Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/361 E. 2023/1855 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/361
KARAR NO : 2023/1855
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2389 E., 2022/2882 K.
DAVA TARİHİ : 21.05.2019
KARAR : Davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/234 E., 2021/220 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı yönünden başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kanser hastalığının tedavisinde kullanılan Lipoplatin 150 Mg/50 ml flakon adlı ilacın 12 hasta için davalı SGK’ya reçete edildiğini, bu hastaların ilaçlarını almak için Türk Eczacıları Birliği’ne (TEB) başvurduğunda adı geçen ilacın mevcut olmadığından başvurularının şifahen reddedildiğini, söz konusu ilacın temini için hastaların davacı şirkete başvurduğunu ve bu ilaçların hastalara temin edildiğini, fatura bedellerinin SGK’dan tahsili için hastaların alacaklarını ecza deposuna temlik ettiği ve işlem yapılabilmesi için vekaletname düzenlediğini, fatura bedellerinin 14.03.2016 ve 26.04.2016 tarihlerinde müvekkili tarafından davalı SGK’dan talep edildiğini, 28.04.2016 tarihinde kurum kayıtlarına taleplerinin alındığını ancak SGK’nın bu faturaları ödemediğini, SGK tarafından “ekli belgeler arasında 2013 Sağlık Uygulama Tebliğinin 4.3 üncü maddesine göre yurt dışından ilaç getirilmesi maddesinin 4 üncü fıkrası hükmü gereğince Kurumla protokolü bulunan tedarikçiden protokolde belirlenen süreler dahilinde temin edilemediğine ilişkin belge bulunmadığından ödeme işleminiz gerçekleştirilememiş olup, belgeleriniz iade edilmiştir” şeklinde gerekçe sunulduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nun 99 uncu mddesine göre 105.230,70 Euro alacağının ödeme tarihindeki kur üzerinden Kuruma başvuru tarihi olan 28.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kurumun yaptığı işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını, Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) 4.3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre ilacın Kurumla protokolü bulunan tedarikçiden protokollerde belirlenen süreler dahilinde temin edilemediğinin belgelenmesi kaydıyla Kuruma mal oluş bedeli üzerinden ödenir hükmüne amir olduğunu, söz konusu ilacın öncelikle TEB tarafından temin edilemediğinden hastanın kendi imkanları ile temin ettiğini gösterir herhangi bir bilgi ve belge bulunamadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bilirkişi heyeti tarafından sunulan 20.02.2020 tarihli raporda; 2013 yılı SUT’a göre ödeme kapsamında olan ilaçların sigortalılar tarafından tedarik edilmesi durumunda şahıs ödemesi olarak bedellerinin ödemesinin yapıldığı, davacı tarafından 12 adet hasta üzerinden 14 adet fatura düzenlendiği ve SGK’ya müracaat edildiği, davaya konu kesinti işlemine neden olan reçetelerdeki ilaçların kanser hastalığında kullanılan hayati öneme haiz ilaçlar olduğu, ilgili uzman hekim tarafından hastanın rahatsızlığı gözetilerek tedavisi için yazıldığı, TEB’in 05.01.2016 tarihinde elinde mevcut iki kutu ilacın hastaların tedavilerini karşılayacak miktarda olmadığı ve 05.01.2016 tarihinden sonra TEB’nin bu ilacı ithal etmediği gerçekleri üzerinden tedavilerine devam zaruriyeti olan hastaların reçete muhteviyatı ilaçlarını davacı ecza deposundan alarak kanser tedavilerinde kullanıldığı ve hastaların tedavi görüp şifa buldukları görüşü ile 5510 Sayılı Yasanın 92 nci maddesi gereği sigortalılığın zorunlu olduğu ve sigortalılık ilişkisinin kamusal bir ilişki olup sağlık hizmetleri ile ilgili uygulamalara ilişkin tüm işlemlerin Kurum tarafından işletildiği, böyle bir sistem dahilinde kanser tedavisi gibi hayati öneme haiz tedavilerde davalı Kurumun sigortalıları ile ilgili işlemlerde tedavilerinin devamını sağlama, temin ve kontrol etme, gerektiğinde müdahale ve bilgilendirme sorumluluğu olduğu, yine 5510 Sayıl yasanın 63 üncü maddesi ve ilgili diğer yasa maddeleri gereği davalı kurumun sigortalısını sıhhate kavuşturuncaya kadar tedavi ettirmek zorunluluğu bulunduğu, bunun yanında hastalara kullanılan bu ilaçlar üzerinden davalı kurumun herhangi bir zararının da oluşmadığı gerçekleri üzerinden davacı ecza deposuna uygulanan kesinti işlemlerinin yerinde olmadığı görüşü bildirildiğinden davanın kabulüne, 105.230,70 Euro’nun 28.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıllık Euro vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı hesaplanmak suretiyle ödeme günündeki Merkez Bankası Euro kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinafa Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kurum tarafından yapılan kesinti işleminin mevzuat ve sözleşmeye uygun olduğunu, dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi rapora itirazlarının da değerlendirilmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi için istinaf talebinde bulunmuştur.

