Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/430 E. 2023/1653 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/430
KARAR NO : 2023/1653
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1877 E., 2022/1744 K.
DAVA TARİHİ : 16.12.2019
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/397 E., 2021/763 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı yükleniciden Antalya ili Kepez ilçesi, Erenköy Mahallesi, 6648 ada 9 parsel üzerinde bulunan A blok 3 nolu bağımsız bölümü harici satış sözleşmesi ile satın aldığını, sözleşmeye göre davalı şirketin dava dışı …’nin müvekkiline olan 165.000,00 TL borcunu devralarak, bu miktarı dairenin peşinatı olarak saydığını, borcun nakli mevcut olduğunu, bu sırada müvekkilinin …’den alacak talebinde bulunmadığını, ayrıca davacı tarafından 25.000,00 TL daha banka aracılığıyla ödeme yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşme gereğince bağımsız bölümün 10.11.2018 tarihinde teslim edilmesi gerekirken teslim edilmediğini, dairenin kredi aşamasına da gelmediğini beyan ederek, davanın kabulü ile davaya konu sözleşmenin 7 nci maddesi gereği 127.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 165.000,00 TL’yi alacağın temliki yoluyla davalıya devrettiğini, taraflar arasında borcun nakli değil alacağın temlikinin mevcut olduğunu, ancak TBK’nun 191 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince ivazlı temliklerde temlik edenin, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş olduğunu, ancak dava dışı borçlu …’nin davalıya her hangi bir ödeme yapmadığını, davacının sadece 25.000,00 TL banka aracılığıyla ödeme yapmış olduğunu, 25.000,00 TL’nin de taraflar arasındaki sözleşmenin 7 nci maddesinde düzenlenen cezai şart hükmü gereğince davacıya iade edilmediğini, davacı tarafından taşınmazın kredi aşamasına getirilmediği iddia edilmiş ise de, davacının kredi başvurusu için müvekkilini oyaladığını ve kredi çekemeyeceğini ve taşınmazı satın almak istemediğini beyan ettiğini, 01.11.2018 talep tarihli QNB Finansbank Değerleme Raporu ile de davaya konu taşınmazın krediye uygun halde olduğu ve inşaatın tamamlandığının da sayın mahkemece görüleceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2020 tarihli ve 2019/603 E., 2020/429 K. sayılı kararı ile; ” davacının 14/09/2018 tarihinde 25.000,00 TL ödeme yaptığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacının temlik ettiği 165.000,00 TL alacak ve ödemiş olduğu 25.000,00 TL olmak üzere toplam 190.000,00 TL ödediği ve sözleşmenin 7.maddesi gereğince 315.000,00 TL satış bedelinden %20 cezai şart bedeli düşülmek suretiyle 127.000,00 TL’nin yasal faizi ile tahsilini talep ettiği, 165.000,00 TL alacağın temlikinin TBK’nun 183 vd. maddeleri gereğince ivazlı temlik niteliğinde bulunduğu, davacı temlik edenin alacağın devir sırasında varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti ettiği, dava dışı …’nin temlik edilen alacağı davalı şirkete ödediğini ispatlayamadığı, davacının sözleşmenin 7.maddesinde kararlaştırılan cezai şart bedelini kabul ederek ödediğini iddia ettiği bedelden cezai şart bedelini düşmek suretiyle 127.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ettiği, sonuç olarak temlik edilen 165.000,00 TL’nin tahsil edildiğinin ispatlanamadığı ve davacının kabulünde olan cezai şart bedeli de düşüldüğünde davacının davalıdan bir alacağı kalmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 09.04.2021 tarihli ve 2020/1141 E., 2021/644 K. sayılı kararı ile; “sair istinaf taleplerinin reddine karar verildiği, İlk derece mahkemesince davacının dava dışı …’den olan 165.000,00 TL alacağının peşinata sayılmasının ivazlı temlik niteliğinde olduğuna ilişkin hukuki nitelendirmesi doğru olup, davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebinin reddine karar verildiği, ancak, alacak bir edim karşılığında devredilmişse devredenin, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş olduğu (TBK 191/1), edim karşılığı devirden anlaşılması gerekenin temlikin ivazlı olması olduğu, ivazlı temlik halinde devredenin borçlunun ödeme gücünden de sorumlu olduğu, borçlunun ödeme gücü bulunmadığından söz edebilmek için alacağı devralanın asıl borçluya karşı hukuki yolları tüketmesi gerektiği, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24/01/2018 tarih ve 2016/4990 Esas, 2018/200 Karar sayılı emsal içtihadı), davalı temlik alan şirketin, temlik aldığı alacağın tahsili için asıl borçluya karşı tüm hukuki yolları tükettiğinin ispat yükünün davalı temlik alan şirkette olduğu, davalı temlik alan şirketin alacağın tahsili için asıl borçluya karşı tüm hukuki yolları tüketip tüketmediği tespit edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a.6 maddesine göre ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine, sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.

3. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 24.06.2021 tarihli ek kararı ile; Dairenin 09.04.2021 tarihli ve 2020/1141 E., 2021/646 K. sayılı kararı HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olduğundan temyiz eden … vekili Av. …’ün temyiz dilekçesinin HMK’nın 366/1 ve 346/1 maddeleri uyarınca reddine karar verilmiş, davalı vekili ek karara karşı temyiz isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizin 07.06.2022 tarihli ve 2021/6785 E., 2022/5520 K. sayılı ilamı ile; ”Bölge adliye mahkemesinin; esası incelemeden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair vermiş olduğu kararın, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin nitelikte olduğu, istinaf incelemesi sonucunda verilen karar hakkında, 6100 sayılı HMK’nın 366/1 ve 346/1 maddeleri maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamayacağının bölge adliye mahkemesince saptandığı” gerekçesiyle yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan ek kararın onanmasına karar verilmiştir.

5. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ” davalı vekilinin davanın ihbarı talebinin yargılamanın geldiği aşama dikkate alınarak reddine karar verildiği, alacağı temlik alan davalı tarafından asıl borçlu …’ye borcun tahsili için başvurulmadığının beyan edilmesi nedeniyle davacı tarafından ödenen 25.000,00 TL ile temlik edilen 165.000,00 TL alacak olmak üzere toplam 190.000,00 TL ödeme yaptığının kabulü ile sözleşmenin 7. Maddesi gereğince 315.000 TL satış bedelinin %20’si oranında 63.000 TL cezai şart bedelinin mahsubu ile bakiye 127.000,00 TL’nin davacıya iadesine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle; davacının davasının kabulü ile, 127.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemeden İstinaf’ın kaldırma kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun sonucunun beklenmesi talep edilmesine rağmen, sonucun beklenmeden karar verildiğini, davanın …’ye ihbar edilmesine yönelik taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, satış sözleşmesinden vazgeçilerek dairenin satışı ve devri gerçekleşmediğinden , dairenin bir kısım satış bedelini oluşturan bedelin, dava dışı …’den tahsil edilmediğini ve … tarafından da müvekkil davalı şirkete ödenmediğini, temlik ilişkisinde asıl borçlu durumunda olan dava dışı …’ye daire satış sözleşmesinden vazgeçildiği için herhangi bir başvuru yapılmadığını ve dürüstlük ve hakkaniyet kuralları gereği hukuki yolların da tüketilmediğini, tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda dava dışı …’nin huzurdaki davanın sübut bulması açısından dinlenilmesi gerekliliği ortada iken ilk derece mahkemesince yeterli ve geçerli bir gerekçe olmaksızın yalnızca “yargılamanın geldiği aşama gözetilerek” davanın ihbarı talebinin reddedilmesinin usule aykırı olduğunu, dava dışı …’nin davaya fer’i müdahil olarak katılmasını sağlama gerekliliğinin, istinaf mahkemesince ispat yükünün davalı tarafa yüklenmesi sonucu ortaya çıktığından ancak bu aşamada talep edildiğini, göreve yönelik itirazlarının da mahkemece değerlendirilmediğini, davada ispat yükünün müvekkili davalıya yükletilmesinin doğru olmadığını, davacı tarafından müvekkiline yalnızca 25.000,00 TL ödeme yapıldığını, feshedilen sözleşme nedeniyle …’den temlik alınan alacağın talep edilmediğini, buna rağmen ödenmeyen bir bedelin iadesine karar verildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ”Davalı vekilinin davanın esasına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; davalı vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçe ile asıl borçludan temlik edilen alacağın tahsili için herhangi bir yasal yola başvurulmadığının beyan edilmiş olması nedeniyle davacı temlik eden tarafından, dava tarihi itibariyle, peşinat olarak temlik edilen alacağın, davalı temlik alandan talep edilmesinin mümkün olduğu, alacağı temlik eden davacı tarafından temlik edilen alacağın, temlik edilen davalı tarafından asıl borçludan tahsil edilip edilmediğini bilmesinin beklenemeyeceği, kaldı ki temlik alan davalnın asıl borçlu …’ye karşı tüm hukuki yolları tüketmesine rağmen alacağı tahsil edememesi halinde, TBK 191 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince her zaman temlik eden davacı alacaklıdan, temlik edilen alacak bedelini talep etme hakkı bulunduğu, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinin alacağın devrini ve garanti sorumluluğunu düzenleyen 191 ve devamı maddelerindeki yasal düzenlemelere uygun olup, davalı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf itirazlarının reddine karar verildiği, davalı vekilinin davanın ihbarına yönelik istinaf itirazının incelenmesinde; 6100 Sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde davanın ihbarının tahkikat sonuçlanıncaya kadar yapılabilmesinin mümkün görüldüğünü, davalı vekili tarafından davanın ihbarı için sunulan dilekçenin HMK’nın 62 nci maddesinde ifade edilen şartları taşımadığı gibi son duruşmadan önce ihbar talebinde bulunulması nedeniyle mahkemece HMK’nın 62 nci maddesi gereğince davanın ihbarı talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan itirazlarını tekrar ederek, istinaf mahkemesince göreve ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, görevli mahkemenin tespiti için, talep edilen alacak ile taraflar arasındaki ilişkinin ticari ve mesleki unsurlar içerip içermediğinin araştırılarak tespit edilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince de istinaf mahkemesince de gerekli inceleme ve araştırmaların yapılmadığını beyan ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183 üncü maddesinde Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği,

