Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/779 E. 2023/1174 K. 13.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/779
KARAR NO : 2023/1174
KARAR TARİHİ : 13.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/112 E., 2022/103 K.
DAVA TARİHİ : 01.01.2005
KARAR : Davanın kabulüne
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; yapılan incelemeler sonucunda Doğa Eczanesi’nden kuruma faturalandırılmış olan reçetelerde tahrifat yapıldığı, sahte ilaç reçetesi düzenlendiği, hastaların hiç doktora gitmemesine rağmen ve hastalardan habersiz karnelerine ilaç reçetesi düzenlettirilerek satış yapılmış gibi kurumdan parasının alındığı, hasta reçetelerine ilave ilaç ismi yazılarak haksız olarak bedelinin kurumdan tahsil edilmesi sureti ile kurumun 25.000 TL’lik zarara uğradığının saptandığını, tahmini toplam zararın ise 500.000 TL civarında olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kesinleşen 25.000 TL’lik zararın, zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini 529.109,61 TL.’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; ceza davasında beraat ettiğini, mahkemenin beraat kararı ile bağlı olduğunu, ceza davasının bekletici mesele yapılmasının gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.03.2016 tarihli ve 2005/524 Esas, 2016/447 Karar sayılı kararıyla; davalı taraf zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de, TBK’nın 72 nci maddesine göre haksız fiilden kaynaklı tazminat isteminin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesi ile zaman aşımına uğrayacağı ancak tazminatın ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş ise bu zamanaşımı süresinin uygulanacağı belirtildiğinden, davacı kurumun kurum zararını öğrendiği tarihten itibaren henüz zaman aşımı süresinin geçmediği dikkate alınmakla, davalı tarafın zaman aşımı itirazının reddine, dosyaya ibraz olunan raporun usul ve yasaya uygun olması, özellikle raporda tek tek davalı tarafın hangi belgelerde usulsüzlük yaptığının belirtilmiş olması, buna ilişkin ekli belgelerde tam olarak ne kadar usulsüzlük yapıldığının ayrıntılı olarak açıklanmış olması, müfettiş teftiş raporunda da bir kısım doktorların reçete düzenlemediklerini beyan etmeleri, reçetelerdeki imzaların kendilerine ait olmadıklarını söylemeleri dikkate alındığında, davacı kurumun davalının işlettiği eczanelerdeki usulsüzlükler sebebiyle 307.027,95 TL ana para zararı ile 228.081,66 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 529.109,61 TL zararı bulunduğundan davanın kabulüne; 25.000 TL tazminatın dava tarihi olan 15.07.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 282.027,95 TL asıl alacak ile 228.081,66 TL faiz alacağının ise ıslah tarihi olan 14.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 20.11.2018 tarihli ve 2016/29824 E., 2018/10904 K. sayılı ilamında; Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi (6098 sayılı BK.nun 74 üncü maddesi) uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değil ise de mahkumiyet kararı ve tespit edilen maddi olgularla bağlıdır. Bu nedenle açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Mahkemece, Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyası beklenerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, ceza davası sonucu beklenmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ceza dosyasında dinlenen müşteki ve tanık anlatımları ile teftiş raporu birlikte değerlendirildiğinde sağlık karnelerinin davalı eczanede uzun süre kaldığı, sağlık karnesi sahiplerinin hastalıkları ile ilgilisi olmayan ilaçların sağlık karnelerine yazıldığı, sağlık karnelerinden bazı sayfaların koparıldığı, düzenlenen bilirkişi raporunun

