Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/550 E. 2023/1755 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/550
KARAR NO : 2023/1755
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/256 E., 2022/299 K.
DAVA TARİHİ : 04.09.2012
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından duruşma talepli temyiz edilmiş ise de; temyize konu kararda hükmedilen miktar duruşma sınırının altında olduğundan duruşma isteğinin reddine karar verilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, davalının kardeşi olduğunu, murisleri …’in 1/5 oranında eşit mirasçıları olduklarını, murisin sağlığında özel halk otobüsü işletmeciliği ile uğraştığını ve 34 ZK 7435 plakalı otobüsün çalıştığı hattın % 50 ortağı olduğunu, murisin 23.09.2002 tarihinde vefat etmesinden sonra miras işlerinin takibinin sağlanmasına yönelik kardeşlerinden …e 27.11.2002 tarihli vekaletnameyi verdiği sırada mirastan feragat sözleşmesi de imzalatıldığını, bu durumu fark edince sözleşmenin iptali istemiyle açtığı davanın kabul edilerek kesinleştiğini, mirastan feragat sözleşmesinin iptaline ilişkin açtığı davada murisin sağlığında fakat vefat ettiği yıl içerisinde 27.2.2002 tarihinde özel halk otobüsü işletme hattı ile otobüsün %50 hissesini davalıya muvazaalı olarak devrettiğini öğrendiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak özel halk otobüsü işletme hattının davalı adına kayıtlı %50 hissesinden miras hissesi olan 1/5 hakkına karşılık gelmek üzere tespit edilecek gerçek değerinden şimdilik 10.000,00 TL, muristen devralınan aracın yerine alınan …. plakalı aracın hissesine karşılık gelen gerçek değerinden 10.000,00 TL, murisin vefatından dava tarihine kadar elde edilen kazancın hissesine karşılık gelmek üzere tespit edilecek gerçek değerinden 10.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 05.11.2013 tarihli dilekçesi ile davalının vekaletsiz iş görme hükümlerine göre sorumlu olduğunu belirterek dava dilekçesindeki talebi doğrultusunda karar verilmesini istemiş, 25.03.2015 tarihli dilekçesi ile de, otobüsün işletilmesinden elde edilen kazanca ilişkin talebini 136.840,90 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı, öncelikle huzurdaki davanın miras hukukunda karşılığının bulunmadığını, muris tarafından 27.01.2002 tarihinde davalı adına hisse devri yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kabul edilmemekle birlikte böyle bir devrin varlığı halinde bile yapılan tasarruf, sağlar arasında olduğundan saklı payın zedelendiği oranda tenkis davası açılabileceği ancak açılan davanın tenkis davası olmadığı açıkça görüldüğünden hukuki menfaat yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/316 E. sayılı dosyasının delil olarak gösterilmesinin yanıltıcı olduğunu, zira davacının da içerisinde olduğu tüm mirasçıların Üsküdar 7. Noterliğinin 27.11.2002 tarih ve 395536 yevmiye nolu vekaletnamesi ile mirasçı …e vekalet verdiğini, bu vekalet ile miras bırakan adına kayıtlı … plakalı araç ile … plakalı aracın satışlarının yapıldığını, elde edilen meblağın tüm mirasçılara hakları oranında dağıtıldığını, davacıya da payı oranında ödeme yapıldığını, dava konusu …. plakalı aracın satışının 25.04.2011 tarihinde 16.940,00 TL olarak yapıldığını, akabinde 34 EH 6905 plakalı aracın alındığını, hat bedeli isminde bir bedel bulunmadığını, davacının zarar verme ve daha fazla para elde etme kastı ile hareket ettiğini iddia ederek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.09.2015 tarihli ve 2015/37974 E., 2017/4740 K. sayılı kararıyla; Ümraniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/316 E. sayılı dosyasında davacı … Erkin’in Üsküdar 7. Noterliğinin 27.11.2002 tarih 39554 yevmiye nolu mirastan feragat sözleşmesinin iptali ve terekeye dahil olan dava konusu malların satılarak paraya çevrilmesi yolu ile mirasçılar arasında paylaştırılmasına, davalı …’in elinden çıkardığı malların miras payından tenkisine ilişkin olarak davalılar …, …. ve …adına dava açtığı, yapılan yargılama sonunda davanın … yönünden kabulü ile noterce düzenlenen mirastan feragat sözleşmesinin murisle birlikte yapılmadığından feshine karar verildiği, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verildiği, kararın 13.09.2011 tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü, mirastan feragat sözleşmesinin tetkikinde ….. ve …in, … lehine babaları …’in adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul nedeni ile mirastan feragat edildiğinin görüldüğü, iptal edilen sözleşmenin bu sözleşme olduğunun anlaşıldığı, muris …’in veraset ilamında 23.09.2002 tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak 5 çocuğunun kaldığının görüldüğü, İETT Genel Müdürlüğünün 17.10.2012 tarihli cevabi yazısında, …’in 23.09.2002 tarihinde vefatı