YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/496
KARAR NO : 2023/214
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/1117 E., 2019/669 K.
HÜKÜM : Asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak ve itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece; asıl davanın davalılar … ve … yönünden reddine, davalı … yönünden kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı/birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalılardan … ile aralarında 01.01.2010 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, diğer davalı …’in sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, kiralananın 02.03.2012 tarihinde icra yoluyla tahliyesinin sağlandığını, davalılar tarafından kiralanana verilen zararın Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/33 Değişik İş sayılı dosyası ile 4.310 TL olarak belirlendiğini, ayrıca 687 TL tespit için ödeme yaptığını, bundan ayrı aylık 5.500TL’den mart ayı da dahil olmak üzere toplam 16.500 TL kira borcunun bulunduğunu, ayrıca üç aylık elektrik ve su borcu olan 3.800 TL’nin ödenmediğini, kiralananın temizliği için 1.100 TL’nin harcanması gerektiğini, demir profil ve çerçevelerin sökülmesi suretiyle 3.500 TL tutarında zarar oluştuğunu ileri sürerek; şimdilik 15.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; kira bedelinin aylık 5.500 TL olmayıp 3.500 TL olduğunu, mart ayında sadece iki gün kiralananın kullanıldığını, depozitonun toplam 62 günlük kira bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, elektrik/su borcu ile aidat borcunun ödendiğini, demir profillerin davacının muvafakatı doğrultusunda söküldüğünü, kiralananın temiz olarak davacıya teslim edildiğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Davanın açıldığı Sulh Hukuk Mahkemesince, davalı … aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalılar … ve … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, davalılar … ve … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 08.06.2015 tarihli ve 2014/8713 E., 2015/5645 K. sayılı ilamıyla; (1) numaralı bentte davalı kiracının hor kullanma tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, (2) numaralı bentte depozito bedelinin istem olduğu halde toplam alacaktan mahsup edilmemesi, (3) numaralı bentte 2012 yılının Ocak ve Şubat ayları kira bedellerinin sözleşmedeki artış şartına uygun olarak belirlenmemesi, (4) numaralı bentte ödenmeyen elektrik ve su bedellerine ilişkin ödemelerin kim tarafından yapıldığının tespit edilmeksizin davalıların sorumlu tutulması, (5) numaralı bentte kefil …’in sorumluluk süresi dışında olan kira paraları ve hor kullanma tazminatından sorumluluğuna hükmedilmesinin doğru olmadığından bahisle bozulmuştur.
3. Bozmadan sonra dava dosyası ile birleştirilen Gaziantep 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1576 Esas sayılı dosyasında; davacı …; ödenmeyen depozito bedelinin tahsiline ilişkin başlatılan takibe davalının yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma sonrasında alınan 10.01.2019 ek bilirkişi raporu ile elektrik ve su bedellerine ilişkin ödemenin kim tarafından yapıldığının tespit edilemediği, buna göre davacının 8.050 TL kira alacağı, 4.130 TL hasar bedeli olmak üzere toplam 12.360 TL’den 7.000 TL depozito bedelinin mahsubu ile bakiye 5.360 TL alacağı bulunduğu, davalılar Fevzi ve İsmet’in davada taraf sıfatlarının bulunmadığı, depozito alacağı asıl davada hüküm altına alındığından birleşen dosyaya konu talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davalılar İsmet ve Fevzi bakımından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … bakımından davanın kısmen kabulü ile 5.360 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişi raporunun yasaya ve teknik verilere aykırı olduğunu, rapora karşı itirazlarının ve tahliyeden sonra dükkanın iyileştirilmesine ilişkin yapılan masraflar ile yeniden kiraya verilinceye kadar geçen süreye ilişkin taleplerinin değerlendirilmediğini, depozito bedeli dava konusu olmadığı halde kira alacağından mahsup kararının hatalı olduğunu, elektrik ve su borcunun aboneliği adına olması
nedeniyle davacı tarafından ödendiğini ancak bu hususun alacak miktarının hesaplanmasında dikkate alınmadığını, hasar kalemine dair ayrıca hüküm kurulması gerektiğini, tahliyeden sonra kiralananın temizliği için yapılan 1.000TL masraf ile davalı tarafça demir profil ve çerçevelerin sökülmesi suretiyle kiralanana verilen 3.500TL’lik zararın da karşılanması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hor kullanma tazminatı ile elektrik, su, ortak gider, kira ve tamir süresi kira bedellerinin tahsili istemine; ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karara esas alınan bilirkişi raporunda; hesaplamanın bozma ilamına uygun şekilde yapıldığı, dava dilekçesinde elektrik ve su bedelinin ödenmediğinin ileri sürüldüğü, yargılama aşamasında bu borçların davacı tarafından ödendiği yönünde bir delilin sunulmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, dolayısıyla davacı tarafça temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun’un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.