Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/528 E. 2023/1764 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/528
KARAR NO : 2023/1764
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2092 E., 2022/2501 K.
DAVA TARİHİ : 11.02.2014
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen maddi ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar; müşterek çocukları Tuna’yı sünnet için davalı şirketin işletmekte olduğu Özel Aşıkpaşa Hastanesine götürdüklerini, sünnet edilirken penis ucunun kesildiğini, uzmanlar tarafından bu kesiğe bağlı olarak çocuğun ileri hayatında bir takım sıkıntılar yaşayacağının söylendiğini, bu olaydan dolayı manevi olarak zarar gördüklerini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL maddi tazminat ile davacılardan Hakan için 50.000,00 TL, Selvi için 50.000,00 TL, Tuna için 200.000,00

TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalı şirket; penis ucundaki yapışıklık nedeni ile sünnet yapılması gerektiğini, operasyonun kusursuz geçtiğini ve herhangi bir kusurlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.11.2018 tarihli ve 2014/195 E., 2018/306 K. sayılı kararıyla; çocukta davalı tarafından yapılan sünnet operasyonu sebebiyle maluliyet durumu söz konusu olmasa da, kalıcı görünüş sorununun meydana geldiğinin anlaşıldığı, davalı doktorun özen eksikliği sebebiyle sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle davacılar yararına manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, yaptırılan mali ve sosyal durum araştırması, paranın satın alma gücü, tazminatın zenginleşme aracı ve ceza olmaması, hak ve nesafet ilkeleri, meydana gelen olayda davalının kusuru gibi hususların dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, davacılardan Tuna için 50.000,00 TL, Selvi için 10.000,00 TL ve Hakan için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyeck yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2021 tarihli ve 2020/978 E., 2021/2182 K. sayılı kararıyla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun manevi tazminat başlıklı 56 ncı maddesinde yer alan “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi halinde, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü uyarınca davacı …’ nın sağlık ve maluliyet durumu göz önünde bulundurulduğunda uğradığı bedensel zararın ağır olduğundan söz edilemeyeceği, ancak ağır bedensel zarar ve ölüm halinde zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat ödenmesine karar verilebileceği, bu sebeple Tuna dışında kalan davacılar yönünden manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davalının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat taleplerinin reddine, davacılardan Hakan ve Selvi’ nin manevi tazminat taleplerinin reddine, Tuna’nın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 18.04.2022 tarihli ve 2022/2229E., 2022/3671K. sayılı ilamıyla; davacılar Hakan ve Selvi ile davalı şirketin temyiz dilekçelerinin miktar itibariyle reddine; davacı …’nın temyiz istemi bakımından ise, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 22.12.2017 tarihli ve 2017/102049 sayılı raporunda; dava konusu olayda ileri derecede yapışıklık görülmesine rağmen gerekli konsültasyonların istenmemesinin ve sünnet işlemi sırasında penis ucundaki dokuya zarar verilmesinin özen eksikliği olarak nitelendirildiğinin, dava konusu olayda aynı hal ve şartlarda bir genel cerrahi uzmanı tarafından gösterilmesi gereken dikkat ve özenin gösterilmediğinin belirtildiği, yine Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Cebeci Araştırma ve Uygulama Hastanesinin 24.10.2018 havale tarihli raporunda maluliyet durumu söz konusu olmasa da, kalıcı görünüş sorununun meydana geldiğinin ifade edildiği gözetildiğinde, davacı … yönünden takdir edilen manevi tazminatın az olduğundan bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat talebinin reddine, davacılar Hakan ve Selvi’nin manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı …’nın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; raporlarla hastanenin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığının tespit edildiğini, yanlış anlaşılmasını istememekle birlikte serebral palse hastasının normal şekilde evlenmesinin ve cinsel birliktelik yaşamasının mümkün olmadığını, estetik bozukluk için bu tutar tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, doktor hatasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Manevi tazminat” başlıklı 56 ncı maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” düzenlemesini içerir.

2. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/15 sayılı YİBK).

3. Usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açıklanması gereken diğer bir husus ise; bir mahkemenin
Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünün bulunmasıdır. Bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.