Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/17202 E. 2014/989 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/17202
KARAR NO : 2014/989
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

Tehdit suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-b, maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen hapis cezalarının TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine, 51/3. maddesi uyarınca 2 yıl süreyle denetim altında tutulmasına, 51/5. Maddesi gereğince denetim süresince rehberlik edecek uzman kişi görevlendirilmesine dair (AKHİSAR) Asliye Ceza Mahkemesinin 10/03/2009 tarihli ve 2008/425 esas, 2009/119 sayılı kararının infazı sırasında hükümlünün kendisine yapılan tebligata rağmen Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne başvurmadığından bahisle aynı Mahkemenin erteli cezanın aynen infazına ilişkin verdiği 26.10.2009 tarihli kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 17.05.2010 tarih ve 2010/339 sayılı kararının Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/05/2012 gün ve 129117 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesinin 3. fıkrasındaki; “Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.”,
4. fıkrasındaki; “Denetim süresi içinde;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine,
Mahkemece karar verilebilir.”
5. fıkrasındaki; “Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.”
6. fıkrasındaki; “Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.”
7. fıkrasındaki; “Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.”,
Hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, sanığın hapis cezasının ertelenmesine karar verildikten sonra, 2 yıl denetim süresine tâbi tutulmasının ve denetim süresi içinde rehberlik edecek bir uzman kişinin görevlendirilmesinin 5237 sayılı Kanun’un 51/4. maddesinde sınırlı olarak sayılan yükümlülüklerden olmadığı, kaldı ki Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/03/2009 tarihli ve 2008/425 esas, 2009/118 sayılı kararında, sanık hakkında herhangi bir yükümlülük de belirlenmediğinin anlaşılması karşısında, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediği hususunda dosyada bilgi veya belge bulunmayan ve kendisine yükümlülük yüklenmeyen sanığın, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğüne başvuruda bulunmadığından bahisle ertelenen hapis cezasının tamamen infazına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
-2-

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2009 tarihli ve 2008/425 esas, 2009/118 sayılı ek kararının bozulmasının istenilmesi arz ve dosya birlikte takdim olunur.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Sanık … hakkında, tehdit suçundan açılan kamu davasında, Akhisar Asliye Ceza Mahkemesinin 10/03/2009 tarihli kararı ile 2 yıl süreli hapis cezası verilerek, bu cezanın ertelendiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine infaz sırasında hükümlünün kendisine yapılan tebligata rağmen Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğüne başvurmadığından bahisle aynı Mahkemenin 26.10.2009 tarihli kararı ile erteli cezanın aynen infazına karar verildiği, bu karara yapılan itirazın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 17.05.2010 tarih ve 2010/339 sayılı kararı ile reddedildiği ve bu karara karşı Kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Erteleme kurumunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK’nın 51. Maddesinde yükümlülük olarak rehberlik edecek uzman kişi görevlendirilmesinin bulunmamasına karşın, bu şekilde karar verilmesinin yasaya aykırı olup olmadığına ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Hapis cezasının ertelenmesinin düzenlendiği 5237 sayılı TCK’nın 51. Maddesinde “(1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından, üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için, kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,
gerekir.
(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.
(4) Denetim süresi içinde;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine,
mahkemece karar verilebilir.
(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.
(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.
(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm incelendiğinde; TCK.’nın 51. maddenin 3. fıkrasında, deneme süresi belirlenmesi yönünden zorunluluk bulunmasına karşın, denetim süresince yükümlülük belirlenmesi veya uzman kişi görevlendirilmesi hususu hakimin taktirine bırakılmıştır. Mahkemece, anılan maddenin 5.fıkrası uyarınca uzman görevlendirilmesine karar verilip, aynı maddenin 4.fıkrasında sınırlı olarak sayılan yükümlülüklere hükmolunmamıştır. TCK.’nın 51.maddesinin 7.fıkrası uyarınca, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi iki halde mümkün olup, hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi gerekmektedir. Mahkemece yükümlülük belirlenmemiş olmakla birlikte, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Ve Yardım Merkezleri İle Koruma Kurulları Kanununun 5. maddesine, 5560 Sayılı Yasanın 42. maddesi ile eklenen 2. fıkra uyarınca, denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara uyulmaması denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılacağından, ilk çağrıya uymayan hükümlünün, 24.08.2009 günü tebliğ edilen mahkemenin ihtar yazısına rağmen denetimli serbestlik ve yardım merkezi şubesine başvurmayarak yükümlülük ihlalinde bulunduğu belirlenmekle, hükmün aynen infazına ilişkin ek karara yönelik itirazın reddine karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 16/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.