Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2011/18014 E. 2013/2815 K. 04.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/18014
KARAR NO : 2013/2815
KARAR TARİHİ : 04.02.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın kovuşturmaya başlanmadan Cumhuriyet Savcılığına verdiği dilekçe ve ifadelerin iftiradan dönme niteliğinde olup olmadığı, 5237 sayılı TCK’nın 269. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilmeden hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK’nın 267/2 fıkrasında düzenlenen “fiilin maddi eser ve delillerinin uydurulması”, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi halinde, soruşturma ve kovuşturma mercilerinin yanıltılmasını, mağdurun suç işlediği izlenimine kapılmalarını sağlayacak, iftira eyleminin varlığını kuvvetlendirerek haklı gösterecek ispat araçları ve emarelerdir. Fiilin maddi eser ve delilleri, iftira eylemiyle bağlantılı olarak uydurulmalıdır. En başından beri iftirada bulunmak amacıyla fail tarafından oluşturulmuş olanlar hariç, önceden var olan bir takım hususların, doğal olayların ya da iftira edilerek yüklenen eylemle bağlantısı bulunmayan olguların iftira eylemini desteklemek için ileri sürülmesi, fiilin maddi eser ve delillerinin uydurulduğu anlamına gelmeyecektir.
Somut olayda; sanığın, borcu nedeniyle tanzim edip katılana verdiği, daha sonra da icra takibinden kurtulmak için sahte olduğunu ileri sürdüğü çeki, yazı ile yazılan kısmındaki “on beş” ibaresinden sonra araya daha küçük harflerle “bin” yazarak mevcut hali ile keşide ederek vermiş olması karşısında; sanığın, keşide ettiği çekteki daha küçük harflerle yazılmış “bin” ibaresini, en başından beri iftira atma amacıyla yazdığına ilişkin kanıtların neler olduğu Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde hükmün gerekçesinde gösterilmeden “bin” ibaresinin “sonradan eklendiği izlenimi uyandıracak şekilde yazıldığının ve bunun da suçun maddi eser ve delillerini uydurma niteliğinde olduğunun” kabulü ile temel cezanın 5237 sayılı TCK’nın 267/2. maddesi ile artırılması,
3-Sanığın sabıka kaydında yer alan eski hükümlülük kararlarının suç olmaktan çıkartılan 3167″ sayılı Yasa’ya aykırılık eylemine ilişkin olduğu gözetilmeden, sabıkalı olduğu gerekçesiyle takdiri indirim uygulanmaması yanında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
4-Kabule göre de ;
a-Tekerrüre esas alınan ilamın hükümde gösterilmemesi,
b-TCK’nın 58. maddesi uyarınca sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına ve infazdan sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar vermekle yetinilmesi gerekirken, 5275 sayılı yasanın 108/4. maddesi uyarınca 1 yıl denetim süresi belirlenmesi,
Yasaya aykırı, sanık … ve müdafii ile O Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.