YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/442
KARAR NO : 2023/572
KARAR TARİHİ : 13.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/518 E., 2022/478 K.
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 07.04.1999 başlangıç tarihli sözleşme ile kiraladığı turistik tesis niteliğindeki kiralananın deprem yönetmeliğine uygun olmadığı ve güçlendirilme zorunluluğu bulunduğu yönündeki Bayındırlık Bakanlığı Muğla İl Müdürlüğü raporuna istinaden 2006 yılında tüm masraflarını karşılayarak güçlendirme çalışmaları yaptırdığını, mahkeme aracılığıyla yaptırdığı tespit ile güçlendirme bedelinin 2006 yılı piyasa rayiçlerine göre 142.000 TL olarak belirlendiğini, davacı idareden defalarca talep edildiği halde ödeme yapılmadığını, ayrıca dört ayrı üniteden oluşan kiralananın esaslı iki ünitesinin Bodrum Belediyesi tarafından ruhsatsız ve kaçak olduğu gerekçesiyle yol tanzim ve düzenleme çalışmaları sonucunda 2010 yılında yıkıldığını, bu durumdan kiraya verenin haberdar edildiğini, kiralananı amacına uygun kullanabilmek için zorunlu olarak tamir ve tadil ettirdiğini, kullanabilir hale getirmek için 123.500 TL masraf yaptığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, faydalı ve zorunlu imalatlar bedeli için şimdilik 20.000 TL’nin, yıkım sonrası uğradığı gelir kaybı için ve zarar karşılığı ise şimdilik 5.000 TL’nin tahsilini istemiş, faydalı ve zorunlu imalatlar bedelini 217.000 TL’ye, kar kaybı zararının ise 53.000 TL’ye yükselterek dava değerini 270.000 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının taşınmazdan tahliyesine dair mahkeme kararının kesinleşmesine ve belediyece yıkım kararı verildiğini bilmesine rağmen fahiş masraflar yaparak idareden talepte bulunamayacağını, kira sözleşmesinde de tadilat konusunda hüküm bulunduğunu ve davacının iyi niyetli davranmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin, 19.12.2013 tarihli ve 2011/649 E., 2013/752 K. sayılı kararıyla; 2006 yılı itibariyle yapılan imalatların bedelinin 139.000 TL, 2010 yılı itibariyle yapılan imalatlar bedelinin 78.000 TL olduğu, davalının temerrüt nedeniyle tahliyesine ilişkin mahkeme kararının 27.04.2009 tarihinde kesinleştiği, yıkım kararının tahliye kararının kesinleşmesinden sonra verildiği, kiralananı kullanmaya devam eden davacı tacirin gelir kaybı zararı talep edemeyeceği, vekaletsiz iş görme hükümlerine göre kiralanana yapılan 217.000 TL faydalı ve zorunlu imalat bedelini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 217.000 TL’nin davalıdan tahsiline, gelir kaybı ve zarar tazmini talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararı, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
2.Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 06.04.2015 tarihli ve 2015/451 E., 2015/3343 K. sayılı ilamıyla; kira sözleşmesine göre kiralananın projesine uygun şekilde kiracıya teslim edildiği, kiracının mahkeme kararına istinaden icra kanalı ile 30.11.2010 tarihinde kiralanandan tahliye edildiği, projeye aykırı olarak yapılan imalatların belediyece yıkımı üzerine 2010 yılında yapılan onarım ve tadilata kiracının kendi kusuru ile sebebiyet verdiği, bu bedeller yönünden talebin reddi gerektiği, 2006 yılında yapılan güçlendirme ve imalatlar yönünden ise imalatların kiracı tarafından kullanıldığı nazara alınarak yıpranma payı düşülmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararı bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 25.02.2016 tarihli ve 2015/751 E., 2016/124 K. sayılı kararıyla; 2010 yılı imalatlarına davacı kiracının değil davalı kiraya verenin kusuruyla sebebiyet verdiği hususunun yıkım kararının iptaline ilişkin olarak açılıp idare mahkemesinde görülen dava neticesinde verilip kesinleşen karar ile tespit edildiği; 2006 yılı imalatlarının ise kiraya veren tarafından yapılması gerekirken kiracı tarafından yapıldığı ve kiraya veren tarafından yapılması halinde de kiracının kiralananı kullanmaya devam edeceği, bu durumda yıpranma payından kiracının sorumlu olmadığı, kiracının yalnız mutad kullanım dışında kalan yıpranmalardan sorumlu tutulabileceği gerekçesiyle, önceki kararda direnilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.12.2021 tarihli ve 2017/1547 E., 2021/1737 K. sayılı ilamıyla; (1) numaralı uyuşmazlık olarak ifade edilen 2010 yılında yapılan onarım ve tadilat bedelleri yönünden, kaçak yapıların kiracı tarafından yapıldığının kabulü gerektiği, davacı onarım ve tadilata kendisi sebebiyet verdiğinden bu istemin reddi gerektiği ve bu yönden direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu; (2) numaralı uyuşmazlık olarak ifade edilen 2006 yılında yapılan zorunlu ve faydalı imalat bedellerinden yıpranma paylarının düşülmesinin gerekip gerekmediği yönünden ise, deprem güvenliği için yapılan güçlendirme, taşınmaz maliki tarafından yapılması gerekirken kiracı tarafından yapıldığından bu bedelden yıpranma payı düşülemeyeceği ve kiracının mutad kullanımdan kaynaklanan yıpranmalardan sorumlu tutulamayacağı, bu yöne ilişkin direnme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle; (1) numaralı uyuşmazlık yönünden, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının bozulmasına, (2) numaralı uyuşmazlık yönünden ise direnme uygun bulunduğundan, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Dairece verilen 21.06.2022 tarihli ve 2022/3943 E., 2022/6000 K. sayılı ilamla; mahkemece, davalı kurum harçtan muaf olduğu halde bu husus gözetilmeksizin davalı aleyhine harca hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; kaçak yapıların kiracı tarafından yapıldığı, davacının onarım ve tadilata kendi kusuru ile sebebiyet verdiği, bu sebeple 2010 yılında yaptığı onarım ve tadilat bedeli 78.000 TL’yi talep edemeyeceği, 2006 yılına ilişkin 139.000 TL bedelli faydalı ve zaruri imalatların taşınmazın maliki tarafından yapılması gerekirken kiracı tarafından yapılması sebebiyle bu imalat bedelinden yıpranma payı düşülemeyeceği, kiracının mutat kullanımdan kaynaklanan yıpranmalardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının 2010 yılı imalat bedeline ilişkin 78.000 TL ‘lik talebinin reddine, 2006 yılı imalat bedeli olan 139.000 TL nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının gelir kaybı ve zarar karşılığı olan alacak talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının aleyhine oluşan tahliye, yıkım vb. işlemleri bilmesine rağmen fahiş miktarlarda masraf yaptığını iddia ederek talep ettiği bedellerin kabul edilemez olduğunu, kira sözleşmesine de aykırı olan bu taleplerinin tümden reddi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
1.Kararın bozulması 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozma kararında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımların yeniden incelenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun’un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,13.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.