Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/508 E. 2023/1294 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/508
KARAR NO : 2023/1294
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
EK KARAR TARİHİ : 06.01.2022
SAYISI : 2017/370 E., 2021/706 K.
BİRLEŞEN ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2020/494 ESAS SAYILI DOYASINDA
DAVA TARİHİ : 11.12.2009
KARAR : Davanın kısmen kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı- birleşen davada davacı

Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tespit, istirdat ve alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı- birleşen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı birleşen dava davacısı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar; 18.08.2008 tarihli protokolde kararlaştırılan edimlerin yerine getirilmediği halde bu protokol gereği düzenlenen 365.000 TL tutarındaki senedin ciro edilerek …’ya verildiğini ve takibe konulduğunu, oysa düzenlenen bu senette “18.08.2008 tarihli protokol çerçevesinde tahsil edilecektir” ibaresinin yazılı olduğunu, senet üzerindeki bu şerhe rağmen kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, takibe yönelik şikayetlerinin İcra Hukuk Mahkemesince haksız olarak ret edildiğini, bu borca ilişkin olarak icra baskısı altında davalı ile yeni bir protokol yaparak 440.000 TL tutarında çek ve senet vermek zorunda kaldıklarını, bu senetlerden 40.000 TL ve 25.000 TL tutarındaki iki tanesini ödediklerini ve davalıya borçların olmadığını ileri sürerek davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve davacı …’ın ödediği bonoların istirdadı ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.

Bozmadan sonra birleşen 2020/494 E. sayılı dosyasında davacı vekili, taraflar arasındaki protokol hükümlerinin yerine getirilmemiş olması nedeniyle, asıl dava dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre 365.000 TL borcun yeniden muaccel hale geldiğini, 625.000 TL reeskont faizi tahakkuk edildiğini, böylece 07.09.2020 tarihi itibari ile alacak miktarının 990.000 TL olduğunu belirterek bu miktarın dava tarihinden itibaren ana paraya işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı, zamanaşımı ve hakdüşürücü süresinin geçtiğini, tarihsiz protokolün davacının istek ve iradesiyle düzenlendiğini, bir baskı ve zorlamanın olmadığını, kanundan doğan hakkın kullanılmasının baskı olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının savcılık ifadesinde 365.000 TL borcunun olduğunu ikrar ettiğini, imzalanan protokol ile önceki olayların hukuken sona erdiğini, yeni protokole istinaden düzenlenen senetlerin mücerret borç ikrarı niteliğinde olduğunu, ödendiği iddia edilen senetlerin nakit olarak ödenmediğini ve açılan davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Birleşen davada, davalı vekili, herhangi bir borcun söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesinin 30.05.2012 tarih ve 2009/757 E.- 2012/285 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 18.7.2013 tarih ve 2012/24007 E. ve 2013/19685 K. sayılı ilamı ile; davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, davacı … ile dava dışı … arasında 18.08.2008 tarihli ve 18082008000A1 nolu bir protokol düzenlendiği, bu protokole dayanarak borçlusu davacı … ve alacaklısı … olan 365.000 TL bedelli senet düzenlenmiş olup bu senedin üzerinde “18082008000A1 nolu protokole istinaden tahsil edilecektir” ibaresinin yazılı olduğu, bu senet lehtar … tarafından davalı …’ya ciro edilmiş ve davalı tarafından takibe konu edildiği, davalı … tarafından başlatılan icra takibi devam ederken davacı … ve davalı bir araya gelerek tarihsiz yeni bir protokol imzalamış ve bu protokole istinaden çek ve senetler düzenlemişlerdir. Tarihsiz olarak düzenlenen protokole istinaden verilmiş olan çek ve senetler vadesinde ödenmediği için davalı tarafından icraya konulduğu, dava konusu tarihsiz protokole ilişkin olarak düzenlenen çek ve senetlerin 18.08.2008 tarihli protokol gereğince düzenlenen 365.000 TL tutarındaki senedin icraya konu edilmesi üzerine icra takibi devam ederken ve icra baskısı altında düzenlendiği tarafların ve mahkemenin kabulünde olduğu buna rağmen 18.08.2008 tarihinde düzenlenen protokolün yerine getirilip getirilmediği, davacıların borçlu olup olmadığı ve düzenlenen senet mucibince borcun mevcudiyeti mahkeme tarafından araştırılmadan eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verildiği, mahkemece, 18.08.2008 tarihli protokolün içeriği ve hükümleri tartışılarak, protokolle taraflara yüklenen edimlerin yerine getirilip getirilmediği, tarafların protokole uyup uymadıkları ve davacıların borçlu olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemesince Bozma Sonrası Verilen Karar
Mahkemenin 04.12.2013 tarih ve 2013/617 E.- 2013/730 K. sayılı kararı ile; Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 18.07.2013 tarih ve 2012/24007 E. ve 2013/19685 K. sayılı bozma kararına direnilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

VI. DİRENME KARARININ HUKUK GENEL KURULUNCA İNCELENMESİ
Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2016 tarihli ve 2014/13-231 E.- 2016/970 K. sayılı kararıyla; mahkeme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.

VII. MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesinin yukarıda anılan tarih ve sayılı kararı ile; uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dosya yönünden; Senetlerin üzerine iptal yazılmış olup senetlerde borçlu …’ın imzasının bulunmadığı, ancak davacılar vekili tarafından senet bedellerinin elden ödendiğinin iddia edildiği, sunulan ibranamelerde taraflar birbirlerini ibra ettiğinden senet bedellerinin ödenmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacı …’ın edimlerini yerine getirdiği, takip konusu 365.000 TL senede karşılık ödemesi yapılan 15.06.2009 vadeli 40.000 TL bono, 30.06.2009 vadeli 25.000 TL bono bedelleri toplamı 65.000 TL dan noksan ödeme yapıldığı tespit edilen 18.000 TL düştükten sonra kalan 65.000- 18.000 = 47.000 TL davacılara iade edilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile; Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2009/14769 sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senedi, Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2009/17229 sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senedi için davacı …’ın davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2009/17228 sayılı takip dosyası ve dayanağı kambiyo senetleri için davacı …’ın ve davacı …’ün davalıya borçlu bulunmadığının tespitine; 47.000 TL’nın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bu tutarın 40.000 TL’na 15.06.2009, 7.000 TL’na 30.06.2009 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, bozmadan sonra açılan ve dosya ile birleştirilen davacısı asıl dava davalısı olan alacak davası birleşen dosya yönünden; davalı …’ın sözleşme ve protokole bağlı edimlerini yerine getirdiği ve davacı tarafa borcunun kalmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

VIII. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 25.10.2022 tarihli ve 2022/5918 E. ve 2022/8175 K. sayılı kararıyla mahkeme kararının onamasına karar verilmiştir.

IX. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-birleşen davada davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı birleşen davada davacı vekili, temyiz sebeplerini tekrar ederek Daire onama ilamının düzeltilerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen protokol hükümleri kapsamında menfi tespit, istirdat ve alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamı ve dosyadaki bilirkişi raporuna göre karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

X. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.