Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/351 E. 2023/1861 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/351
KARAR NO : 2023/1861
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1697 E., 2022/2522 K.
DAVA TARİHİ : 14.12.2016
KARAR : Ret, karar verilmesine yer olmadığına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/203 E., 2020/411 K.

Taraflar arasındaki işlemin iptali, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davada fesih istemine yönelik talebin reddine, alacak talebi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 2006 senesinden beri eczacılık yaptığını, davalıyla yapılan sözleşmelerin 2016 senesine kadar yenilenerek geldiğini, 20.10.2016 tarihinde eczanenin MEDULA sisteminin davalı tarafından kapatıldığını, davacının hizmet veremez duruma düştüğünü, usulüne uygun hazırladığı fatura ve reçetelerden dolayı Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül hakedişlerinin ödenmediğini, davalının sözleşmeyi hiçbir neden yokken feshettiğini, sıkıntıya düştüğünü belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmeyen fatura ve reçete bedellerinden dolayı 5.000 TL’nin faiziyle davalıdan tahsiline, yeniden medula sistemine alınmasına, sözleşmenin feshi işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin doğru olmadığını, ayrıca alacak talebinin de yerinde olmadığını, Kurum’un öngörülen sürede ödememesi halinde alacak davası açılabileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2018 tarih ve 2016/527 E. 2018/391 K. sayılı belirtilen kararıyla; davalı SGK’nın 1 ay önceden davacıya sözleşmenin feshedileceğine dair yazılı bildirimde bulunduğu, fesih işleminin protokole uygun olduğu gerekçesiyle fesih işlemi talebinin reddine, davacının alacaklarının davanın açılmasından sonra davalı tarafından ödendiği anlaşılmakla davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 01.06.2020 tarih ve 2018/2709 E. 2020/660 K. sayısı belirtilen kararıyla; davalı SGK tarafından davacıya yapılan ödemelere dair kayıt ve ibraz edilen listenin dava konusu edilen dönem alacaklarına ilişkin olup olmadığı anlaşılamadığından, alacağın varlığının, ödenip ödenmediğinin, ödenmişse ödeme tarihlerinin davalı Kurum kayıtları getirtilip incelenmek suretiyle belirlenmesi sonucuna göre hüküm kurulması gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılamanın yeniden yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 29.09.2020 tarihli cevabi yazısı ve eklerinden davacı eczaneye ait 2016 yılı 5, 6, 7 nci aylara ait ödemelerin 2016 yılında, 8 ve 9 ncu ay ödemelerinin 2017 yılında yapıldığı, dava konusu alacağın yargılama aşamasında ödendiği ve davalı tarafından yapılan fesih işlemi yerinde olduğu gerekçesiyle davacının fesih istemine ilişkin talebinin reddine, dava konusu alacak yargılama aşamasında ödendiğinden konusuz kalan alacak talebi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı istinaf dilekçesiyle; davalı idarenin Anayasa Mahkemesi kararlarında da ortaya konulan idarenin işlemlerinde gözetmesi gereken kriterleri ve kamu yararı ilkesini gözetmediğini, davalı idarenin keyfiliğe varan bir yaklaşımının söz konusu olduğunu, davalı idarenin işleminin hukuk güvenliğini zedelediğini, davalı Kurumun söz konusu işlemin ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit eden terör örgütleri ile bağlantılarından dolayı hakkında yapılan bildirimler nedeniyle tesis edildiğini bildirdiğini, davalı idarenin kamu zararının nasıl meydana geldiği konusunu açıklamadığını, bu hususun doğru olmadığını, davalının fesih işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, olayda fesih yazısının 08.12.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, buna göre fesih işleminin 08.01.2017 tarihinde geçerli olması gerektiğini, ancak medula ekranının fiili olarak 20.10.2016 tarihinde kapatıldığını, davalının protokole aykırı olarak fesih işlemi gerçekleştirdiğini, dava konusu fesih işleminin 5 nci maddesinde belirtilen fesih sebeplerinden herhangi birine de dayandırılmamasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararının fesih işlemi bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı istinaf dilekçesiyle; davacının alacak konusu yaptığı tutarın 500 TL olmasına karşın mahkeme tarafından davacı yararına 4.080 TL maktu vekalet ücretine hükmolunduğunu, davacının haklı çıkması halinde talebini aşmayacak tutarda vekalet ücretine hükmolunmamasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına, toplanan delillere, yerel mahkeme gerekçesine, taraflar arasında özel hukuk kurallarına tabi bir sözleşme olan 2016 yılı eczane protokolünün 5.1 maddesinde ki; “Taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir.” düzenlemesi uyarınca davalı kurumun fesih işleminin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olmasına, Ankara BAM 4. Hukuk Dairesi’nin 01.06.2020 tarihli ve 2018/2709 Esas, 2020/660 Karar sayılı ilamı ile Kurum işleminin iptali talebinin reddi kararında yasaya aykırılık bulunmadığının da belirtilmesine, davacının 5.000 TL talep etmesine rağmen vekalet ücretinin bu sınırın altında kalmış olmasına göre, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesiyle; davacının alacak konusu yaptığı tutarın 500 TL olmasına karşın mahkeme tarafından davacı yararına 4.080 TL maktu vekalet ücretine hükmolunduğunu, davacının haklı çıkması halinde talebini aşmayacak tutarda vekalet ücretine hükmolunması gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmenin feshi işlemlerinin iptali ile fatura bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddesinin 1 inci fıkrası şöyledir:
“Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.”

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava değerinin 5.000 TL olduğuna ve bu miktar üzerinden harçlandırıldığının anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.