Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/365 E. 2023/1633 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/365
KARAR NO : 2023/1633
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2650 E., 2022/2043 K.
DAVA TARİHİ : 10.08.2018
KARAR : Davanın usulden reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/370 E., 2020/48 K.

Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; konut sahibi olmayı arzuluyorken çok iyi şartlarda ve kısa süre içerisinde yapılıp teslim edilecek konutlara ilişkin tanıtımlardan etkilenerek davalı ile görüştüğünü, davalının kendisine 500.000.000 TL dışında ödeme yapmadan konut sahibi yapmayı taahhüt ettiğini, bir süre sonra davalının akrabası …’a ait S.S. Bizimkiler Yapı Kooperatifi B Tipi konuta ait kooperatif hissesini kendisine devrettiğini, bu devrin sorumluluktan kurtulmak ve kendisini kooperatifle muhatap kılmak için kötü niyetli yapıldığını, bu temliki almaya ikna edildiğini, belgede 10.000.000 TL ödendiği yazılı ise de 500.000.000 TL ödediğini, durumdan şüpheye düşmesiyle uzun uğraşlar neticesinde davalıdan 12.12.1995 tarihli noterde düzenleme şeklinde taahhütnameyi aldığını, bu belge ile davalının kooperatif üyeliğine dair her türlü yükümlülükten sorumluluğu kabul ettiğini, kooperatif üyeliği devrinin daire teslimine dair alacağın teminatı niteliğinde olduğunu, davalının broşürlerinde de kooperatiften bahsedilmediğini ve kendisinin öne çıkarıldığını, salt kooperatif üyeliği alsaydı davalının sorumluluğuna dair noter taahhüdünün düzenlenmeyeceğini, kooperatif üyeliği ile oyalanmasının büyük bir hak gaspı olduğunu, kendisine verileceği taahhüt edilen daireden yıllardır yararlanamadığını, bedeli ödenen konutun 2 yıl ile 5 yıl arasında teslim edileceği belirtilmesine rağmen teslim yapılmadığını, davalının geri ödemede de bulunmadığını, davalıya ve paravan olarak kullandığı kooperatife hiçbir güveni kalmadığını, 68 yaşında olmakla aradan geçen süre zarfında yaşadığı stres ve üzüntünün etkisiyle kısmi felç geçirdiğinden vücudunun sağ tarafı tutmadığını, eşiyle arasının bozulduğunu ve evlilik çekilmez hale geldiğinden uzun süredir ayrı yaşadıklarını iddia ederek; bedeli alınıp teslim edilmeyen daire ile aynı niteliklerde ve tamamlanmış dairenin rayiç bedeliyle 50.000 TL manevi tazminatın 12.12.1995 tarihinden, söz konusu daireden yararlanamaması nedeniyle geriye dönük 5 yıllık ecrimisil bedelinin 10.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının kooperatif hissesi devralmak için ödeme yaptığını ve devrin gerçekleştiğini, davacının kooperatif üyeliğinin devam ettiğini, imzalanan noter taahhüdünde de daire teslim vaadi olmadığını, kooperatifte bulunan hak ve alacaklarından B tipi daireye isabet eden kısmını devrettiğini, kooperatife üyelik nedeniyle yapılması gereken ödemeleri yapmayı üstlendiğini ve ödediğini, ortada ecrimisil ya da kira talep edilebilecek tamamlanmış bir daire bulunmadığını, manevi zarar iddiasının ve faiz talebinin haksız olduğunu, temerrüt olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu hisse devir işleminin 12 Temmuz 1995 yılında Bakırköy 7. Noterliğinin 47413 yevmiye numaralı üyelik hisse devir sözleşmesi düzenlenmek sureti ile gerçekleştirildiği, bu hali itibari ile davacının davasının 10 yıllık zamanaşımı içerisinde açılmadığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; borçlunun borcunu ödeyeceği konusunda alacaklısında haklı bir izlenim yaratması ve onun alacağını talep etmesi için hukuki çarelere başvurmaktan alıkoyması durumunda borçlunun zamanaşımı def’ini ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olacağını, davalının kooperatif hissesini aldırmasındaki amacının yıllarca kooperatifle meşgul etmek olduğunu, kooperatifin bitmeyeceğini ve davalının kendisini kandırdığını anladığından dava açmak mecburiyetinde kaldığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; sadece manevi tazminat için maktu vekalet ücretine karar verildiğini ancak maddi tazminat ve ecrimisil için nispi vekalet ücretine karar verilmediğini, maktu vekalet ücretine ilaveten nispi vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile dava dışı … arasında 12.07.1995 tarihli Bakırköy 7. Noterliğinin 47413 yevmiye numaralı yazı ile hisse devir sözleşmesi yapıldığı, davacının noterde yapılan sözleşme ve ödeme sonrası kooperatif hissesini devraldığı ve kooperatife karşı haklarını kullanmadan davalıya başvurmada hukuki yararının bulunmadığı, dava şartlarının zamanaşımı definden önce incelenmesi gerektiği, maddi ve manevi tazminat taleplerinin bulunduğu davada manevi tazminat için ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; tarafların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalının kooperatif hissesi devrindeki amacın sorumluluğu kooperatife atmak olduğunu, borcun ödeneceği konusunda izlenim yaratan davalının zamanaşımı defi ileri süremeyeceğini, senelerce daireyi kooperatiften alacağı düşüncesi ile aldatıldığını ancak kooperatifin bitmeyeceğini anladığını ve dava açmak zorunda kaldığını, Mahkeme kararının hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmaz satış sözleşmesinin ifa edilmemiş olması nedeniyle alacak ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (h) bendi uyarınca “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.” dava şartıdır.

3.Değerlendirme
1. Hukuki yarar, davacının subjektif hakkına hukuki koruma sağlanması konusunda mahkemeye başvurmasında hukuken korunmaya değer bir menfaatinin bulunmasıdır. Davacı hakkına kavuşmak için mahkeme kararına ihtiyaç duymalıdır.

2. Somut uyuşmazlıkta; davacı, tanıtım ve reklamlarından etkilendiği davalı ile esasen taşınmaz satın alımı konusunda anlaştıklarını, ancak davalının edimini yerine getirmediğini, edimini teminen dava dışı şahısla kooperatif hissesi devralma konusunda anlaşmaya ikna edildiğini iddia etmektedir. Dolayısıyla davacının talebi kooperatif hissesinden kaynaklı bir alacak iddiasına dayanmayıp, davalı ile var olduğunu iddia ettiği sözleşmeye dayalıdır. Bu durumda davacının davasını arasında sözleşme olduğunu iddia ettiği davalıya yöneltmesinde ve ondan talepte bulunmasında hukuki yararı vardır. Zira davacı talep ettiği alacak kalemlerine ancak mahkeme kararı ile erişebilecektir.

3. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince; işin esasına girilmesi ve taraf delilleri ile davalı tarafın zamanaşımı def’i öncelikle değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki yararın bulunmadığı yönündeki yanılgılı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi