Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/542 E. 2023/714 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/542
KARAR NO : 2023/714
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/545 E., 2022/119 K.
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; 15.06.1999 tarihli tutanak ile davalının abonesiz ve sayaçsız kaçak su kullandığının tespit edildiğini, kaçak su tespit tutanağına istinaden davalının resen abone yapıldığını, akabinde davalı aleyhine başlatılan takibe konu alacağın ise kaçak su kullanım bedeli, sözleşme bedeli, ödenmemiş dönemsel tüketim bedelleri ve faturalara işleyen gecikme cezası toplamından oluştuğunu, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davacı şirketin abonesi olduğunu, kaçak su kullanımından bahsedilemeyeceğini, inşaatın yapımı aşamasında muhtelif firmalardan ayrıca su temin ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.10.2014 tarihli ve 2013/264 E., 2014/575 K. sayılı kararıyla; davacı şirket çalışanlarınca düzenlenen 15.06.1999 tarihli tutanağa istinaden, davalının şebeke borusunu delmek suretiyle 170 m2 lik inşaat alanında kaçak su kullandığının tespit edildiği ve davalının 25.06.1999 tarihinde resen abone yapıldığı, hukuka uygun olarak tahakkuk ettirilen kaçak su bedelinin 7.979,57 TL olduğu, bunun yanında davalının toplam 866,80 TL ödenmemiş su faturası, 4,72 TL açma kapama bedeli, 5.121,13 TL gecikme cezası borcunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 07.04.2016 tarihli ve 2015/6450 E., 2016/5413 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, “…Somut olaya gelince; davacı kurum görevlilerince düzenlenen tutanağa göre, davalının Maltepe…’deki 170 m2’lik inşaat alanında 10 katlı 20 daireli kaba inşaatta şebeke borusunu delmek suretiyle kaçak su kullandığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından; 11.6.2002 tarih 742,80 TL , 17.6.2002 tarih 124.00 TL bedelli ve 7.979,57 TL kaçak su bedelinin tahsili takip konusu yapılmıştır. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise, dava konusu tahakkuklara ilişkin olarak denetime elverişli şekilde hesaplama yapılmamış, sadece davacı kurumun tahakkuku tekrar edilmekle yetinilmiş, mahkemece bu rapor doğrultusunda karar verilmiştir…
…Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman mühendis bilirkişiye verilerek, davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin, davalının tanker ile su kullandığı savunması da değerlendirilerek yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi yasaya aykırıdır…” gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 05.10.2017 tarihli ve 2016/283 E., 2017/410 K. sayılı kararıyla; davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarının 13.834,04 TL olduğu ve bu alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının takibe vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 13.834,04 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, fatura bedeli olan 866,80 TL üzerinden hesaplanan % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 16.10.2018 tarihli ve 2018/3503 E., 2018/10088 K. sayılı ilamıyla; “…Uyuşmazlık, kaçak su kullanımından kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkindir.
…mahkemece dosyanın konusunda uzman makina mühendisi bilirkişiye verilerek, kaçak tespitinin yapıldığı tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin hesaplanması konusunda taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişinin düzenlediği, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır…” gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 06.01.2022 tarihli fen bilirkişi raporundaki fotoğraflardan davacının maliki olduğu Huzur Apartmanının kaçak tespiti yapılan bina olmadığının anlaşıldığı, mühendis bilirkişi tarafından 22 yıl önce gerçekleşen kaçak su kullanımından herhangi bir iz ve delil kalmadığının, tesisatın tümden yenilenmiş olduğunun, olay anında şantiye durumunda olan binanın tamamlanarak maliklerine teslim edilmiş olduğunun bildirildiği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; kaçak tespit tutanağı üzerinden 22 yıl geçtiğini, kaçak su kullanımına dair herhangi bir emare ve iz bulunmamasının doğal olduğunu, tarafına kusur atfedilemeyeceğini, kaçak tespit tutanağı dikkate alınarak hüküm tesis edilmesi gerektiğini ileri sürerek; Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK)

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararın bozulması, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Somut uyuşmazlıkta; davacı şirket çalışanları tarafından düzenlenen 15.06.1999 tarihli kaçak tespit tutanağına istinaden davalının kaçak su kullandığından bahisle resen abone yapıldığı, takibe konu borcun ise kaçak su kullanım bedeli, dönemsel tüketim bedeli, açma kapama bedeli ve faturalardan kaynaklı gecikme cezasından oluştuğu; Mahkemenin 05.10.2017 tarihli kararının davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, anılan kararın; davacının davalıdan talep edebileceği kaçak su kullanım bedelinin belirlenmesi noktasında, kaçak tespit tarihindeki ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca hesaplama yapılıp, sonucu dairesinde hüküm tesis edilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu; bozmaya uyan Mahkemece, davacının kaçak su kullandığı gelinen aşamada kesinleşmiş olmasına rağmen, yeniden bu hususta inceleme yapılıp, hatalı değerlendirme ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.

3. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; kaçak tespit tutanağında yazılan adresteki apartmanın giriş + 6 kattan ibaret olup, kaçak su kullanımına konu giriş + 8 normal kat+ 1 çatı katı olmak üzere 10 katlı apartmanın hemen yanında bulunduğu, kaçak tespit tutanağında sadece adres belirtilmekle yetinilmeyip, kaçak su kullanılan yerin 10 katlı 20 daireden oluşan kaba inşaat halindeki bina olduğunun da açıkça belirtildiği, kaldı ki tutanak tutulduğu tarihte binanın kaba inşaat halinde olması nedeniyle apartman isminden bahsedilemeyeceği sabit olup; kaçak tespiti yapılırken bahse konu binaların yana yana olması ve henüz inşaat halinde bulunması nedeniyle sehven adresin hatalı yazıldığı anlaşılmıştır.

4. Hal böyle olunca, Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, tespit tarihinden 22 yıl sonra kaçak su kullanımına dair herhangi bir iz veya emareye rastlanılamamasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davalının kaçak su kullandığı, ancak takibe konu faturanın sadece kaçak su kullanım bedelinden değil, davalının abone yapılmasıyla birlikte dönemsel tüketim bedeli, gecikme cezası, açma kapama bedeli gibi alacak kalemlerinden oluştuğu dikkate alınarak, davacı şirketin davalıdan talep edebileceği bedelin duraksamasız belirlenmesi noktasında, tespit tarihinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre hesaplamayı içerir, konunun uzmanı makina mühendisi bilirkişiden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; bozma gerekleri yerine getirilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

21.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.