hüküm kurmaya elverişli olduğu, usulsüz düzenlendiği tespit edilen reçetelerin bedelinin 529.109,61 TL olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından davanın kabulü ile, 307.027,95 TL asıl alacak, 222.081,66 TL faiz olmak üzere toplam 529.109,61 TL’nin; 25.000 TL’sinin dava tarihi olan 15.07.2005 tarihinden, 504.109,61 TL’sinin ıslah tarihi olan 14.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Dairemizin 13.12.2022 günlü ve 2022/6177 Esas, 2022/9436 Karar sayılı ilamıyla davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile, mahkemece yalnızca asıl alacağa ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 121/son maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu m.104/son) hükmüne aykırı olarak faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde asıl alacak ile işlemiş faiz toplamına faiz yürütülmesi doğru görülmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7 maddesi gereği düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde, aleyhine vekalet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğunu, temyiz itirazlarının neden reddedildiğinin açıklanmadığını, bozma sonrasında dava konusu uyuşmazlığın esasına etkili delillerin toplanmadığını, hükme esas alınan rapora ayrıntılı olarak itiraz etmiş olmalarına rağmen itirazları konusunda olumlu veya olumsuz karar verilmediğini, ıslah yoluyla ileri sürdüğü zamanaşımı itirazının da soyut ve dosya kapsamına uymayan gerekçelerle reddine karar verildiğini, her hangi bir tanığın dinlenmediğini, dava konusu reçetelere konu ilaçların kime, nasıl ve ne şekilde teslim edildiğinin araştırılmadığını, reçetelerde yer alan ilaçların hastaların hastalıklarıyla uyumlu olup olmadığının sağlık belgeleriyle karşılaştırılmadığını, reçetelerdeki yazı ve imzalara ilişkin bilirkişi incelemesinin yaptırılmadığını ileri sürerek; usul ve yasaya aykırı kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının eylemleri nedeniyle Kurumun zarara uğrayıp uğramadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2 nci maddesi şu şekildedir;
“(1) Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez.
(2) Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Sayıştay’da temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde itirazen görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir.”

3. Değerlendirme
1. Davacı hakkında Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada dinlenen hasta beyanları ile bu hastaların Kurumda alınan beyanlarında; sağlık karnelerini davacıya ait eczanede uzun süre bıraktıklarını ve davacının kendileri için ilaç yazdırdığını söylemeleri karşısında davacının sahtecilik eylemine karıştığı anlaşıldığından ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60/II. Maddesinde “….şu kadar ki, zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruruzamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa, şahsi davaya da o müruruzaman tatbik olunur….” denilmek suretiyle zamanaşımı süresi için Ceza Kanununa atıfta bulunulmuş olup, anılan hükme göre tazminat davasının, ceza kanunları gereğince süresi daha uzun zamanaşımı süresine tabi cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş olması halinde, ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı açıktır. Kaldı ki bu maddenin uygulanması için, ceza davasında tazminat istenmesi gerekmediği gibi, eylemi işleyen hakkında ceza davası açılmış olması ya da mahkumiyet kararı verilmiş olması da gerekli değildir. Sadece eylemin suç niteliğini taşıması yeterlidir. Sahteciliğe konu reçetelerin 2003, 2004 yıllarına ait olup davanın 01.01.2005 tarihinde açılmış olmasına göre davanın zamanaşımına uğramadığı, bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alınmasına yeterli görüldüğünden Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin sair karar düzeltme sebeplerinin reddi gerekmiştir.

2. Dava dosyasının incelenmesinde; davalı vekilince duruşmalı olarak dosyanın temyiz edildiği, davalı vekili olarak Avukat …’in duruşmaya katıldığı, davalı vekilinin temyiz taleplerinin kısmen kabulü ile mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiş olmasına rağmen davalı lehine duruşma vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmaktadır.

O halde, Dairemizin 13.12.2022 tarihli ve 2022/6177 E., 2022/9436 K. sayılı kararıyla davalı aleyhine hükmedilen duruşma vekalet ücretinin kaldırılmasına, 8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1- Davalı vekilinin sair karar düzeltme sebeplerinin REDDİNE,

2- Dairemizin 13.12.2022 tarihli ve 2022/6177 E., 2022/9436 K. sayılı kararında yer alan “8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” ifadesinin hükümden çıkartılmasına, yerine “8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLMESİNE,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyen davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.