Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/364 E. 2023/1669 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/364
KARAR NO : 2023/1669
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/626 E., 2022/2502 K.
DAVA TARİHİ : 13.02.2019
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/201 E., 2020/804 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı … vekilinin başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı, davalı şirket ile noterde düzenleme şeklinde 13.02.2017 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme ile davaya konu İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, Yeşilkent mahallesi, 2945 ada, 49 parselde F2 Blok, 11. Kat 208 numaralı bağımsız bölümün 283.138,00 TL bedelle satımı konusunda anlaştıklarını, sözleşmedeki teslim tarihinin 24 ay olup bu sürenin 13.02.2019 tarihinde dolduğunu, kaba inşaatın bitirilmediğini, teslim edilen senetlerin ödendiğini, bankaya yapılmakta olan kredi ödemelerinin devam ettiğini, davalı bankayla bağlı kredi ilişkisi bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptaline, davalı bankaya 15.02.2019 tarihinden her ay olmak üzere 16.06.2025 tarihine kadar ödenecek aylık 2.054,38 TL’lik kredi ödemesinin durdurulmasına ve dava sonunda toplamda 158.187,26 TL kredi sebebi ile davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, davalılara ödediği toplam 73.150,74 TL’nin, ödeme tarihleri esas alınarak denkleştirici adalet kuralları gereğince uyarlanarak, ortaya çıkacak olan bedelin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 25.11.2020 tarihli dilekçe ile; 90.943,20 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 15.02.2019 tarihli 51.800,00 TL miktarlı senet yönünden inşaat firmasına, bakiye 158.187,26 TL’lik kredi sebebi ile davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı banka, bağlı kredi ilişkisi bulunmadığından banka hakkındaki davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının seçimlik haklarını bugüne kadar kullanma talebinde bulunmadığını, huzurda görülen davayı ikame etmeden önce ne davalı inşaat firmasına ne de bankaya herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, teslim tarihinin geçmiş olduğuna ilişkin iddianın tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, bankanın sadece kullandırdığı kredi miktarı ile sorumlu olacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı şirket; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, geçerli ve haklı bir fesih iradesi bulunmadığından davacının taleplerinin mesnetsiz olduğunu, mücbir sebeplerle davalı inşaatın geciktiğini, gecikilen sürenin inşaatın teslim süresine eklenmesi gerektiğinden davacı tarafın taleplerinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesine göre dava konusu taşınmazın natamam vaziyette olduğu, proje kapsamında bulunan ince işlerin tamamlanmamış olduğu, şantiye sahasında devam eden inşai faaliyetin bulunmadığı inşaat bilirkişisi raporunda bildirilmiş; bu anlamda teslim ve sözleşmenin ifasının mümkün olmadığı, davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Şnin sözleşme hükümlerini yerine getirmediği, bu nedenle davacının ödemiş olduğu bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek talep edebileceği, yine davalı bankadan kullanılan projeye bağlı kredi kapsamında davacı tarafından ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek talep edebileceği, davalı bankadan kullanılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olduğundan davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlulukları bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ve davalı Yeşil GYO A.Ş arasında imzalanan İstanbul 10. Noterliği 13.02.2017 tarihli 2426 yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptaline, iptal edilen sözleşme kapsamında diğer davalı …Ş ile imzalanan 13.02.2017 tarihli Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesinin tüm hüküm ve sonuçları ile iptaline, 90.943,20 TL’nin dava tarihinden itibaren itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan (davalı banka yönünen davacının kullandığı kredi miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 13.02.2017 tarihli Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesindeki kredi sebebi ile davacının davalı … A. Ş.’ye 158.187,26 TL borçlu olmadığının tespitine, 15.02.2019 vadeli ve 51.800,00 TL bedelli senet nedeniyle davacının davalı Yeşil GYO A.Ş’ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı … vekili; dava açılmadan önce dava şartı olan zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmadığını, kredinin bağlı kredi niteliğinde olmadığını, dolayısı ile müvekkili yönünden husumetten red kararı verilmesi gerekirken müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının yasal mevzuat çerçevesinde kendisine tanınan sözleşmeden dönme seçimlik hakkı ile ilgili herhangi bir talepte bulunmadığını, davacının diğer davalı inşaat firması ile akdetmiş olduğu satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen teslim tarihinin geçmiş olduğuna ilişkin iddianın mesnetsiz olduğunu, sözleşme ile kararlaştırılan teslim süresinin henüz dolmadığını, sözleşmede taşınmazın teslim tarihinin yasal ve zorunlu sebepler haricinde 13.02.2019 olarak belirlendiğini, davacının satış sözleşmesinden dönmeye ilişkin ihtarnamenin diğer davalıya tebliğinden itibaren tanınan 180 günlük yasal süre dolmadan dava açtığını, bu hususun sözleşmede düzenlendiğini, davacının teslim süresi dolmamış olan sözleşmeden kendi iradesi ile dönmesi neticesinde iade alabileceği tutarın yapmış olduğu ödemelerin tamamı olmadığını, ayrıca cezai şart ödeme yükümlülüğü altında bulunduğunu, eldeki davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, bu nedenle müvekkili banka aleyhine yargılama gideri, harç, karşı taraf ilam vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek şartı ile hükmedilen karşı vekalet ücreti, kullandırılan krediye avans faizi işletilmesi, menfi tespit hükmü ve müvekkili bankanın sorumlu olduğu toplam rakam yönünden de itiraz ederek açıklanan sebepler doğrultusunda kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, müvekkili bankanın sorumluluğunun kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olduğunu, dolayısı ile vekalet ücretinin de buna göre belirlenmesi gerektiğini, gayrimenkul satış sözleşmesinin iptaline sebep olan eylemin diğer firmanın eylemi olduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemek şartı ile denkleştirici adalet prensibi içerisinde güncel bir faiz hesabı bulunduğundan bu tutar üzerinden tekrar faize hükmedilmesinin açıkça faize faiz işletilmesi anlamında olduğunu bu nedenle yerel mahkeme kararının müvekkili yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş vekili; ilk derece mahkemesi tarafından denkleştirici adalet prensibi gereğince hüküm kurulmasının taraflar arasındaki sözleşmeye, yasaya ve emsal kararlara aykırı olduğunu, taşınmazın teslimindeki gecikmenin mücbir sebepten kaynaklandığını, davacı tarafın usulüne uygun ve haklı bir fesih iradesinin bulunmadığını, söz konusu bedele avans faizi hükmedilmesinin de yerinde olmadığını, müvekkili şirket ile bankanın müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, davalı bankaya ve müvekkili şirkete yapılan ödemelerin ayrı ayrı hesaplanması gerekirken bu şekilde karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek usul ve yasaya aykırı kararın ortadan kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine yer verilerek davalı yüklenici şirketin başvurusunun reddine, davalı bankanın başvurusunun kısmen kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacı ve davalı Yeşil GYO A.Ş arasında imzalanan İstanbul 10. Noterliği 13.02.2017 tarihli 2426 yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptaline, iptal edilen sözleşme kapsamında diğer davalı …Ş ile imzalanan 13.02.2017 tarihli tarihli Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesin tüm hüküm ve sonuçları ile iptaline, 90.943,20 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan, (davalı banka yönünden davacının kullandığı kredi miktarı olan 205.438,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 13.02.2017 tarihli Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesindeki kredi sebebi ile davacının davalı …Ş.’ye 158.187,26 TL borçlu olmadığının tespitine, 15.02.2019 vadeli ve 51.800,00 TL bedelli senet nedeniyle davacının davalı Yeşil GYO A.Ş’ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili, istinaf itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında satın alınan bağımsız bölümün teslim edilmemesi nedeniyle davalı bankanın davacıya kullandırdırdığı kredi nedeniyle sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun(TKHK) 30 uncu maddesi “(1) Bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.

