Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/950 E. 2023/1095 K. 11.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/950
KARAR NO : 2023/1095
KARAR TARİHİ : 11.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/191 E., 2021/1134 K.
DAVA TARİHİ : 05.10.2015
KARAR : Davanın kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; davalı ile davaya konu taşınmazın kiralanması konusunda 20.10.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi akdedildiğini, kendileri tarafından hem kira bedellerini garanti altına almak hem de meydana gelebilecek zararları teminat altına almak amacıyla alacaklısı davalı …, kefili dava dışı … olan 20.10.2014 tanzim tarihli 54.000 TL bedelli senet keşide edilerek davalıya teslim edildiğini, kendilerinin bir takım nedenlerle kira sözleşmesini devam ettiremediklerini ve 17.01.2015 tarihinde taşınmazı tahliye ederek, anahtarını davalı mal sahibine teslim ettiğini, bu tarihe kadar müvekkilinin ödenmemiş kira borcunun bulunmadığı gibi taşınmazı da aldığı gibi davalıya teslim ettiğini ancak davalı tarafından senedin iade edilmeyerek haksız ve kötü niyetli olarak Kuşadası 2. İcra Müdürlüğünün 2015/5142 E. sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini ileri sürerek, Kuşadası 2.İcra Müdürlüğünün 2015/5142 E. sayılı takip dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip konusu senedin iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir

II. CEVAP
Davalı vekili; kendisine ödeme aracı olarak verilen senedin, kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir senet olduğunu, senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için neyin teminatı olarak verildiğinin senet metnine açıkça yazılması olması veya senedin sözleşmenin teminatı olarak açıkça verildiğinin yazılı ispatının gerektiğini, senette nakden yazılı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece; senet üzerinde, senedin teminat karşılığı verildiğine dair herhangi bir ibarenin bulunmadığı, yine dosyaya sunulan 17.01.2015 tarihli, tarafların imzasını taşıyan yazılı anlaşmada da söz konusu senedin uğranılan zarar ve ödenmeyen kira bedellerine ilişkin düzenlenmiş olduğunun anlaşıldığı, 17.01.2015 tarihli yazılı anlaşmanın teminat niteliğini taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen, 17.04.2019 tarihli ve 2017/7104 E., 2019/3450 K. sayılı ilamla; davacının, davalı tarafından takip konusu yapılan 20.10.2014 tanzim, 10.08.2015 ödeme tarihli senedin teminat senedi olduğunu iddia ettiğini, bunun delili olarak da taraflar arasında imzalanan 17.01.2015 tarihli adi yazılı belgeyi sunduğunu, iş bu belgede; “Emrah Bey’den kiralamış olduğum dükkanın anahtarını teslim aldım. Buna mukabil uğramış olduğumuz zarara ve kira bedel olarak kendisi bize vermiş olduğu senedi günü geldiğinde ödeyeceğini taahhüt eder” şeklinde açıklama bulunduğu, davalı tarafından belgedeki imzanın inkar edilmediği, mahkemece; davalı tarafça imzasının inkar edilmediği 17.01.2015 tarihli belgenin yazılı delil başlangıcı olduğunun kabulü ile davacı tanıklarının beyanları da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan mahkemece; davalı tarafça imzasının inkar edilmediği 17.01.2015 tarihli belgenin yazılı delil başlangıcı olduğu, tanık beyanına göre dava konusu senedin kiralanan taşınmaza verilebilecek muhtemel zararlar sebebiyle davacı kiracıdan teminat olarak alındığı, davaya konu takip dosyasına konu borcun yargılama sırasında ödenmesi nedeniyle menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının Kuşadası 2. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5142 Esas sayılı takip dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafından tahsil edilen 66.116,14 TL’nin ödeme tarihi olan 22.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13.223,22 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takibe konu …Kuyumculuk Turizm İnş. Reklam Gıda San. Tic. İth. Ltd. Şti. keşideli, 20.10.2014 tanzim, 10.08.2015 vade tarihli 54.000 TL bedelli senedin iptaline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 01.11.2022 tarihli ve 2022/2858 E., 2022/8412 K. sayılı kararıyla, hükmün onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili; 17.01.2015 tarihli belgenin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunun kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, senedin bir ödeme aracı olarak verildiğini, senede karşı senetle ispat zorunluluğunun söz konusu olduğu, yazılı delil başlangıcı dahi sayılamayacak bir belgeye istinaden muvafakati olmadığı takdirde mahkemece tanık dinlenmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca dinlenen tanığın davacının çalışanı olduğundan taraflı beyanda bulunduğunu, tanığın beyanlarına mahkemece itibar edilmesi de doğru olmadığını ileri sürerek kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, istirdat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Usulî kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak amacıyla Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

2. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açıklanması gereken diğer bir husus ise; bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünün bulunmasıdır. Bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Mahkemece, uyulan bozma ilamına ve dosya kapsamına göre karar verildiği, bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, dolayısıyla davalının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmeştir.

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı bakiye harç ile para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.