Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/539 E. 2023/1644 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/539
KARAR NO : 2023/1644
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2013/1278 E., 2013/1920 K.
DAVA TARİHİ : 16.08.2010
KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet Bakanlığınca hazırlanan Bursa-Kestel Göçmen Evleri Projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 10.000.00 TL (eski para) peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 17.643,12 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.06.2012 tarihli ve 2010/826 E., 2012/705 K. sayılı kararı ile; davacının yaptığı peşin ödemenin mahsup edilmediği gerekçesiyle mahsup edilmeyen miktarın güncellenmiş değerinin 15.643,12 TL olduğuna ilişkin bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 12.11.2012 tarihli ve 2012/19459 E., 2012/26373 K. sayılı ilamı ile; gerek devletin resmi kurumları arasındaki yazışmalardan, gerek hak sahiplerine ait liste başlıklı belge kapsamından ve gerekse aynı nedenlerle açılan ve reddedilip, dairemizin incelenmesinden de geçmek suretiyle kesinleşen dosya kapsamlarından da açıkça anlaşılacağı gibi davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; gerek Devletin resmi kurumları arasındaki yazışmalar, gerek hak sahiplerine ait liste ve diğer destekleyici belgelerden davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığı, dolayısıyla davacının iş bu davada ileri sürdüğü alacak iddiasının maddi ve hukuki bir temelinin bulunmadığı, davanın sübuta ermediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyizinde; maliyet hesaplarının hatalı olduğunu, maliyet hesapları konusunda yeniden inceleme yapılması gerektiğini, maliyet hesaplarında yapılan uyarlamanın yasal olmadığını, sosyal yardımlaşma fonlarından gelen paraların yapılan hesaplamalarda dikkate alınmaması nedeniyle maliyetlerin yüksek çıktığını, Ziraat Bankası tarafından gönderilen listenin hukuki geçerliliğinin olmadığını ve ödeme planına (itfa planına) itiraz ettiklerini, mevcut olan sözleşmede yazılan borç miktarından başlangıçta yatırılan peşinatın düşülmediğini ve bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; sosyal konut projesinden konut sahibi olabilmek için yatırılan peşinatın konutun teslimi için yapılan sözleşmede belirlenen borçlanma miktarından mahsup edilmediği iddiasına dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 22.01.2019 tarihli ve 2018/4073 E., 2019/432 K. sayılı ilamı.
Dairenin 23.12.2020 tarihli ve 2020/6722 E., 2020/8096 K. sayılı; 31.05.2022 tarihli ve 2022/1921 E., 2022/5239 K., sayılı ilamları.

3.Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacının, Devlet Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılan göçmen konutlarından daire satın aldığı, ilerde maliyet hesabından mahsup edilmek üzere 10.000.00 TL (eski para) ödediği, konutun davacıya teslim edilip tapuda devir işleminin yapıldığı, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının yaptığı peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan davacı borcundan mahsup edilip edilmediği hususundadır. Mahkemece, emsal yargıtay kararı, kurum içi yazışmalar dikkate alınarak davacının yatırmış olduğu peşinatın mahsup edildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1 inci maddesinde “…borçlu, yukarıda belirtilen miktarın kullandırılmış krediye göre saptanmış olduğunu, borçlanmaya esas kesin maliyetin, inşaatın tamamlanması aşamasından sonra yapılacak kesin hesaplardan sonra tespit edileceğini ve kesin hesap sonucu bulunacak maliyete göre borç miktarının artması halinde, artan miktar için de işbu borçlanma sözleşmesinin aynen takbik edileceğini, bankaca kesin hesap şekline herhangi bir itirazı olmayacağını peşinatın ve taksit tutarlarının artış oranına göre yeniden belirlenecek bu sözleşme hükümlerine göre ödeneceğini, kabul ve beyan eder. ” şeklinde düzenlenmeye yer verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp borçlanma sözleşmesi ile 69.038.492 TL, borçlandırma senedi ile 11.007.716 TL olmak üzere toplam 80.046.208 TL ( eski para ) kredi kullanıp ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 90.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği, davacının ödediği bedelin sözkonusu maliyet hesabının altında kaldığı ve bu durumda borçlandırma işleminin başlangıcında mahsuplaşmanın yapıldığının kabulü gerektiği, hal böyle olunca bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (6100 sayılı Kanun) eklenen geçici 3 üncü maddenin atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın temyiz itirazlarının reddine,

2. Mahkeme kararının gerekçesi DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

6100 sayılı Kanun’a eklenen geçici 3 üncü maddenin atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.