklediği muhafaza ve iade görevinin yalnızca kendisine teslim edilen yerde saklama ve iade etme yükümlülüğü yüklediği, hacizli malı satış yerine götürme yükümlülüğünün bulunmadığı, somut olayda sanığın işyerinin adresini değiştirdiğini eşyaların yeni işyerinde bulunduğu yönündeki savunması karşısında, dosyada hacizli malların teslim amacı dışında tasarruf edildiğine dair ikrar, tespit veya benzeri herhangi bir delilinde görülmemesi karşısında, mahkemece yerinde yapılacak inceleme sonucunda hacizli malların amacına uygun muhafaza edilmekte olduğunun ve teslim amacına aykırı şekilde tasarruf edilmediğinin tespit edilmesi halinde kanuni unsurları oluşmayan suçtan dolayı beraat kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Gereği görüşüidü;
Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu, fail açısından yapılan sınıflandırmaya göre özgü bir suçtur. Bu suç ancak yasal düzenlemede belirtilen hukuki ve fiili nitelikleri taşıyan kişiler tarafından işlenebilir. Özgü suçların failleri belirli bir yükümlülük altında bulunmaktadır. Bu nedenle özgü suçlar doktrinde yükümlülük suçları olarak da adlandırılmaktadır. 5237 sayılı T.C.Y.’nın 289. maddesinde düzenlenen muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun faili, kendisine rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş malın resmen teslim edildiği kişidir. Hukuk uygulamasında bu kişiler yediemin olarak anılmaktadır. Yedieminin, suçun yapısı ve görevlendirilmesinin dayanağını oluşturan ilgili yasalardan kaynaklanan bazı yükümlülükleri vardır. İcra ve iflas Yasası hükümleri uyarınca yürütülen takipler nedeniyle gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında yediemin olarak görevlendirilen kişinin, İ.İ.Y.’nın 88. ve 358. ile halen yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Yasasının 468. maddeleri içeriğinden saptanan yükümlülükleri şunlardır: 1) Kendisine resmen teslim edilen malı/malları saklamak, korumak ve olduğu gibi (aynen) bırakmak. 2) Resmen teslim işlemini gerçekleştiren yetkili organ istediğinde hacizli malı kendisine teslim edilen yerde geri vermek veya hazır etmek. Belirtilen yükümlülükler aynı zamanda T.C.Y.’nın 289. maddesinde öngörülen teslim amacını oluşturmaktadır.
İncelenen dosyada yer alan iddianameye göre, sanığa yediemin olarak teslim edilen malların muhafazası için teslimin yapıldığı adrese gidildiğinde, hacizli malların yerinde olmadığı saptanmış ve böylece sanığın muhafaza görevini kötüye kullandığı iddiasıyla kamu davası açıldığı görülmektedir. Sanık soruşturma ve kovuşturma evresindeki savunmalarında haczedilen kitap, dergi vb. eşyaları yeni kiraladığı dükkana taşıdığını, sözkonusu hacizli eşyaların halen yeni işyerinde bulunduğunu belirtmiştir. C. Savcılığı ve Mahkeme tarafından hacizli malların aynen mevcut olduğuna ilişkin savunmanın doğruluğu, araştırılmamıştır.
Mahkemece mahçuz malların teslim amacına aykırı tasarrufta bulunulup bulunulmadığı hususu sanığın savunması da gözetilerek araştırılıp suçun maddi unsurunun somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği kesin biçimde saptanmadan kurulan mahkumiyet hükmünün, hukuka aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği istem yazısındaki düşünce yerinde görüldüğünden, muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan sanık … hakkında, Kayseri 5. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 03.03.2011 tarih ve 2010/1183-191 sayılı kararın, C.Y.Y.’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA 5271 sayılı CMK.nun 309/4-b maddesi gereğince, sanığa muhafaza edilmek üzere teslim edilen malların tasarruf edilip edilmediği araştırılıp sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri için müteakip işlemlerin mahkemesince bozma doğrultusunda yerine getirilmesine, 05/03/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.