üzerine veraset ilamı ve diğer hak sahiplerinin (mirasçıların) araç üzerindeki hak ve hisselerinden feragat etmesi nedeni ile aracın 1/2 hissesinin 30.12.2002 tarihinde … adına kayıt edildiği, diğer 1/2’sinin mevcut hissedar Durmuş Öztürk adına devam ettiğinin belirtildiği, bu aracın aylık hak ediş bedelini gösterir rapor suretlerinin mahkemeye gönderildiği, davalının bu otobüsü bugüne kadar işlettiği, İETT tarafından gönderilen hak ediş belgelerine göre toplam gelirin %50’sinin, 1/5’inin 136.840,90TL olduğu, otobüsün işletilmesinden elde edilen gelirden davalının vekaletsiz iş görme hükümlerine göre sorumlu olduğu, 30.10.2002-04.09.2012 tarihleri arasına ilişkin olarak bilirkişi tarafından hesaplanan hak edişlerin davacı hissesine düşen kısmına hükmedilerek davanın kısmen kabulü ile, 136.840,90 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay(kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19.04.2017 tarihli, 2015/39222 E., 2018/7635 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazlarının reddinin gerektiği belirtilerek, davacının otobüsün işletilmesinden elde edilen gelire yönelik talebi ecrimisil niteliğinde olduğundan, adı geçen alacağı ancak geriye dönük 5 yıl için isteyebileceği, bununla birlikte, bilirkişi raporunda otobüsün hak edişlere göre geliri hesaplanmış ise de aracın işletilmesinden elde edilen net karın tespit edilmesinin gerektiği, hal böyle olunca mahkemece, otobüsün işletilmesinden elde edilen net kar hesaplanarak, bu miktarın da geriye doğru 5 yıl ile sınırlı olarak talep edilebileceği gözetilerek, gerekirse uzman bir bilirkişiden Yargıtay, mahkeme ve taraf denetimine açık rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalının 2008-2012 yılları arasındaki halk otobüsü işletmesi nedeniyle tutulmuş olan tüm defter ve kayıtlarının ibrazı için davalı vekiline kesin mehil verildiği, kesin mehil içerisinde bu yıllara ait defter ve kayıtların ibraz edilemediği, bunların İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/36 E. sayılı dosyasında bulunduğu belirtilmiş ise de bu mahkemenin 10.05.2022 tarihli cevabi yazısında, bu dosyada 2012 yılı ve sonrasına ait ticari defter ve kayıtların bulunduğunun bildirildiği, tüm deliller toplandıktan sonra dava dosyasının uyulmasına karar verilen bozma ilamı kapsamına göre talep edilebilecek miktarın belirlenmesi için bilirkişiye tevdi edildiği, 15.09.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/36 E. sayılı dosyasında 2012 yılı öncesi defter ve kayıtların ibraz edilmediği, bu itibarla net gelirden, gider kalemi olarak mahsup yapılacak bir veri bulunmadığı, 5 yıllık net gelir üzerinden davacının 1/2 oranında ortaklık payı üzerinden, 1/5 oranında hissesi bulunduğu gözetilerek (571.289,04TLx1/2=285.644,52×1/5=) 57.128,90 TL talep edilebileceğinin belirtildiği, itiraz üzerine alınan 07.10.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda ise; 2008-2012 yılları arası ticari defterlerin ibraz edilmediği, ancak bu yıllara ait gelir ve gider belgeleri ile yıllık gelir vergisi beyannamelerinin ibraz edildiği, ibraz edilen belgelerin defter kayıtları üzerinde incelenmesinin mümkün olmadığı, bu yıllara ait incelemelerin dosyaya ibraz edilen yıllık gelir vergisi beyanname örnekleri üzerinden yapıldığı, 1/5 hisseye düşen 5 yıllık net karın 941,71 TL olduğunun belirtildiği, mahkemece öncelikle İstanbul’da işletilen bir halk otobüsünün, yıllık gelir vergisi beyannamelerinde belirtildiği şekilde 2008 yılında zarar etmesinin, diğer yıllarda ise cüzi karlar yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu nedenle 2 nci ek raporda belirlenen 941,71 TL’lik miktara itibar edilmesinin mümkün görülmediği, bilirkişilerin düzenlemiş olduğu 15.09.2022 ibraz tarihli ek raporun ise Belbim A.Ş. tarafından, dava konusu yapılan yıllara ait, davalıya yapılan hak edişlere göre düzenlendiği, yapılan hesaplarda davacının son 5 yıllık net gelirinin 571.289,04 TL olduğu, 5 yıllık net gelir üzerinden davacının 1/2 oranında ortaklık payı üzerinden 1/5 oranında hissesi bulunduğu, buna göre (571.289,04TLx1/2=285.644,52×1/5=) 57.128,90 TL talep edilebileceğinin belirtildiği, bu ek rapordaki belirlenen miktarın gelir olarak olayın oluşuna uygun olduğu, hisseye düşen net karın 57.128,90 TL olarak kabulünün gerektiği, ancak bozma ilamı gereğince, net karın hesaplanması gerektiğinin de açık olduğu, mahkemece yapılan masraflar hususunda belge sunması için davalıya mehil verildiği, ancak belge sunulamadığının görüldüğü, bir halk otobüsü için herhangi bir masraf yapılmamasının mümkün olmadığı gibi, hayatın olağan akışına da aykırı olduğu, bu itibarla mahkemece belgelendirilemeyen yakıt, sürücü vs. mutat masraflar için, hakkaniyet gereği, takdiren %20 oranında indirim yapılarak, 45.703,12 