Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/409 E. 2023/1723 K. 01.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/409
KARAR NO : 2023/1723
KARAR TARİHİ : 01.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/262 E., 2022/431 K.
DAVA TARİHİ : 15.07.2015
KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen muarazanın meni ve alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; çiftçi üyesi olduğu davalı şirket ile her yıl yenilenen sözleşmeleri imzalayarak kendisine tanınan kota miktarı kadar pancar ekimi yaptığını, 2014 yılı kota dağılımında davalı şirketin sözleşme imzalamaktan kaçınarak pancar ekimi kotası vermediğini, bu durumun nedenini sorduğu davalı şirketin 28.03.2014 tarihli yazısı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığının 2011/2 sayılı inceleme raporu ile hakkında başlatılan soruşturma neticesinde kamu davasının, ayrıca hakkında özel yetkili ceza mahkemesinde başka bir suç nedeni ile dava açılmış olması nedeniyle sözleşme imzalanmadığını bildirdiğini, davalı şirketin haksız ve tek taraflı olarak pancar ekim kotası vermemesi ve ekim yapmasını engellenmesi karşısında telafisi mümkün olamayacak ölçüde zarara uğradığını ileri sürerek; davalı şirket tarafından yeni dönemde şeker pancarı kotası verilmeyerek yaratılan muarazanın giderilmesini ve kota verilmemesi nedeniyle oluşan zararının tazminini talep etmiş, 07.03.2020 tarihli dilekçe ile davasını 33.945,92 TL üzerinden ıslah etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; sözleşme yapma serbestisi karşısında kendisinin sözleşme yapmaya zorlanamayacağını, davacı ile imzaladığı bir önceki sözleşmenin 14 üncü maddesinin (d) bendinde şirketin usul ve prensiplerine uymayan üreticiler ile gelecek yıllarda sözleşme yapıp yapmamakta serbest olduğunun kararlaştırıldığını, ayrıca Sanayi ve Ticaret Bakanlığının 2011/2 sayılı inceleme raporunda; 2010 yılında adlarına sahte pancar ekim raporu düzenlenen ve şirkete karşı şeker pancarı üretim sözleşmesine imza atmak suretiyle taahhüt altına giren fakat almış oldukları kotaları başkalarına kullandıran kişilerle sözleşme yapılmaması hususunda talimat verildiğini, anılan rapor nedeniyle yürütülen soruşturma sonucunda davacının da aralarında bulunduğu kişiler hakkında dolandırıcılık suçu nedeniyle açılan davanın yargılamasının devam ettiğini, davacının başka ürünler ekebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.07.2020 tarihli ve 2015/181 E., 2020/207 K. sayılı kararıyla; taraflarca 2010 yılında imzalanan şeker pancarı üretim sözleşmesinin 14 üncü maddesinin (d) bendinde şirketin usul ve prensiplerine uymayan üreticiler ile gelecek yıllarda sözleşme yapıp yapmamakta serbest olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşme özgürlüğü ilkesi gereğince geçerli olan bu hükmün taraflarını bağladığı, davada yaklaşık beş yıldır ceza mahkemelerinde görülen davaların sonucunun beklendiği, gerek makul sürede yargılanma hakkı gerek sözleşmenin açıklanan hükmü uyarınca davalı şirketin sözleşme yapmaya zorlanamayacağı, ayrıca davalı şirketin sözleşme yapılmaması hususunda müfettişler tarafından talimatlandırıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli ve 2020/1290 E., 2021/240 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz bulunmuştur.

2. Dairemizin 21.04.2022 tarihli ve 2021/4374 E., 2022/3936 K. sayılı ilamıyla; “… davalı şirket, çiftçilikle uğraşan davacının pancar ekimine izin vermeme gerekçesini, sözleşme özgürlüğü ilkesine ve bu bağlamda taraflar arasında 2010 yılı için imzalanan şeker pancarı üretim sözleşmesinin 14/d maddesinde bulunan “şirket usul ve prensiplerine uymayan, şirket çalışanlarının onurlarını zedeleyici sözlü veya fiili harekette bulunan üreticilerle şirket ileriki yıllarda sözleşme yapıp yapmamakta serbesttir.” düzenlemesine dayandırmaktadır. Maddede yer alan, şirket usul ve prensiplerinin ne olduğu belirli değildir. Diğer bir anlatımla, sözleşmenin bu hükmü muğlak ve müphem ifadeler içermektedir. Diğer taraftan, özel yetkili ağır ceza mahkemesinde açılan davada sanık olarak yargılanan davacının beraatine dair verilen karar, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş, müfettiş raporu üzerine davacı hakkında açılan diğer davanın ise derdest olduğu dosya kapsamı ile sabittir.

Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; tekel konumunda olan davalı şirketin, sözleşme yapmama yönündeki davranışının hakkın ve hakim durumun kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gözetilerek, işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi doğru görülmemiş…” gerekçesinde Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; …yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu davacının oluşan zararın 33.945,92 TL olduğunun belirlendiğini anlaşıldığından, her ne kadar davacı taraf dilekçesinde ticari faiz talep etmiş ise de davacının alacağı haksız fiilden kaynaklanmakta olup ticari bir iş olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sonlandırılması ve bu suretle davacı adına şeker pancarı satımına ilişkin kota ayrılmaması şeklinde yaratılan muarazanın giderilmesine, 33.945,92 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; özel hukuk hükümlerine göre yönetilen davalı şirketin sözleşme yapma serbestisinin olduğunu, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamanın hatalı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sonlandırılması ve bu suretle davacı adına şeker pancarı satımına ilişkin kota ayrılmaması şeklinde yaratılan muarazanın hukuka aykırı olması nedeniyle giderilmesi ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin mümkün olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının pancar ekememesi nedeniyle uğradığı gelir kaybının, ÇKS kayıtları, önceki yıllara ait şeker pancarı üretim sözleşmeleri ve verilen şeker pancarı ekim kotası dikkate alınarak belirlendiği, bu tutarın davaya konu dönemde taşınmaza buğday ve arpa dikilmesi halinde elde edilecek gelirin mahsup edilmesi suretiyle gerçek zararın hesaplandığı anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.