Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/437 E. 2023/1691 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/437
KARAR NO : 2023/1691
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/327 E., 2022/1233 K.
DAVA TARİHİ : 28.05.2014
KARAR :Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar; davacılardan …’nın 23.10.2013 tarihinde davalı firmanın Akarçeşme Şubesinde ödeme yapmak üzere kasada ürünleri teslim ederken çocuğu olan diğer davacı …’nın parmağını iş yerindeki turnikeye sıkıştırdığını görünce hemen yanına gittiğini ancak turnikede bulunan açıklığın çok dar olması nedeniyle müdahale etmekte tereddüt ettiğini, çocuğunun canının acıması nedeniyle istem dışı parmağını sıkışan turnikeden geri çekmemesi amacıyla sürekli sabitlemeye çalıştığını, bunun kamera kayıtları ile de anlaşılacağını, davalı firma çalışanlarından Remzi Keleş’in ise yardım etmek istediğini, bu esnada çocuğun parmağındaki ette kopma olduğunu, kopan et parçasının Remzi Keleş tarafından sonrasında çocuğun başka bir yakınına teslim edildiğini, olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma dosyası üzerinden alınan adli tıp raporunda yaralanmanın kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının belirtildiğini, davalı şirketin ihmal ve kusurunun bulunduğunu, turnikenin açık olduğunun şirket çalışanları tarafından bilindiğini, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını, turnikenin bulunduğu yerde herhangi bir uyarı levhasının bulunmadığını ileri sürerek; davacılardan … için 10.000 TL, baba Hüseyin için 15.000 TL ve anne … için 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmişlerdir.

II. CEVAP
Davalı; bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı annenin kusuru nedeniyle olayın meydana geldiğini, davacı annenin yardım beklemeden davacı çocuğun parmağını çektiğini, kasa yanındaki bölümde turnike bölümüne geçişin engellenmesi için konulmuş bariyerlerin bulunduğunu, dosyada mevcut epikriz raporunda ve adli tıp raporunda yaşanan vakıanın “tırnak yatağının altında distal falanks ucunda ekspoze” olarak ifade edildiğini, yani parmak kopması değil parmak ucunda açılma olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.11.2020 tarihli ve 2017/351 E., 2020/739 K. sayılı kararıyla; davacılardan … için 10.000 TL, … için 15.000 TL ve Hüseyin için 12.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 15.11.2021 tarihli ve 2021/1224 E., 2021/11389 K. sayılı ilamla; davacılar lehine hükmedilmesi gereken tazminat konusunda tarafların istemlerini aşmamak kaydı ile ancak talepleri ile de bağlı kalınmaksızın, takdiren belirlenecek tazminat miktarından davacılardan … için atfedilen kusur oranının tüm davacılar lehine hükmedilecek tazminatların hepsine sirayet edeceği gözetilerek kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken, bir kısım davacılar yönünden tam kabul, bir kısım davacılar yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılardan … için atfedilen kusur oranı, yaralanmanın niteliği uyarınca kaza sonrasında, tedavi sürecinde ve davacı küçüğün parmağını kullanmaması nedeniyle yaşayacağı elem ve ızdırap, hak ve nesafet ilkeleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek; davacılardan … için 7.500 TL, … için 15.000 TL ve Hüseyin için 12.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; raporlardaki kusur oranının hatalı olduğunu, %75 oranındaki kusurun kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporunda turnikedeki açıklığın kazadan önce mi yoksa çocuğun turnike ile oynaması sırasında mı meydana geldiği hususunun irdelenmediğini, doğrudan bu açıklığın kazadan önce de var kabul edildiğini, oysaki asli kusurun davacı annede olduğunu, dinlenen tanıkların da bu hususu doğruladıklarını, davacı tanıklarının olaya şahit olmadıklarını, bu itibarla beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığını, davalı tanık beyanlarına neden itibar edilmediğinin gerekçede açıklanmadığını, tanık beyanlarının dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini, davanın tümden reddi gerektiğini, çocuğun uğradığı zarar oldukça hafif olduğundan anne ve babanın tazminat talep hakkı bulunmadığını, mahkeme kararının bozmaya uygun olmadığını, tazminat tutarlarının çelişkili olduğunu, kusur durumunun hatalı olduğunu ancak bozma gereğince de kusur durumu ile orantılı hüküm kurulmadığını, davacı anne ve baba lehine hükmedilen tazminatın çocuk lehine hükmedilenden fazla olmasının kabul edilemeyeceğini, davacıların maddi durumlarına göre de hükmedilen tazminat tutarının fazla olduğunu, zenginleşmeye neden olacağını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haksız fiil nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karara esas alınan bilirkişi raporlarında belirlenen kusur oranları ve somut olay özelliği gözetilerek tazminat miktarının belirlendiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, dolayısıyla davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

31.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.