Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/24411 E. 2013/20812 K. 02.07.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/24411
KARAR NO : 2013/20812
KARAR TARİHİ : 02.07.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İmar kirliliğine neden olma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
CMK’nın 231/6-c maddesi hükmünün, sanığın mağdur veya kamuya verdiği maddi zararın karşılığı olan paranın ödenmesini gerektiren somut olaylarda uygulanabileceği, oysa dosyadaki bilgi ve belgelere göre mahkemece saptanmış ve sanık tarafından ödenmesi gereken somut, maddi bir zarar bulunmadığı, TCK’nın 184/5. maddesinde yer alan etkin pişmanlık ve CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulama olanağının, birbirinden bağımsız olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, sabıkasız olan sanık hakkında “CMK’nın 231/6-c maddesindeki koşul oluşmadığından” biçimindeki yasal olmayan gerekçe ile anılan Yasa maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/07/2013 tarihinde Üye …’in hükmün onanması gerektiği yolundaki karşıoyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:

TCK’nın 184/1. maddesinde düzenlenen imar kirliliğine neden olma suçu, yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmakla oluşur. Diğer bir ifadeyle, ruhsat alınmaması suçun unsurlarından biridir.
Bilindiği üzere, düzenli ve çağdaş şehirleşme ancak yetkili organlarca gerçekleştirilen imar planı ve düzenlemelerine uygun yapılaşma ile mümkündür. Bunun sağlanabilmesi için gerçekleştirilen çare ve mekanizmalardan birisi de inşa faaliyeti öncesinde yapı izni alınmasıdır. İmar izni alınmadan yapılan binalar nedeniyle ulaşım, lojistik, su ve elektrik enerjisi ihtiyacı, bölgede yaşayan insan yoğunluğu vb. açılardan zarar doğduğu ve bu suretle oluşan çarpık ve düzensiz yapılaşmanın giderilmesi amacıyla kamu tarafından fazladan harcama yapılmak zorunda kalındığı da açıktır.
Öte yandan, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 2589 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. maddesine göre; belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılacak (ilave ve tadilat dahil) her türlü bina inşaatı için inşaat veya tadilat ruhsatının alınması, “bina inşaat harcı”na tabidir. Bu harcın, kamu kurumu olan Belediyelerin gelirleri arasında sayılması nedeniyle, harç ödenmemesi (ve dolayısıyla ruhsat alınmaması) halinde ilgili belediyenin somut maddi zarara uğradığı da bilinmektedir.
Suçun unsuru olan yapı ruhsatiyesinin alınmamasından, bu nedenle de suçtan kaynaklandığı anlaşılan bu zararın soruşturma veya kovuşturma sırasında giderilmediği hallerde, CMK’nın 231/6-c maddesinde öngörülen koşul gerçekleşmediği için, imar kirliliğine neden olma suçunun failleri hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yapı ruhsatına aykırı biçimde kaçak çatı kat inşa eden, dolayısıyla buna ilişkin harcı ödememek suretiyle neden olduğu kamu zararını gidermeyen sanık hakkında TCK’nın 231/5. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar veren ayrıca sanığın suç işleme hususundaki eğilimi bulunduğunu da tespit edip kararında vurgulayan yerel mahkemenin uygulaması yerinde olup, sanık hakkında bu nedenle bozma nedeni yapılamayacağı düşüncesiyle, sayın çoğunluk tarafından benimsenen bozma görüşüne katılmıyorum.