(2) Ekonomik birliğin varlığı;
a) Satıcı veya sağlayıcının tüketici için krediyi finanse ettiği;
b) Üçüncü bir tarafça finanse edilmesi durumunda, kredi verenin kredi sözleşmesinin imzalanması veya hazırlanması ile ilgili olarak satıcı veya sağlayıcının hizmetlerinden yararlandığı,
c) Belirli bir mal veya hizmetin verilmesinin kredi sözleşmesinde açıkça belirtildiği, durumlarından en az birinin varlığı hâlinde kabul edilir.

(3) Tüketicinin mal veya hizmet tedarikine ilişkin sözleşmeden cayması ve buna ilişkin bildirimin cayma süresi içinde ayrıca kredi verene de yöneltilmesi hâlinde, bağlı kredi sözleşmesi de herhangi bir tazminat veya cezai şart ödeme yükümlülüğü olmaksızın sona erer.

(4) Bağlı kredilerde, mal veya hizmet hiç ya da gereği gibi teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren, tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde müteselsilen sorumludur.

3. Değerlendirme
1. Davacı, davalılardan Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.’den satın aldığı konutta inşaatların tamamlanmadığını, konutu satın almak için diğer davalıdan bağlı kredi kullandığını, bu nedenle davalı bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.

2. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 30 uncu maddesine göre bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir.

3. Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda, ortada bir bağlı kredinin var olduğu söylenebilir. Bunun sonucu olarak, satın alınan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması halinde müteselsilen sorumludur.

4.Somut uyuşmazlıkta; davalı inşaat şirketinden taşınmaz satın alan davacıya davalı banka tarafından kullandırılan kredi niteliği itibariyle bir bağlı kredi olduğundan mahkemece verilen karar da bu yönde olup, usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesince verilen 19.10.2022 tarihli ve 2021/626 E., 2022/2502 K. sayılı kararın ONANMASINA;

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.