Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/791 E. 2023/2595 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/791
KARAR NO : 2023/2595
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1092 E., 2022/2625 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/453 E., 2019/1106 K.

Taraflar arasındaki aracın ayıplı olmasından kaynaklanan misli ile değişim davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, 5.000,00 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre; aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalılar aleyhine hükmedilen ve temyize konu edilen miktar 5.000,00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; 28.12.2016 tarihinde … Otomotiv’den 2016 model, … marka araç satın aldığını, yağmurlu bir günde aracın tavanının su geçirmesi ve içerisinin ıslanması neticesinde aracın ayıplı olduğunu anladığını, davalıya başvurarak aracın değişimini talep ettiğini, kendi aracından çok düşük bir modelde araç önerildiğinden bu teklifi reddettiğini, daha sonra noter kanalıyla ihtarname çektiğini, davalılar tarafından ihtarnameye cevap verilmediğini belirterek ayıplı aracın misli ile değişimini, mümkün olmadığı takdirde ayıplı aracın iadesi ile aracın dava tarihindeki bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … San. ve Tic. A.Ş.; araçtaki sızıntının basit bir onarımla giderilebileceğini ve gerekli tüm işlemlerin … kapsamında yapıldığını, davacının aracı 2 yıldır sorunsuz kullandığını, davacının araçtan beklediği faydanın ortadan kalkması durumunun söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı … Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.; davacının aracında oluşan arızanın tek bir seferde sorunsuz olarak giderildiğini, araçta giderilmeyen herhangi bir ayıp ya da sorun olmadığını, davacı tarafın aracın misli ile değişimi talebinin hakkaniyete uygun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu aracın davalılardan … Otomotiv’den 28.12.2016 tarihinde satın alındığı, 02.10.2017 tarihinde araç 2056 km.de iken tavan kısmından su alması nedeniyle servis hizmeti gördüğü, 14.09.2018 tarihinde tavan aydınlatmasının su alması nedeniyle yeniden servis hizmeti gördüğü, alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere tavandan su sızdırma şeklindeki ayıbın kullanım hatasından kaynaklanmadığı, su sızma şikayeti nedeniyle yetkili serviste yapılan ilk işlem esnasında tavanda yapılması gereken işlemlerin yapılmadığı, bu nedenle aracın ayıplı olduğu, davalı taraf her ne kadar misli ile değişim kararının hakkaniyete aykırı olacağı iddiasında bulunmuş ise de aracın sıfır olarak alınmış olması, alındıktan kısa bir süre sonra söz konusu şikayetin ortaya çıkmış olması, şikayetin giderilmesi için su sızması meydana geldiği bölgede kapsamlı işlemlerin yapılması gerekmesi, yapılacak bu işlemlerin de araçta değer kaybına yol açacağı göz önüne alındığında misli ile değişim kararının hakkaniyete aykırı olmayacağı, 6502 sayılı yasanın 11 inci maddesinin 2 nci fıkrasına göre misli ile değişim seçimlik hakkının üretici ve ithalatçıya karşı kullanılabileceği ve her iki davalı yönünden misli ile değişim talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, dava konusu aracın üzerindeki kısıtlamalardan ari olarak satıcıya iadesi gerektiği, dava konusu araç davacının sorumluluğundayken kaportada oluşan hasar nedeniyle 5.000,00 TL’lik değer kaybına uğramış olduğunun dikkate alındığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu aracın aynı teknik özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilmesine, ayıpsız misli ile değiştirme işleminde her iki davalının müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olmalarına, dava konusu aracın satıcısı olan … Otomotiv Servis San. Tic. A.Ş.ye üzerindeki kısıtlamalardan ari olarak iadesine, davacının sorumluluğunda oluşan değer kaybına karşılık olarak 5.000,00 TL’nin davacıdan alınarak aracın satıcısı olan … Otomotiv’e ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı … Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.; uyuşmazlık konusu aracın bayisi, acentesi, imalatçısı, üreticisi, ithalatçısı olmadığını, … belgesi içeriğinde de yer almadığını, bu nedenle sorumluluğunun söz konusu olmayacağını, kendisi yönünden husumetten red kararı verilmesi gerektiğini, esas yönünden ise araçta ayıp bulunmadığını, yeni bir heyetten rapor alınması talep edilmesine rağmen mahkemenin eksik bilirkişi raporu doğrultusunda karar verdiğini, davacı tarafından ücretsiz onarım hakkı kullanılarak şikayetin ilk seferde tespit edildiğini, onarım uygulandığını, aracın yeniden markanın üretim standartlarına uygun şekilde kullanıma sunulduğunu, aracın gövde yapısında bir hata veya bir onarım ihtiyacının tespit edilmediğini, dava konusu şikayete ilişkin uygulanan çözüm yönteminin herhangi bir tamir, yapısal değişiklik, köklü ve kapsamlı onarım içermediğini, tek seferde sorun giderilerek aracın yeniden kullanımına verildiğini, aracın serviste olduğu süre boyunca davacıya ikame araç tahsis edildiğini, davacı tarafça da bu aracın kullanıldığını, ayıpsız misli ile değişiminin hakkaniyete aykırı olduğunu, araçtan faydalanmanın devam etmesine rağmen değişim kararı verilmesinin hakkaniyet ilkesinin dikkate alınmadığının göstergesi olduğunu, kabul anlamına gelmemek şartı ile ancak ve ancak değer kaybına hükmedilebilecekken ayıpsız misli ile değişim kararının hakkaniyete aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, ayrıca araç iadesinde gözetilmesi gereken hususların da gözetilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kullanım bedelinin de hakkaniyet gereği araç bedelinden mahsubu gerektiğini ve değer kaybının tespit edilmesi, araç üzerinde sonradan ortaya çıkabilecek tahditlerin davacı tarafça kaldırılması ve takyidatlardan ari bir şekilde teslim edilmesi hususunun da dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı … San. ve Tic. A.Ş.; dava konusu araçta herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını, davacı tarafından ücretsiz onarım hakkı kullanılarak şikayetin ilk seferde tespit edildiğini, onarım uygulandığını, aracın yeniden markanın üretim standartlarına uygun şekilde kullanıma sunulduğunu, aracın gövde yapısında bir hata veya bir onarım ihtiyacının tespit edilmediğini, dava konusu şikayete ilişkin uygulanan çözüm yönteminin herhangi bir tamir, yapısal değişiklik, köklü ve kapsamlı onarım içermediğini, kullanılan parçaların üretici kalite standartlarında ve araca özgü olarak üretildiğini, araçtaki şikayetin ücretsiz onarım hakkı kapsamında tek seferde giderildiğini, davacının Tüketici Yasası kapsamında seçimlik haklarından onarım hakkını kullanarak haklarını tükettiğini, İlk Derece Mahkemesince bu hususun irdelenmediğini, onarım neticesinde arızanın giderildiğini ve tekrar etmediğinin anlaşılmasına rağmen mahkeme tarafından misli ile değişim kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yasal mevzuat gözetilmeden karar verildiğini, bilirkişi raporunda soyut ve sübjektif kanaat ile aracın yapılan onarım neticesinde 5.000,00 TL değer kaybına uğradığına yönelik tespitin de hatalı olduğunu, bu tutarı kabul etmediklerini, aracın ayıplı olduğu iddiasını kabul etmediklerini, bir an için aksi düşünülecek olsa dahi misli ile değişimin kabul edilemeyeceğini, tüketicinin seçimlik hakkını orantısız şekilde kullanamayacağının Yargıtay kararları ile sabit olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, aracın gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği, ancak araçtaki ayıbın keşif tarihi itibariyle tamamen giderildiği ve ayıp sebebiyle araçta oluşan değer kaybının 5.000,00 TL mertebesinde olduğu, fatura bedeli ve yargılama aşamasında aracın sorunsuz olarak kullanılmaya devam edildiği göz önüne alındığında misli ile değişim kararının hakkaniyete uygun olmadığı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11 inci maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince bedelde indirim kararı verilmesi gerekirken misli ile değişim kararı verilmesi sebebiyle kararın kaldırılmasının gerekli olduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 5.000,00 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı; aracın sorunsuz kullanılmadığını, aracın sıfır olarak alınmış olması, alındıktan kısa bir süre sonra sorunların ortaya çıkmış olması ve bu sorunların giderilmesi için su sızmasının meydana geldiği bölgede kapsamlı işlemlerin yapılması gerektiğini ve yapılacak bu işlemlerin de araçta değer kaybına yol açacağı değerlendirildiğinde yerel mahkeme tarafından verilen misli ile değişim kararının kaldırılarak sadece 5.000,00 TL’nin ödenmesine hükmedilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, sıfır alınan bir araçta böyle bir ayıbın ortaya çıkmasının tüketiciyi açıkça mağdur ettiğini, 6502 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin 2 nci fıkrasına göre misli ile değişim seçimlik hakkının üretici ve ithalatçıya karşı kullanabilmesi sebebiyle misli ile değişim kararının kaldırılmasının tüketicinin seçimlik haklarını kullanmasını engellediğini, bilirkişi raporunda da ayıbın tüketiciden kaynaklanmadığının, kullanıcının hatasından ötürü olmadığının, açılır tavan sistemine ait elemanlarının değişim gereksiniminin üreticinin sorumluluğunda olduğunun, bu bağlamda araçta ortaya çıkan maddi zarar ve değişim gereksiniminin aracın ayıplı sayılmasını gerektirdiğinin açıkça ifade edildiğini, İstinaf Mahkemesince aracın daha sonra sorunsuz kullanıldığı ifade edilmişse de aracın sorunsuz kullanıldığına dair herhangi bir somut yeterlilik olmadığını, konfor alanının açıkça etkilendiğini ve mağduriyet yaşadığını, yağışlı havalarda aracı kullanamadığını, bu süre zarfında sürekli ücretli kapalı otoparklarda muhafaza ettiğini, daha sonra sorunsuz şekilde kullanıldığı düşünülse dahi sıfır olarak alınan bir araçta böylesi bir hatanın var olmasının tüketicinin seçimlik haklarını yasada öngörülen şekilde kullanmasını engellemediğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tüketicinin sıfır kilometre olarak satın aldığı aracın imalattan kaynaklı ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (6502 sayılı Kanun) ”Ayıplı Mal” başlıklı 8 inci maddesi; “Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.”

