Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/36 E. 2023/1410 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/36
KARAR NO : 2023/1410
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1756 E., 2022/1669 K.
DAVA TARİHİ :15.11.2018
KARAR :Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ :Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2018/486 E., 2021/323 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile vekalet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesi hükmü düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla CK …Elektrik Perakende Satış A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; mantarhane kurmak amacıyla dava dışı üçüncü kişi ile kira sözleşmesi imzaladığını, elektrik aboneliği için tüm belgeleri hazırladığını ve internet üzerinden abonelik başvurusu yaptığını, başvurunun sürümcede bırakıldığını, bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını, kira bedeli, ham madde, kâr kaybı, vergi, kullanılmayan malzemeler ve eşyalar nedeniyle maddi zararının, abonelik başvurusunun sürümcede bırakılması nedeniyle yaşadığı acı ve üzüntüden dolayı manevi zararının olduğunu ileri sürerek; şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile 7.000 TL manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. CK Elektrik Perakende A.Ş.; dağıtım sistemine bağlantı sözleşmesinin …Elektrik Dağıtım A.Ş. ile yapıldığını, davacının dağıtım sistemine bağlantı sözleşmesi imzalamadan perakende satış sözleşmesi (abonelik sözleşmesi) imzalamasının mümkün olmadığını, davacının talebinin bağlantı anlaşmasının yapılamamasından ya da geç yapılmasından kaynaklandığını, davacı tesisat kontrolü için randevu alamadığından yakındığını, davada husumetin yanlış gösterildiğini, davacının bağlantı anlaşması imzalanması için …Elektrik Dağıtım A.Ş.ye husumet yöneltmesi gerektiğini, davacı ile şirket arasında 16.11.2018 tarihinde perakende satış sözleşmesi imzalandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı …Ş.; eksik belge ile yapılan başvurunun mevzuata uygun olarak yapılan başvuru niteliğinde olmadığını, davacının bağlantı görüşü için 18.09.2018 tarihinde oluşturduğu randevuya istinaden tespit yapıldığını, davacıyla dağıtım sistemine Bağlantı Anlaşmasının 12.11.2018 tarihinde imzalandığını, kişinin elektrik bağlantısı almak istediği yerdeki hak sahipliğini ispatlaması ya da belgelendirmesi olduğunu, davacının bağlantı sözleşmesi için gerekli evraklarını en erken 21.09.2018 tarihinde tamamladığını, şirketin kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, dağıtım sistemine bağlantı anlaşması imzalandığı tarihten itibaren şirkete tanınmış iki aylık süre olduğunu, talep sırasına göre yönetmelikteki sürelere riayet ederek olabilecek en kısa sürede talepleri karşılandığını savunarak, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişiler marifetiyle yaptırılan inceleme de başvuru süreci ile ilgili kayıtların tetkikinde bir kısım evrakların davacı tarafça eksik sunulduğu, müracaatların değerlendirilmesinin süre alabileceği, netice itibarıyla davalının kusurlu olduğuna dair bir tespit yapılamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı …Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; abonelik başvurusunun sürüncemede bırakıldığını, tesisin kurulmak istenildiği bölgede zaten elektrik mevcut olup yeni baştan bir elektrik dağıtımı yapılmasına gerek olmadığını, bilirkişi raporlarının objektif olmadığını, yönetmelik ve mevzuata uygun olarak hizmet vermekten kaçındıklarını ileri sürerek, istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı …Ş.; davacının, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davalı şirketin elektrik aboneliği tesisi sürecindeki gecikmeden kaynaklı bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davacı tarafın istinaf itirazlarının reddine, manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer talepleriyle birlikte açılması durumunda manevi tazminat açısından avukat vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedileceğinden mahkemece reddedilen maddi tazminat yönünden 1.000 TL, reddedilen manevi tazminat davası yönünden 4.080 TL olmak üzere toplam 5.080 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 4.080 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı vekalet ücreti yönünden düzeltilerek, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla CK Elektrik Perakende A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince dosyanın özetlendiğini, herhangi bir gerekçe ileri sürülmeden taleplerinin reddine karar verildiğini, bağlantı sözleşmesi yapılmadığı için abonelik yapamayacaklarına dair bir beyanda bulunulmadığını, başvuru için gerekli olan belgelerin sürekli eksik olduğunu öne sürerek başka belgelerin talep edildiğini, başvurunun sürüncemede bırakıldığı ve eksik evrak getirildiği hususunun yeterince incelenmediğini, yetersiz evrak getirildiğinin tespiti tek yanlı kurum kayıtlarına dayanılarak yapıldığını, kusur izafe edilememesinin anlaşılamadığını, her iki bilirkişi raporlarında belirtilen red gerekçelerinin farklı olduğunu, elektrik mühendisi bilirkişi Murat Engin Kaya’dan davalı şirketin süreci sürüncemede bırakıp bırakmadığına, başvurunun usulüne uygun olup olmadığına ilişkin hukuki uzman görüşünde eksiklik bulunmadığı ve başvurunun usulüne uygun olarak yapıldığı ve görevli tedarik şirketinin abonelik tesis etmesi gerekirken görevini yapmadığını bildirdiğini, ikinci başvurudaki red gerekçelerinden biri de işe başlama belgesinde isim yazmadığı ve yalnızca imza olduğunun belirtildiğini, işe başlama, iş bitim ve proje onaylarının tamamının aynı kişi tarafından yapıldığını, diğer tüm evraklarda isim yazdığını ve imza bulunduğunu, ancak yalnızca işe başlama belgesinde imza olduğu ve isim olmadığı için başvurunun reddedildiğini, bu husus ve böyle bir red gerekçesinin aşırı şekilcilik olduğunu, bilirkişi raporlarının objektif olmadığını, Antalya İlinde görev yapan tüm elektrik mühendisi bilirkişiler davalı ile yakın ilişki içerisinde olup davalı aleyhine rapor düzenlemeleri halinde kendi işlerinin de sürüncemede kalabileceği tehdidi altında olduğunu, elektrik mühendisi yada teknikeri bilirkişilerinde başkaca yaptıkları proje ve taahhüt işlerinin son onay ve kabul makamı CK …Elektirk. A.Ş ve davalı şirket olduğunu, bilirkişi raporlarına özellikle mantar ekimi ve yetiştirme sürecini bilen (ziraat mühendisi dışında) bir bilirkişi dahil edilse idi verilen raporun dosyaya mübrez rapordan farklı olma ihtimalinin olduğunu, tanık Murat Karabağ’ın davalı işyerinde memur olarak çalıştığını, işyerinin bulunduğu “Çakırlar” mevkii için her haftanın cuma günü randevu alınması gerektiğini söylendiğini ancak randevunun açıldığı saat itibariyle 1 dakika içerisinde “randevu dolmuştur” ibaresiyle karşılaştığını, bilirkişiye yetki verilerek başka kimseye randevu verilip verilmediği detaylı şekilde araştırılmadığını, o tarihteki randevu çıktılarının kurum kayıtlarından celbinin gerektiğini, yıkıma bir gün kala 27 Mayıs günü davalı kurum randevu verip imzaya çağırdığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; bozulmasını talep etmiştir.