C. GEREKÇE VE SONUÇ
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava dışı, davalı Kurum sigortalılarının tedavileri sırasında kullanılan ve davacı ecza deposu tarafından temin edilip, davalı Kuruma fatura edilen ilaç bedellerinin davalı Kurum tarafından ödenmesi gerektiği, davalı Kurum işleminin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yinelemek suretiyle verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.3 üncü maddesine uygun şekilde yurt dışından ilaç getirtildiği iddiasıyla ilaç bedellerinin Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) yurt dışından ilaç getirilmesi başlıklı 4.3 üncü maddesi şu şekildedir;
“(1) (Değişik: RG- 01/08/2013- 28725/ 10 md. Yürürlük: 01/08/2013) Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişiler için gerekli görülen ve yurt içinden sağlanması mümkün olmayan ilaçların, yurt içinde bulunmadığı ve kullanılmasının zorunlu olduğu Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanarak ilaç teminine izin verildiği takdirde yurt dışından temini mümkündür. Bu amaçla, Türk Eczacıları Birliği (TEB) ile Kurum arasında protokol yürürlüktedir. Mevzuat değişikliği yapılarak Sağlık Bakanlığınca yetkilendirilmiş diğer taraflarla da protokol yapılabilir.
(2) Sağlık Bakanlığınca, yurt dışından getirtilebilecek ilaç listesi yayımlanması halinde listede yer alacak ilaçlar için ayrıca onay aranmayacaktır.
(3) Yurt dışından temini halinde bedeli ödenecek olan ilaçlar “Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesi” nde (EK-4/C) belirtilmiştir. Bu listede yer almayan ilaçların bedelleri Kurumca ödenmez. Bu liste Kurumun resmi internet sitesinde yayımlanır. (Ek: RG- 04/09/2019- 30878/ 42 md. Yürürlük: 12/09/2019) EK-4/C Listesinde yer almayan ilaçların EK-4/C Listesine alınmasına yönelik başvuruların (eşdeğer ilaç uygulaması kapsamında yapılan eşdeğer ilaç kaydı başvuruları hariç olmak üzere) Kurumca değerlendirmeye alınabilmesi için; üçüncü basamak resmi sağlık kurumunda düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ile üçüncü basamak resmi sağlık kurumunda düzenlenmiş reçetenin Kuruma ibraz edilmesi gerekmektedir.
(4) (Değişik: RG- 18/01/2016- 29597/ 11 md. Yürürlük: 18/01/2016) EK-4/C Listesinde yer alan ilaçların kişilerin kendi imkânları ile (yurt dışından veya yurt içinden) temini halinde, ilaç bedelleri Kurumca belirlenen mevzuat kapsamında hak sahibi adına banka aracılığıyla ödenir. Bu şekilde ödemesi yapılacak ilacın bedeli, farklı finansal modeller kapsamında değerlendirilen ilaçlar dahil olmak üzere, aynı ilacın Kuruma mal oluş bedelinden fazla olamaz. Farklı finansal modeller kapsamında değerlendirilen ve Kurumun internet sayfasında kamu baz fiyatları (ilacın 11/12/2015 tarihli ve 29559 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğde yer alan güncel referans ülkelerdeki veya bu referans ülkelerde ruhsatlı olmaması halinde ruhsatlı olduğu Avrupa ülkelerindeki en düşük depocuya satış fiyatından yüksek olmamak koşulu ile farklı finansal model sözleşmeleri kapsamında belirlenen fiyat) yayımlanan yurtdışı ilaçları hak sahiplerinin kendi imkanlarıyla temin etmeleri halinde ilaç bedelleri; ilacın Kurumla protokolü bulunan tedarikçiden protokollerde belirlenen süreler dahilinde temin edilemediğinin belgelenmesi kaydıyla Kuruma mal oluş bedeli üzerinden ödenir….”

3.Değerlendirme
SUT hükümlerine göre yurt dışından ilaç tedariki için Türk Eczacılar Birliği (TEB) ile protokol imzalanmış ve bu protokole göre hastaların TEB’e başvurduktan sonra 8 hafta beklemeleri ve 8 hafta içerisinde ilaçları temin edilememişse TEB tarafından yazılı bir belge verilmesi gerekmekte ise de, dava konusu reçetelerin yazıldığı tarihte TEB tarafından yazılmış cevabi yazıda yurt dışından ilaçların temin edilemediği bildirilmiş olduğundan her hasta için ayrı ayrı yazı verilmemiş olması nedeniyle ödeme yapılmamasının hakkaniyete uygun olmadığı anlaşıldığından, temyizen incelenen kararın tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.