2. 6502 sayılı Kanun’un ”Tüketicinin Seçimlik Hakları” başlıklı 11 inci maddesi ise; “(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” şeklindedir.

3. 6502 sayılı Kanun’un … belgesi başlıklı 56 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında; “Tüketici bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın … süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hâllerinde 11 inci maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.

4. … Belgesi Yönetmeliği’nin Tüketicinin diğer hakları başlıklı 9 uncu maddesinin 1 inci fıkrası ” Tüketicinin, ücretsiz onarım hakkını kullanması halinde malın;
a) … süresi içinde tekrar arızalanması,
b) Tamiri için gereken azami sürenin aşılması,
c) Tamirinin mümkün olmadığının, yetkili servis istasyonu, satıcı, üretici veya ithalatçı tarafından bir raporla belirlenmesi,
durumlarında; tüketici malın bedel iadesini, ayıp oranında bedel indirimini veya imkan varsa malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini satıcıdan talep edebilir. Satıcı, tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.” şeklindedir.

3. Değerlendirme
Somut olay özelinde dava dosyasının incelenmesinde; davacının 28.12.2016 tarihinde sıfır km. olarak satın aldığı, aracın 02.10.2017 tarihinde 2056 km de iken tavan kısmından su alması nedeniyle servis hizmeti gördüğü, onarım hakkı kapsamında ilgili parçaları değiştirilerek teslim edildiği, misli ile değişim talebi ile davanın açıldığı 22.03.2018 tarihinden sonra 14.09.2018 tarihinde yeniden aynı sebeple aracın arızalandığı, davacının 14.09.2018 tarihli … emrine “aynı sorun tekrarladığından mütevellit devam eden davadaki haklarımız saklıdır” şeklinde ihtirazi kayıt koyduğu, dava tarihi itibariyle aracın kalıcı olarak hasarının giderilmediği, 25.06.2019 tarihli bilirkişi raporuyla da belirlendiği gibi aracın ayıplı olduğu, ayıp giderilmiş olmakla birlikte, ayıbı gidermeye yönelik yapılan tavan döşemesinin sökülmesi, açılır tavan elemanlarının değişimi vb. işlemlerin aracın orjinalliğini kaybettirdiği ve değer kaybına yol açtığı, ayıbın kullanım hatasından kaynaklanmadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının sıfır km. olarak satın aldığı araçta, yargılama esnasında da yeniden ortaya çıkan ayıbın niteliği, aracın değerini ve ondan beklenen faydayı azaltmış olması karşısında, tüketicinin 6502 sayılı Kanun kapsamında seçimlik haklarından misli ile değişim hakkının kullanılmasının hakkaniyete aykırı olmayacağı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı … Tic. A.Ş. ve davalı … Otomotiv Servis ve Tic. A.Ş.nin temyiz dilekçesinin ayrı ayrı (miktar itibariyle) REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde açıklanan hususlar ile hakkaniyet ilkeleri gözetildiğinde; hükmün ONANMASI görüşünde olduğumdan, Sayın Çoğunluğun BOZMA gerekçelerine iştirak edilmemiştir. 09.10.2023