Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/516 E. 2023/1820 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/516
KARAR NO : 2023/1820
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2017/312 E., 2022/1249 K.
DAVA TARİHİ :14.06.2010
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; İstanbul Büyükşehir Belediyesinin desteği ve garantörlüğünde inşaa edilen Kiptaş – İçerenköy evleri projesinden B blok 21 nolu daireyi 12.11.2007 tarihinde 442.000 TL bedelle satın aldığını, 2009 yılı Aralık ayında geçici teslim tutanağı ile dairenin teslim edildiğini ancak satış ofisinde, broşür ve materyallerde tanıtımı yapılan, vaziyet planları ve fiilen gösterilen inşaat alanı ve sosyal yaşam alanlarının bulunduğu bölümün yarı yarıya azaltılarak özellikle basketbol ve tenis kortunun bulunduğu 4500 metrekarelik alanın bahçe dışına çıkartılarak sosyal yaşam alanlarının küçültüldüğünü, kalan alanda da vaad edilen oyun alanları, süs havuzlarının yapılmadığını, 15.05.2010 tarihinde yapılan açılış toplantısında, davalı yetkilisinin 4500 metrekarelik rekreasyon alanının tapu devrinin yapılamayacağını bildirdiğini, dava dışı dört kat maliki tarafından bu konuda tespit de yaptırıldığını, davalının site dışındaki yeşil alanı site içinde gibi proje içine alıp gösterdiğini ve etrafını beton duvar ile çevirerek yanılttığını ayrıca daire içi taahhütlerini de sözleşme ve reklam broşürlerine göre tamamen aykırı olarak eksik ve ayıplı ifa ettiğini; akıllı ev sistemi alt yapısının kurulmadığını, duş bataryalarının termostatik yapılmadığını, güneş kolektörleri ile destekli su sisteminin kurulmadığını, ıslak zeminlerdeki su geri dönüşümünün sağlanarak klozet sifonlarında kullanımı ile ilgili taahhüdün yerine getirilmediğini, A ve B blok arasındaki dükkanların bulunduğu mahallin çatı bağlantısının yeşillendirilmediğini, pencerelerin açılır yapılmadığını, çardak, süs havuzu araç parklarının kalitesiz yapılarak taşınmazda değer kaybına sebep olan bu eksik ve ayıplar nedeni ile fazla hakları saklı kalarak, taşınmaz bedelinden 5.000 TL bedel indirimi yapılarak faizi ile ödetilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı; dava konusu alanın kampanyadan önce park alanı olarak terk edildiğini ve halen de yeşil alan olarak korunduğunu, düzenlenen broşürlerin icaba davet niteliğinde olduğu gibi, herhangi bir taahhüdün de bulunmadığını, süresinde bir ayıp ihbarı yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.03.2014 tarihli ve 2010/695 E., 2014/384 K. sayılı kararıyla; açık ayıp niteliğindeki eksiklikler yönünden süresinde ayıp ihbarı olmadığından taleplerin reddine, eksik iş niteliğindeki hususlar yönünden bilirkişi raporunda belirlenen 4.763 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06.10.2016 tarihli ve 2015/24768 E., 2016/17788 K. sayılı ilamıyla sair temyiz itirazları incelenmeksizin; “…gerekçede iki ayrı görüşle çelişkili durum yaratıldığı ve dolayısıyla kısa kararla da çelişki oluşturulduğu anlaşılmakla, bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesine aykırı olduğu..” gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamındaki deliller ve HGK ilamı uyarınca davacı tüketicinin, kendisine teslim edeceğini sözleşme ve tanıtım materyalleri ile taahhüt edildiğini iddia ettiği sitedeki iki bloğu bağlayan bölüme ait çatıda yeşillendirmenin yapılmaması ve güneş kollektörlerinin olmaması, yeşil alanın 4500 m² küçültülmesi ve bu alanın bahçe dışına çıkarılmasının eksik ifa olduğu, nisbi hesap metodu uyarınca taşınmazın değer kaybının hesaplanması için bilirkişi heyetinden ek rapor aldırıldığı, ancak davacının davasını 5.000 TL üzerinden açtığı ve ıslah talebi de sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; satış vaadi sözleşmesindeki hükümlerin esas alınmasını, duyuruların esas alınmasının doğru olmadığını, kampanya döneminde bastırılmış broşürlerin hükme esas alınamayacağını, davacının teslime müteakip gerekli kontrolleri yaparak ayıp ihbarında bulunmadığını, ayıba karşı tekeffülden faydalanabilmek için üzerine düşen görevi yerine getirmediğini, davaya konu hususların eksik ifa kabul edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, konutun teslimi esnasında ortak mahallerin de tartışma konusu yapıldığını, teslim esnasında mevcut halin davacıya açıklandığını, davacının itirazi kayıtsız konutu teslim aldığının, ortak mahallere ilişkin herhangi bir itirazın olmadığını 23.12.2009 tarihli tutanakla kabul ettiğini, konutun oturuma uygun vaziyette davacıya teslim edildiğini, teslimden dava tarihine kadar geçen sürede ayıp ihbarında bulunulmadığını, yargılamaya konu taleplerin hakdüşürücü süre ve zamanaşımına uğradığını, hükmedilen bedelin fahiş olduğunu, benzer dosyalarda bilirkişi tarafından hesaplanan 14.400 TL bedelin yüksek bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış esnasında sunulan katalog, proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun (4077 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin 2 inci fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Aynı Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, Kanun’un 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 198 inci maddesine göre (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 223. üncü maddesi ) alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya uygun süre içinde ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.

2. Ayıp ve kusurlu imalatlar nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı tarafça temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple:

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’a eklenen Geçici Madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.