Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2010/5713 E. 2012/5181 K. 06.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/5713
KARAR NO : 2012/5181
KARAR TARİHİ : 06.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm ter temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak:
1-Sanığın dosya arasında mevcut Bor Asliye Ceza Mahkemesi’ne hitaben yazmış olduğu tarihsiz dilekçesinde “imar uygulaması nedeniyle Aksaray İdare Mahkemesi’ne 2007/1891 Esaslı dava açtığını,yaptığı işin iftira niyetiyle değil, herkes tarafından konuşulan bir durumun incelenmesini istemekten ibaret olduğunu” beyan etmesi . valilik soruşturmasını delil olarak göstermesi ve ben internetten yazılan yazıyı müfettiş istemek için yazdırdım” biçimindeki savunması ile Bor Belediye Başkanlığı’nın 26.04.2007 tarihli yazısında şikayetin genel bir ifade çerçevesinde yapıldığı somut olaylara dayandırılmadığı” gerekçeleriyle belediyece yapılacak herhangi bir işlemin olmadığını bildirmesi karşısında , sanığın iddiaları hakkında idari soruşturma olup olmadığı araştırılıp Aksaray İdare Mahkemesinin ilgili dosyası incelenmeden sadece yüzeysel araştırma yapılmak suretiyle iddiaların doğru olmadığı kabul edilerek, sanığın anayasal bir hak olan şikayet hakkını kullandığı gözetilmeden iftira suçunun öğelerinin ve suçsuz olduğunu bildiği kişiye suç yükleme özel kastının nasıl oluştuğu açıklanıp tartışılmadan yasal temelden yoksun gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi,
2-Kabule göre de:
5271 sayılı CYY.nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5.maddesi uyarınca, mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; sanığın, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin sureliyle tamamen giderilmesi ve nihayet sanığın kabulü gerekmektedir. Önceki hükümlülük kararının yargılamaya konu suçtan sonra kesinleşmiş veya silinme koşullarının gerçekleşmiş olması, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Maddenin 6/e fıkrasında belirtilen zarar kavramı ise, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 11-250/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi belirlenebilir, ölçülebilir, somut maddi zarar olup manevi nitelikteki zararı kapsamamaktadır.
İncelenen dosyada, sanığa yükletilen iftira suçunun mağdurunun, ne şekilde maddi nitelikte bir zararının olduğu açıklanarak sanığın hukuksal durumunun, belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi ve adli sicil kaydında yer alan ilamların silinme koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi yerine “katılanın manevi zararlarının giderilmemesi ve sanığın geçmişte kasıtlı suçtan mahkumiyetlerinin bulunması ” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine. 06/03/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.