2. 6098 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinde alacağın devrinin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlı olduğu düzenlenmiştir.

3. Aynı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrasında; ”Alacak, bir edim karşılığında devredilmişse devreden, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş olur.
” şeklinde düzenleme mevcuttur.

4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”İhbar ve şartları” başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrası; ”Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.”,

5. 6100 sayılı Kanun’un ”İhbarın şekli” başlıklı 62 nci maddesi ise; ”İhbar yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir.Davanın ihbarı sebebiyle yargılama bir başka güne bırakılamaz ve ihbarın tevali etmesi gibi zorunlu olan durumlar dışında süre verilemez.” şeklindedir.

6. 6502 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı ile davalı şirketin imzaladıkları 08.08.2018 tarihli adi yazılı Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile Antalya ili Erenköy Mahallesi 6648 Ada 9 parselde, davalı tarafından yapılacak inşaatın A1 Blok 3 nolu bağımsız bölümünün 315.000 TL bedelle satış ile devrini kararlaştırdıkları, bu durumda davacının tüketici, davalı tarafın müteahhit ve taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi niteliğinde bulunması sebebiyle uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçe ile asıl borçludan temlik edilen alacağın tahsili için herhangi bir yasal yola başvurulmadığının beyan edildiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği davalı taraf üzerine düşen teslim borcunu yerine getirmediğinden davacı tarafça sebepsiz zenginleşme kuralları gereği davalıya yapılan ödemelerin iadesinin istendiği, sözleşmede 165.000,00 TL’lik kısmın, davacının dava dışı borçludan olan alacağının davalıya devredilmesi ile ödeneceğinin kararlaştırıldığı, adi yazılı şekilde yapılmış olmakla geçerli olan bu temlik sözleşmesi gereği davacının sözleşmede yazılı edimini yerine getirdiği ve bu sebeple taleple bağlılık ve sözleşmenin 7 nci maddesinde yer alan cezai şarta ilişkin hüküm gereği hesaplanmış ödemenin iadesini talep etmekte haklı olduğu, 6100 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde davanın ihbarının tahkikat sonuçlanıncaya kadar yapılabilmesinin mümkün görüldüğü, davalı vekili tarafından davanın ihbarı için sunulan dilekçenin 6100 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde ifade edilen şartları taşımadığı gibi son duruşmadan önce ihbar talebinde bulunulması nedeniyle mahkemece 6100 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi gereğince davanın ihbarı talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.