YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/55
KARAR NO : 2023/1470
KARAR TARİHİ : 16.05.2023
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2012/513 E., 2021/902 K.
DAVA TARİHİ : 30.09.2011
KARAR : Davanın kısmen kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı … vekili
Taraflar arasındaki tapu iptali – tescil, alacak, tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı … tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı … ile Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında imzalanan 20.06.2006 tarihli sözleşmeyle, Meram Belediye Başkanlığına ait Konya ili Meram İlçesi Kozağaç Mahallesinde bulunan taşınmaza 512 daire yapılarak ve yapılan dairelerden %25’inin Meram Belediyesi’ne ait olacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra davalıların yoğun bir şekilde satış kampanyasına başladıklarını, açıklamaları nedeni ile halkta güven ve inanç oluşturulduğunu, Meram Belediyesinin güven telkinleri dikkate alınarak Pelit Apartmanı 13 nolu Bağımsız bölümün, Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den 120.000 TL bedel karşılığı satın alındığını ve satış bedelinin ödendiğini, sözleşmede teslim süresi 01.09.2008 tarihi olmasına rağmen davalılarca teslim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, teslim ve tescil yönünden davalılara başvurulması üzerine Meram Belediyesi tarafından sözleşmenin feshedildiğinden bahisle bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, fesih nedeniyle davalı Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin işten el çektirilerek yapılan inşaatlara … tarafından el konulduğunu ileri sürerek, satışa konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, satışa konu taşınmazın eksiksiz hali ile rayiç değeri üzerinden belirlenecek tazminattan şimdilik 5.000 TL ile taşınmazın teslim tarihi olan 01.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek kira bedeli ve uğranılan müspet zararın ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, tapu iptali ve tescil talebinin mümkün olmaması halinde evin bedeli için ödenen bedelden şimdilik 10.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile evin teslim edilmesi gereken tarihten bu yana işleyecek rayiç kira bedeli ve uğranılan müspet zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı … vekili; davacının ihtilaf konusu talepleri yönünden dava tarihinden önce başvuru yapılmadığını, dolayısıyla temerrütün oluşmadığını, …’nın satış sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi herhangi bir satış bedelinin de ödenmediğini, buna göre husumet yöneltilemeyeceğini, davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin şekil şartlarından yoksun olup geçersiz olduğunu, davacının taleplerinin ancak yüklenici firmanın edimini eksiksiz olarak yerine getirmesi halinde talep edebileceğini, davalı şirketin Belediyeye karşı yüklendiği edimleri eksiksiz olarak yerine getirmediğinden gerek yüklenici şirketin ve gerekse de halefi olan davacının herhangi bir talepte bulunamayacağını, yüklenici şirketin Belediye ile imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında edimlerini gereği gibi ve zamanda yerine getirmediğinden sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedildiğini, mahkemenin görevli olmadığını, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, açılan davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
2. Davalı Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili; şirket ile diğer davalı … arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak, Gedavet Konutlarının inşaatına başlandığını, şirketçe sözleşmeye dayanılarak konutların satışına başlandığını, sözleşme gereğince şirket tarafından diğer davalı …’na daireler teslim edildikten sonra sözleşmenin belediyece feshedildiğini, diğer davalınının şirkete karşı edimlerini yerine getirmediğini, şirkete hak edişlerini ödemediğini, şirketin zarara uğradığını, şirketin dairelerin teslim edilmesindeki gecikmede ve tapu kayıtlarına ilişkin gecikmede herhangi bir kusurunun bulunmadığını, şirketin de davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davacının kira bedeli istemesinin de sözleşmeye göre hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki satış sözleşmesinin kararlaştırılan tarihte ifa edilmediği, Meram Belediyesi ile Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedilmesi neticesi ifasının da mümkün olmadığı, yüklenici Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından, … aleyhine Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 E. sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, menfi zararın alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK’nın 51 inci maddesi uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan onaylanarak geçen mahkeme dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, ıslah dilekçesiyle ödenen bedelin tahsilinin talep edildiği, ödenen bedelden davalıların müştereken ve müteselsil sorumlu oldukları anlaşıldığından, tapu iptali ve tescil yönündeki davanın reddine, terditli bedel iadesi ve tazminat talebinin kısmen kabulüyle, 109.000 TL sözleşme kapsamında ödenen bedelin, 10.000 TL’nin dava tarihinden, 110.000 TL’nin ıslah tarihi olan 31.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kira gelir kaybı, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz ve müspet zarar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Bayvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 28.09.2022 tarihli ve 2022/6150 E., 2022/7100 K. sayılı ilamıyla; Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı … Belediyesi Başkanlığı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili dilekçesinde; reddedilen miktarlar yönünden vekalet ücretine hükmedilmediğini, yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu, davaya konu taşınmazın başkası adına kayıtlı olduğunu, kurumun tek satış için iki ayrı tazminat ödemek zorunda kaldığını, bu konuda mahkemece hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini, taşınmazın bedelinin ödendiğine ilişkin makbuzun dosyaya sunulmadığını, senet asıllarının hatalı olarak ödeme olarak değerlendirildiğini, herhangi bir belgeye bakılmadan ve sunulacak olan makbuzda imza, kaşe ve mürekkep yaşı konusunda kriminal inceleme yapılmadan karar verildiğini, mahkemece ıslahla artırılan miktara zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, güven ilkesinin Türk Hukuk sisteminde bulunmadığını, verilen kararın kanunların mülkilik ilkesine aykırı olduğunu, davacının sözleşmenin asıl muhatabı olan diğer davalı şirketin iflas işlemlerinin sürdüğü Ankara 21. İflas İdaresine başvuru yaptığına ve iflas masasına kayıt yaptırdığına ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığını ileri sürerek onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptal tescil, bedel iadesi, tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
a. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.05.2019 tarihli ve 2018/13-977 E., 2019/572 K. sayılı kararı.
b. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası;
“Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir…. ”
“…Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz.”
c. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 30 uncu maddesi; “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır.”
d. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ncı maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”
e. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125 inci maddesi; “Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.”
f. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117 nci maddesi;
” Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bugünün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.”
g. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125 inci maddesinin ikinci fıkrası; “Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. (Ek cümle:22/7/2020-7251/11 md.) Bu takdirde dava davacı aleyhine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.”
h. Zaman aşımı ilk itirazı konusunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 10.10.2022 tarihli ve 2022/6208 E., 2022/7561 K. sayılı kararı.
3. Değerlendirme
Düzeltilmesi istenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, bilirkişi raporuna, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.