2. CK Elektrik Perakende A.Ş. vekili; dava dilekçesi ve tensip tutanağının müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, cevap dilekçesi, vekaletname, davacı ile şirket arasında imzalanan sözleşme ve yazışmaların dosyaya sunulduğunu, davalı vekili olarak ön inceleme duruşmasına katıldığını, vekil eden adına savunma yaptığını, mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124 üncü maddesi gereğince taraf değiştirildiğini, 09.04.2021 tarihli son duruşmaya katıldığını, şirkete açılan davada Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124 üncü maddesine göre taraf değişikliği yapıldığından şirket lehine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi talep edildiği ancak Mahkemenin kısa kararda buna ilişkin bir hüküm kurmadığını, bu aşamadan sonra tarafına herhangi bir tebligat yapılmadığını, CK …Elektrik

Perakende Satış A.Ş. adına vekil olarak davayı takip etmesine rağmen, gerekçeli karar, davacı tarafın istinaf başvuru dilekçesi, İstinaf Mahkemesi kararının tarafına tebliğ edilmediğini, 21.11.2022 tarihinde istinaf incelemesini yapan mahkeme tarafından davacı tarafın istinaf kararını temyiz ettiğine dair dilekçesinin gönderildiğini, vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmetmeyen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunma haklarının elinden alındığını, İstinaf Mahkemesine bu konu taşınamadığından inceleme konusu yapılmadığını ve gerekçeli kararın tebliğ edilmediğini, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17.1.2019 tarihli ve 2016/13932 E. 2019/162 K. sayılı kararında, davalı şirket taraf olmaktan çıkarıldığına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince anılan şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünde olduğunu, vekalet ücreti yönünden kararın yeniden oluşturularak şirket lehine maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mantar üretimi yapılmak amacıyla kiralanan yere elektrik bağlanması için davalı şirkete yapılan elektrik aboneliği müracaatının haksız olarak sürüncemede bırakılması sebebiyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 266 ncı maddesi hükmüne göre; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.

2. 6100 sayılı Kanun’un 281 inci maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.

3. Temsilcide yanılma daha çok, kabul edilebilir bir yanılgı sebebiyle doğan iradi taraf değişikliği ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Bu yanılgı, mevzuattaki ve kurumlar arasındaki karmaşık görev ve sorumluluk dağılımından, devleti temsil eden tüzel kişiliğin belirlenmesindeki karışıklık veya güçlükten, tüzel kişi yerine o tüzel kişiliği temsil eden kişinin muhatap sanılmasından gerçekte taraf sıfatına sahip olan kişi ile taraf olarak gösterilen kişi arasındaki iç ilişkinin yahut tüzel kişilikler veya ticari işletmeler arasındaki devir ilişkisinin bilinmemesinden kaynaklanabilir. Temsilcide yanılma hasımda yanılma anlamına gelmez ve hukukî yaptırımı da hasımda yanılmada olduğu gibi davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2022 tarihli ve 2019/3-179 E., 2022/186 K. sayılı kararı).

3. Değerlendirme
1. Davacının, mantarhane kurmak amacıyla dava dışı üçüncü kişi ile kira sözleşmesi imzaladığı, işletmeyi kurmak için ilgili kurum ve kuruluşlardan iznini aldığı ve işletmeye tarımsal amaçlı ticari elektrik bağlanması amacıyla davalı … şirketinin internet sitesi üzerinden online başvuru yaptığı, İlk Derece Mahkemesince bilgisayar programcısı ve bilişim uzmanı bilirkişiden rapor alındığı, raporda sisteme ilk başvurunun 21.09.2018 tarihinde “bağlantı anlaşması başvuru talebi” olarak yapıldığı, talebin reddi üzerine 09.10.2018 tarihinde, 25.10.2018 tarihinde ve son olarak da 02.11.2018 tarihinde başvuru yapılıp 16.11.2018 tarihinde bağlantı anlaşmasının imzalandığı, başvuruların reddi üzerine yapılan yeni başvuruların davacı tarafça 14 ve 18 gün sonra yapıldığı, davalı şirketce reddedilme gerekçelerinin sistemde belirtildiği, red gerekçeleri tamamlanarak sistemden davacı tarafça yeniden başvurular yapıldığı belirtilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince, ziraat mühendisleri ve elektrik bilirkişi eşliğinde yapılan keşif sonucu hazırlanan ve denetime elverişli olan 06.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda; davalı … şirketinden kaynaklanan kusur sebebiyle verilen süreler içerisinde talebi karşılamayarak zarar oluştuğuna dair tespit yapılamadığının belirtildiği, davacının itirazı üzerine alınan ek raporda da tek tek davacının iddiaları karşılandığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

3. Temyize konu davanın davacı tarafından elektrik perakende şirketi olan CK …Elektrik Perakende A.Ş.ye dava açıldığı, Mahkemece davanın 6100 sayılı Kanun’un 124 üncü maddesi gereğince …Elektrik A.Ş.ye yönlendirilmesine karar verildiği, dolayısıyla CK …Elektrik Perakende A.Ş.nin davalı sıfatının kaldırıldığı, davacının amacının elektrik dağıtım, bakım ve onarım hizmetini veren tüzel kişiliğe karşı dava açmak olduğu, mevzuattaki ve kurumlar arasındaki ilişkilerdeki görev ve sorumluluk dağılımını ve CK …Elektrik Perakende A.Ş. ile davalı …Ş. arasındaki ilişkinin davacı tarafından bilinmesinin beklenemeyeceği, bu halde davalı ve CK …Elektrik Perakende A.Ş. arasındaki ilişkinin niteliği gözetilerek, hasmın belirlenmesinde (temsilcide) yanılgı olduğuna göre, CK …Elektrik Perakende A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.