Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/23323 E. 2013/6444 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/23323
KARAR NO : 2013/6444
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

Görevli memura hakaret suçundan sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 6.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına (her bir mağdura yönelik eyleminden dolayı üç kez) dair, MALAZGİRT Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30/01/2009 tarihli ve 2006/199 esas, 2009/27 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.06.2012 gün ve 168030 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre; gerek iddianame anlatımı, gerekse soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplanan deliller karşısında, sanığın, tek bir eylemi ile birden fazla kişiye hakaret ettiğinin anlaşılmasına göre, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43/2. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekliği gözetilmeyerek, her bir mağdur bakımından ayrı suç kabul edilerek fazla ceza tayininde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:
Sanık … hakkında, görevli memura hakaret suçundan açılan kamu davasında, Malazgirt Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30/01/2009 tarihli ve 2006/199 esas, 2009/27 sayılı kararı ile, Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca üç kez 6.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın tebliğ edilerek, temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanığın üç kamu görevlisine yönelik hakaret eyleminde, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin, uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır.( Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
İncelenen somut olayda; sanığın adli işlem için götürüldüğü karakolda, hakkında işlem yapmak isteyen mağdur polisler ile nöbetçi Cumhuriyet savcısına, aynı anda tek bir fiille hakaret etmesi şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle, TCK’nın 43.maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, her bir mağdur için ayrı ayrı ceza verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık … hakkında, MALAZGİRT Asliye Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen, 30/01/2009 tarihli ve 2006/199 esas, 2009/27 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Karardaki hukuka aykırılık aynı yasa maddesinin 4-d fıkrasına göre, sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, TCK’nın 125/3-a maddesi uyarınca, mahkemece sonuç cezanın para cezası olarak takdir edilmiş olması ve aleyhe bozma yasağı da değerlendirilerek, 365 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
3- TCK’nın 43/1-2. maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında arttırılarak, 456 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
4- TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirilerek, 380 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
5-TCK’nın 52/2. maddesi gereği, sanığın ekonomik durumu ve mahkemece belirlenen miktara göre, günlüğü takdiren 20 TL’den paraya çevrilerek, sanığın 7.600,00 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, bozulan kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi