Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/482 E. 2023/1762 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/482
KARAR NO : 2023/1762
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2769 E., 2022/2343 K.
DAVA TARİHİ : 09.09.2014
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/475 E., 2019/342 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalı şirket ile 12.4.2013 tarihinde tarla vasıflı taşınmaz için kira sözleşmesi imzaladığını, davalı kiracının sözleşmeye dayalı olarak kiralananda bazalt madeni üretimine başladığını, halen de üretimi devam ettirdiğini, sözleşmenin 3. maddesinde düzenlenen sözleşme süresi ve feshi hükmünün içerik olarak Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin mülkiyeti koruyan kararlarına aykırı olduğunu ve mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, söz konusu madde ile sözleşme süresinin davalının inisiyatifine bırakıldığını, dilerse sonraki nesillere sözleşmeyi aktarabileceği gibi başka kişilere de sözleşmeyi devir ve temlik edebileceğini, devir ve temlik halinde dahi sözleşmenin süresiz olduğunu, sözleşmede öngörülen 500.000 USD cezai şartın akdin süreli hale getirilmesine açıkça engel olduğunu, bu maddenin edimlerin karşılıklılığı ilkesine ve mülkiyet hakkına aykırı olduğunu, davalı dilediği zaman sözleşmenin 3 üncü maddesine göre tek taraflı olarak ruhsatı iptal ettirerek sözleşmeyi feshetme hakkına sahip iken davacı cezai şart tehdidi altında olduğundan tek taraflı fesih hakkına sahip olmadığını, uzun süreli kira sözleşmesinin mülkiyet hakkının ihlali olduğu yönünde yargı kararları bulunduğunu iddia ederek; 12.04.2013 tarihli yazılı kira sözleşmesinin mülkiyet hakkını sınırlayıcı hükümleri nedeniyle feshini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; kira akdinin feshine dair davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, maden firması olup 5177 sayılı Kanun ile değişik 3213 sayılı Madencilik Kanunu ve bu kanunun uygulanmasına dair yönetmelik esaslarının tümüne uymakla yükümlü olduğunu, sermaye olarak ciddi yatırım gerektiren iş kolu olduğunu, yaptığı yatırımın karşılığında 5 ya da 10 yıl gibi bir süreçte yatırımı çıkarıp karlı bir iş haline dönüştürülmesinin mümkün olmayacağını, kamuya ait yerlerde maden işi yapan şirketlerin yaptıkları kira sözleşmelerinin 49 yıl gibi uzun vadeli olarak yapıldığını, bu nedenle davacının iddialarının yersiz olduğunu, özgür iradeleriyle karşılıklı olarak düzenlenen kira sözleşmesinin feshini istemenin yasalara, hakkaniyete uygun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların sözleşme ile bağlı olduğu, davacının sözleşmeyi bizzat imzalayıp sözleşme tarihi itibarı ile irade fesadına uğratıldığına ilişkin herhangi bir iddiası bulunmadığı, sözleşme yönünden genel hükümlere aykırılık nedeni ile her zaman sözleşmeyi fesh edebileceği, sözleşmenin 12.04.2013 tarihli olup davanın ise 09.09.2014 tarihinde açıldığı iddiası salt süre yönünden mülkiyet hakkının sınırlandığına ilişkin olan davacının sözleşme ile bağlı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesini tekrar ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26 ncı maddesindeki sözleşme özgürlüğü kapsamında, aynı Kanunun 27 nci maddesine aykırılık da içermeyen şekilde düzenlenip imza altına alındığı, feshini gerektiren bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hasılat kirası sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun sözleşme özgürlüğünü düzenleyen 26 ncı maddesi “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.

3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kuralı gereği davacının serbest iradesi ile imzaladığı sözleşme ile bağlı olmasına, mülkiyet hakkının sağladığı tasarruf yetkisi çerçevesinde kira sözleşmesi imzalayan davacının sırf bu nedene dayalı olarak sözleşmeyi feshedemeyeceğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.