Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2010/26737 E. 2011/382 K. 26.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/26737
KARAR NO : 2011/382
KARAR TARİHİ : 26.01.2011

Silâhla tehdit suçundan sanık ….., hakkında yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Antalya Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair, Antalya 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 1 1/05/2009 tarihli ve 2009/1199 esas, 2009/460 sayılı kararını müteakip, Antalya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/06/2010 tarihli ve 2009/1932 esas, 2010/603 sayılı kararıyla mahkemenin görevsizliğine karar vermesi üzerine ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği ortak yüksek görevli mahkeme sıfatıyla Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesince; Antalya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına dair verilen 12/07/2010 tarihli ve 2010/1366 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığınca 29.09.2010 gün ve 59780 sayılı yazı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.10.2010 gün ve 248416 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:
Tebliğnamede “Dosya kapsamına göre, iddianamedeki anlatıma göre eylemin silâhla işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a. maddesi gereğince yargılamasının 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 11. maddesi uyarınca asliye ceza mahkemesince yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Gereği görüşüldü;
İddianame ile sanığın, evlerinin önüne araçlarını park etmeleri nedeniyle yan komşuları olan yakınanlara bağırıp hakaret ettiği, dışarı çıkan her iki yakınana “orospu, kahpe, sinkaf ederim” diyerek hakaret ettiği ve eliyle yakınan…’ın boğazını sıkarak yaraladığı, daha sonra “bıçağımı getirin, bunları bıçaklayacağım” diyerek tehdit ettiği ve “eline ele geçirilemeyen bir bıçak alarak yakınanların üzerine yürüyerek tehdit ettiği” iddialarıyla TCY.nın 106/2-a, 125/1,4, 86/2. maddeleri uyarınca yargılanmak üzere davanın açıldığı Antalya 12. Asliye Ceza Mahkemesince, 11.5.2009 tarihli tensip kararıyla, dosya kapsamına göre sanığın tehdit sözlerini söylediği sırada elinde bıçak olmadığı, sonradan elinde bıçakla gelip yakınanların üzerine yürümesi şeklinde gelişen eylemin ise 82/2,3e madde ve fıkralarına gireceğinden, görevli mahkemenin sulh ceza mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, dosya kendisine gönderilen Antalya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin de, iddianamedeki anlatılan eyleme ve nitelemeye göre asliye ceza mahkemesinin görevli olduğu görüşüyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın gönderildiği müşterek yüksek göreli Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.7.2010 tarihli kararında, asliye ceza mahkemesinin görevsizlik kararındaki gerekçenin yerinde görüldüğünden bahisle 6. Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CYY.nın 3/1.maddesi gereği görev kuralları kanunla belirlenir ve 4/1. maddesi uyarınca da, 6. madde hükmü saklı kalmak koşuluyla, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. Yasanın 5/1. maddesinde, iddianamenin kabulünden sonra işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkemenin bir kararla işi görevli mahkemeye göndereceği belirtilmiş, 6/1. maddesinde ise; “Duruşmada suçun hukuki niteliğinin değiştiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya alt dereceli mahkemeye gönderilemez” denilmiştir.
Duruşma açılmadan önceki evrede görev kurallarının belirlenmesinde iddianamedeki nitelemenin değil, suç oluşturduğu iddia edilen maddi olayın esas alınmasının gerekmesi ve incelenen dosyada, iddianamede ileri sürülen maddi olayın yaralama ve tehditle ilgili kısmının; “…yakınan…’ın boğazını sıkarak yaraladığı, daha sonra “bıçağımı getirin, bunları bıçaklayacağım” diyerek tehdit ettiği ve “eline ele geçirilemeyen bir bıçak alarak yakınanların üzerine yürüyerek tehdit ettiği” biçiminde anlatılması karşısında, henüz duruşma açılıp çelişmeli yargılama süreci gerçekleşmediğinden, kovuşturma sonunda saptanacak maddi gerçek ve buna dayalı niteleme saklı kalmak üzere, görev yönünden eylemin iddianamedeki anlatıma göre nitelenmesi gerekeceği ve bu durumda ‘elinde bıçakla tehdit’ ettiği ileri sürülen sanığın TCY.nın 106/2. maddesi kapsamında bulunan eylemini yargılama yetki ve görevinin asliye ceza mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, görev uyuşmazlığını inceleyen merciin asliye ceza mahkemesinin görevsizlik kararını kaldırmak yerine, sulh ceza mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar vermesi yasaya aykırı görüldüğünden, 5271 sayılı CYY’nın 309/4-d maddesi uyarınca; Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.7.2010 tarihli 2010/1366 değişik iş sayılı kararının YASA YARARINA BOZULMASINA, bozma doğrultusunda karar verilmek üzere müteakip işlemlerin merci mahkemesince yerine getirilmesine, 26.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.