Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/733 E. 2023/1671 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/733
KARAR NO : 2023/1671
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/153 E., 2021/393 K.
DAVA TARİHİ : 07.09.2015
KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde birleştirilerek görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı, dar gelirli ailelere konut edindirilmesi kapsamında davalı … ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, ancak sonrasında tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini, belediyenin sözleşmeyi geçersiz sayarak 05.07.2010 tarihinde irade fesadı altında dilekçesini alarak ödediği bedeli iade ettiğini, bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını ileri sürerek; arsanın rayiç değerinden belirsiz alacak olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı birleşen davada ise, aynı vakıalara dayalı olarak 79.635,57 TL’nin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı, davacı tarafından davalı kuruma yapılan başvuru üzerine ödenen arsa tahsis bedelinin davacının talebi doğrultusunda değer artışı da ilave edilmek sureti ile iade edildiğini, bu yönde taraflar arasında ibraname düzenlendiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.06.2018 tarih, 2018/1232 E., 2018/1395 K. sayılı kararı ile, 6745 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile 775 sayılı Gecekondu Kanununa eklenen geçici 10 uncu madde gereğince davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.06.2018 tarihli ve 2018/1232 E., 2018/1395 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.04.2019 tarihli ve 2018/4697 E., 2019/5252 K. sayılı kararı ile; 775 sayılı Gecekondu Kanunu’na eklenen geçici 10 uncu maddenin Anayasa Mahkemesi’nin 20/12/2018 tarihli ve 2016/181 E., 2018/111 K. sayılı kararı ile iptal edildiği, yargılama sırasında yürülüğe girip, yine yargılama sırasında iptal edilen kanun hükmüne dayanılarak karar verilmiş olmasının hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun düşmeyeceği, hal böyle olunca, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, özellikle de davadan önce bir ödeme olgusu olup olmadığı, var ise, bunun borcu sona erdirip erdirmediği hususu üzerinde durularak, gerekirse konusunun uzmanı bilirkişiden rapor da alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 14.07.2020 tarih, 2019/260 E., 2020/2374 K. sayılı kararı ile; verilen asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 05.04.2021 tarihli ve 2020/10682 E., 2021/3573 K. sayılı kararı ile, eldeki davada, davacının; Şahinbey Belediye Başkanlığına hitaben 05.07.2010 yılında verdiği dilekçesi ile ödemiş olduğu meblağın tarafına ödenmesi ve arsa tahsisinin iptali hususunda gereğinin yapılmasını talep ettiği, buna göre de kendisine davalı … tarafından ödeme yapıldığı, davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği, yapılan ödemenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 131 inci maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu 113 üncü madde) işaret edilen ve borcu sona erdiren hallerden biri olduğu, hal böyle olunca asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; bozma ilamında belirtilen gerekçe ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; dosyada bir ibranın olmadığını, buna rağmen talep yazısının ibra gibi yorumlandığını, ibra iradesinin açık ve net olması gerektiğini, gerçek zarar ile ibra edilen miktar gözetilerek kararın bozulması gerektiğini, irade fesadına dair tanıklarının da dinlenmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; dosyada daha önce TBK hükümlerine göre ödenmesine karar verilen geçici avans ödemesinin avans faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan arsa tahsis sözleşmesi ve sonrasında belediye meclisinin arsa tahsislerinin iptaline ilişkin kararı ile ifanın imkansız hale gelmesinden kaynaklı rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 76 ncı maddesi “Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir.
Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.” şeklindedir.

3. Değerlendirme
1. Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları, bozma ilamı ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı da dikkate alındığında davacının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyanın incelenmesinde; mahkemece 30.10.2015 tarihli ara kararla davacının mağduriyetinin önlenmesi için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 76 ncı maddesi uyarınca 10.000,00 TL avans tazminatının davalı kurumdan tahsiline karar verilmiştir. TBK’nın 76 ncı maddesi gereğince davalının yaptığı geçici ödemelerin, hükmedilen tazminattan mahsup edilmesi, tazminata hükmedilmezse, davacının aldığı geçici ödemenin yasal faizi ile birlikte geri verilmesine karar verilmesi gerekmekte olup, mahkemece bu hususta bir hüküm kurulmamıştır. O halde açıklanan hususlar dikkate alınarak mahkemece davacıya yapılan geçici ödemeye ilişkin bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1.Davacının temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Temyiz olunan Mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.