Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/415 E. 2023/1813 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/415
KARAR NO : 2023/1813
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/445 E., 2022/2393 K.
DAVA TARİHİ : 20.01.2016
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/403 E., 2019/674 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı tarafın duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; dava konusu taşınmazı 03.04.2015 tanzim ve 18.09.2015 başlangıç tarihli, on yıl süreli kira sözleşmesi ile akaryakıt istasyonu olarak kullanılmak üzere davalıya kiraladığını, taşınmazın akaryakıt istasyonu olarak kullanılması için bir takım tadilatlar yapılması gerektiğini, bu nedenle davalı şirkete gerekli tadilatların yapılması için sözlü olarak vekalet verdiğini, davalı şirketin yapılacak iş için en fazla 100.000 USD (1.000,00 USD=2,89 TL) masraf yapılacağını bildirilmesine rağmen sözleşmeye uygun işlem yapmayarak 724.831,26 TL masraf bedeli talep edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla temerrüte düşmemek için davalı tarafa 344.200 TL ödeme yaptığını ancak davalının tacirler arası vekalet ilişkisini kötüye kullandığını, tek taraflı belirlediği masraf alacağının tahsili için aleyhinde takip başlattığını, borcunun bu miktarda olmadığını ileri sürerek; 724.831,26 TL alacak için başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, ödenen bedelin mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davacı ile yaklaşık fiyat tespiti ile ilgili olarak mutabakat yapılmadığını, tadilat ve montaj işlerini yapan firmalar tarafından kendisi adına düzenlenen faturaların davacı adına tanzim edilerek ödenmesinin istendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan ve birbirini teyit eden 25.04.2017 ve 23.07.2019 tarihli bilirkişi raporlarına göre davaya konu akaryakıt istasyonunda yapılacak inşaat işleri ile makine ve teçhizatların temini için yapılacak işlemlere ait piyasada uygulanan fiyatlar ile yapılan değerlendirme neticesinde toplamda 612.289,65 TL işlem tutarı olacağı kanaatine varıldığı, buna göre hüküm kurmaya elverişli mevcut bilirkişi heyeti raporları kapsamında davacı tarafça yapılan ödeme ve talep edilen menfi tespit miktarları değerlendirilerek, davanın kısmen kabulü ile davacının 113.715,61 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; bilirkişi raporlarının davaya esas olacak nitelikte bulunmadığını, bilirkişilerin gerekçeli değerlendirme yapmadığını, karara dayanak yapılan son bilirkişi raporunda ilk iki rapor arasındaki fiyat farkının nereden kaynaklandığının açıklanmadığını, taşeron firma Federal Yapı İnş. San. Tic. Ltd. Şti. firmasının verdiği düşük fiyat teklifine karşı yüksek maliyetle inşaat yapılmasının açıklanmadığını, Federal Yapı firmasının tanık olarak dinlenen yöneticisinin ifadesinin dikkate alınmadığını, inşaat ve teçhizat yenilemesinin USD olarak hesap edilmesi gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; davacının talebi ve onayı ile bitirilen işlerin davacıya tesliminden sonra itiraz edilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, faturalara süresinde itiraz edilmediği için faturaya konu bedellerin kesinleştiğini, hükme esas alınan rapordaki inşaat işlerine dair bedellerin eksik ve hatalı belirlendiğini, malzeme miktarı ve metraj yönünden hesaplama yapılmadığını, yüklenici firma tarafından fatura düzenlendiğinin raporda belirtildiğini, ayrıca vekalet ücretine ilişkin hükmün hatalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece mahallinde uzman bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak önceden alınan raporlar arasındaki çelişkilerin giderildiği, birbirini teyit eden bilirkişi raporlarına değer verilmek suretiyle karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile belirlenen 2015 yılı tutarının kadri maruf olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; taraf vekililerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesince verilen 12.12.2022 tarihli ek kararıyla; davacı vekilinin verilen kesin süreye rağmen temyiz harçları yatırılmadığından bahisle temyiz başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinin kötüye kullanılmasından kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesi; ”Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.” şeklindedir.

3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve Mahkemece inceleme ve araştırma yapılarak alınan ve birbirini teyit eden bilirkişi raporlarına göre; imalat tarihlerine göre yapılan işlerin bedellerinin belirlendiği ve bu raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunun, hüküm fıkrasının 7 nci bendinde davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde yazılmasının maddi hata niteliğinde olduğu ve mahallinde her zaman düzeltilebileceği anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.