Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/14269 E. 2013/30814 K. 05.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/14269
KARAR NO : 2013/30814
KARAR TARİHİ : 05.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 2521 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Davanın reddi, mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-2521 sayılı Kanuna aykırılık suçundan verilen idari para cezasına ilişkin karara karşı, yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, sanık … müdafii ve katılan … vekilinin tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2-Diğer hükümlere yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a-5271 sayılı CMK’nın 223/7. maddesine göre, aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilebilecek olması karşısında, sanığın, mağduru korkutmak maksadıyla tüfekle ateş etme eyleminin, hukuki anlamda tek fiil olduğu ve hem silahlı tehdit hem de genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarını oluşturduğu, TCK’nın 44. maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren anılan Kanunun 106/2-a maddesindeki silahla tehdit suçundan cezalandırılması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, ayrıca aynı Kanunun 170/1-c maddesinde tanımlanan suç bakımından, davanın reddine karar verilmesi,
b-Sanığın, kızkardeşini uzun süredir rahatsız etmesi nedeniyle aralarında husumet bulunan katılana, telefonda , “sen erkek misin” biçiminde sözler sarfetmekten ibaret eyleminin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, eleştiri niteliğinde bulunması nedeniyle, hakaret suçunun unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden, bu suçtan hükümlülük kararı verilmesi,
c-CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması gerekmektedir. Somut olayda, sabıkasız olan ve talimat mahkemesince ifadesi alınan sanık hakkında “yargılama aşamasında pişmanlığına delalet edecek bir davranışının bulunmadığı, pişmanlığını dile getirmediği” biçimindeki kanuni olmayan gerekçe ile erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmaması,
d-Sanığın savunması ve tanık beyanlarından, katılanın, sanığın kızkardeşi …’i sürekli olarak rahatsız ettiği, sanığın anne ve babasına “senin kızının ırzına geçeceğim, kızını satacağım, geneleve göndereceğim” biçiminde sözler söylediği, başka bir kasabaya taşınmasına rağmen, …’in evine girmeye çalıştığı, bu nedenle konut dokunulmazlığının ihlali suçundan ceza aldığı, katılanın sözkonusu eylemlerinin 5 yıl sürdüğünün anlaşılması karşında, sanığın duyduğu hiddet ve elemin yoğunluğu değerlendirilerek, TCK’nın 29 ve 129. maddelerinin uygulanmasında, alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
e-TCK’nın 53/l-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1. maddesinin a,b,d,e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının düşünülmemesi,
Kanuna aykırı, sanık … müdafii ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.