TL’lik kısmın ecrimisil alacağı olarak tahsiline karar verilmesi gerektiği vicdani kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile, belgelendirilemeyen yakıt, sürücü vs. mutat masraflar için, hakkaniyet gereği, takdiren % 20 oranında indirim yapılarak, 45.703,12TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; yerel mahkemenin verdiği karar ile net karın hesaplandığı ve taraflarınca sunulan deliller ve defterlerin değerlendirildiği 07.10.2022 tarihli ek bilirkişi raporuna itibar edilmediğini, net karın değil gelirin hesaplandığı bilirkişi raporundaki 57.128,90 TL’lik miktara %20 masraf ve giderler için hakkaniyet indirimi uygulanarak 45.703,12 TL gibi bir rakama ulaşıldığını, yazılı deliller, defterler ve bilirkişi hesaplamaları varken, net karın değil gelirin hesaplandığı rapora dayanmaya devam ederek %20 takdiri indirim uygulamasının kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, taraflarınca davaya konu otobüsün işletilmesi ile ilgili olarak 2008, 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarına ait gelir-gider belgeleri yıllık gelir vergisi beyannameleri, 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterlerin sunulduğunu, sunulan bu belgelerin 07.10.2022 tarihli son bilirkişi raporunda değerlendirildiğini ve net karın hesaplamasında yararlanıldığını, ek raporda davacının 1/5 hissesine isabet eden miktarın 941,71 TL olduğunun görüldüğünü, Yargıtay bozma ilamı gereğince net karın hesaplanmasının gerektiğinin açık olduğunu, tarafların sunduğu belge ve defter değerlendirmeleri ile net karın hesaplandığı 07.10.2022 tarihli son bilirkişi raporu mevcutken yerel mahkemece rapor görmezden gelinerek takdiri hakkaniyet indirimi yoluna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, otobüsün işletilmesinde yüksek miktarlarda yakıt gideri, tamir gideri, yıpranma gideri, çalışan sürücü gideri gibi çok sayıda kaleme tekabül eden ve yüksek tutarlarda giderlerin söz konusu olduğunu, 100 lira gelirin yalnız 20 lirasının gidere gitmesinin ve %80 kar edilmesinin ulaşım sektöründe mümkün olmadığı gibi piyasa özelinde hayatın olağan akışına da uygun olmadığını, eğer belge ve defter sunulmamış olsaydı dahi (ki yukarıdaki maddede açıkladığımız üzere sunulmuştur), mahkemece ulaştırma sektöründeki kuruluşlara yazı yazılarak yahut gelir üzerinden piyasa normalinde yüzde kaç kar edildiği yönünde bilirkişi raporu alınarak hakkaniyet indirimi oranının belirlenmesinin gerektiğini, sektörün niteliği gereği gelir üzerinden yaklaşık kar oranını belirlemenin dahi uzmanlık gerektirdiğini, aksi halde 100 lira gelir üzerinden 80 lira kar edildiği gibi bir yanılgıya düşüleceğini ifade ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının murisinden kalan otobüsün davalı tarafından haksız olarak kullanılmasından dolayı elde edilen gelirden hissesine düşen kısmın vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6’ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir. Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190’ıncı maddesinin birinci fıkrasında; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, iddia edilen vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.

2. Vekâletsiz İşgörme hükümleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 526 vd maddelerinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Kanunun “İşin görülmesi” başlıklı 526’ncı maddesinde; “Vekâleti olmaksızın başkasının hesabına işgören, o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlüdür.”, aynı Kanunun “Sorumluluk” başlıklı 527’nci maddesinin 1’inci fıkrasında; “Vekâletsiz işgören, her türlü ihmalinden sorumludur. Ancak, işgören bu işi, işsahibinin karşılaştığı zararı veya zarar tehlikesini gidermek üzere yapmışsa, sorumluluğu daha hafif olarak değerlendirilir. “, aynı Kanunun “İşin işsahibinin menfaatine yapılması hâlinde” başlıklı 529’uncu maddesinde; “İşsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır.
İşgören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir.”, aynı Kanunun 530’uncu maddesinde; “İşsahibi, kendi menfaatine yapılmamış olsa bile, işgörmeden doğan faydaları edinme hakkına sahiptir; ancak zenginleştiği ölçüde, işgörenin masraflarını ödemek ve giriştiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle yapılan masraflar hesaplanmak üzere 2008-2012 yılları arasındaki halk otobüsü işletmesi nedeniyle tüm giderlere ilişkin tutulmuş olan defter ve kayıtlar davalı vekiline verilen kesin süreye rağmen sunulmadığından bozma sonrası alınan oluşa uygun, kanaat verici ilk bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasında herhangi bir hukuki isabetsizlik olmadığından, temyiz edenin sıfatına göre temyizen incelenen kararın, usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.