Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/21904 E. 2013/6449 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/21904
KARAR NO : 2013/6449
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123/1, 43/1, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.860,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair NAZİLLİ 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 26/07/2011 tarihli ve 2011/154 esas, 2011/613 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/06/2012 gün ve 158940 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “
Dosya kapsamına göre, sanığın müştekiye birden fazla mesaj çekmek suretiyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işlediği kabul edildikten sonra müteselsil suç hükümlerine göre cezanın artırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın rahatsız edici eylemini birden fazla gerçekleştirmesinin anılan suçun unsuru olduğu, ayrı bir suç oluşturmadığı ve tek suç olduğu gözetilmeden yazılı şekilde 5237 sayılı Kanun’un 43/1. maddesinin uygulanmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:
Sanık … hakkında, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan açılan kamu davasında, Nazilli 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 26/07/2011 tarihli kararı ile sonuç olarak 1.860,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın tebliğ edilerek temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında Kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanığın kişilerin huzur ve sükununu bozma eyleminde, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin, uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın 123. maddesinde; “”Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” hükmü yer almakta aynı Kanunun “Zincirleme Suç”’ başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında ise; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimai” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. TCK’nın 43/1. maddesinde yer alan zincirleme suç hükmünün uygulanabilmesi için, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi gerekmektedir. Ancak kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun düzenlendiği TCK’nın 123.maddesinde “ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması” hükmüne yer verilmiş olması nedeniyle, aynı fiilin tek bir mağdura karşı ısrarla yapılması suçun maddi unsuru olarak düzenlenmiş olduğundan, ayrıca TÇK’nın 43/1. maddesinin uygulanma koşulları somut olayda bulunmamaktadır.
İncelenen olayda; sanığın kısa aralıklarla, birden fazla kez telefonla aramak ve mesaj göndermek suretiyle katılana yönelik kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunu işlediği kabul edilmekle, suçun niteliği gereği eylemlerin tek suç olacağı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulanma koşulları oluşmadığı halde bu maddeye göre sanığın cezasında 1/4 oranında artırım yapılarak fazla ceza verilmesi, hukuka uygun bulunmamıştır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık … hakkında, NAZİLLİ 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 26/07/2011 tarih ve 2011/154 esas, 2011/613 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Karardaki hukuka aykırılık aynı yasa maddesinin 4-d fıkrasına göre, sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, TCK’nın 123/1 maddesi uyarınca, mahkemece cezanın alt sınırdan takdir edilmiş olması da göz önünde bulundurularak, sanığın 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
3- TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirilerek, 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
4-TCK’nın 50/1-a ve 52/2 maddeleri gereği, sanığın ekonomik durumu ve mahkemece belirlenen miktara göre, günlüğü takdiren 20 TL’den paraya çevrilerek, sanığın 1.500,00 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, bozulan kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.