Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/336 E. 2023/1770 K. 05.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/336
KARAR NO : 2023/1770
KARAR TARİHİ : 05.06.2023

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/630 E., 2022/1028 K.
DAVA TARİHİ : 05.05.2011
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ve davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti. tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti. …’in maliki olduğu İstanbul ili, Kartal ilçesi, Samandıra köyü, Kayalar mevki 6512 ada, 1 parselde mevcut 108 metrekare yüzölçümlü Auto Country Galericiler Sitesinde C Blok, C 60 numaralı bağımsız bölümü 25.06.2009 tarihli adi yazılı sözleşme ile davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti. …’den satın aldığını, sözleşmenin 3.2 maddesi uyarınca 55.000 TL sözleşmenin imzalandığı sırada, kalan miktar ise her ay 1.500 TL olarak taksitler halinde ödendiğini, taşınmaz bedelinin sözleşmeye uygun ve düzenli olarak ödenmesine rağmen davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti. …’in taşınmazın devrini tapuda gerçekleştirmediğini, T.C. İş Bankası bankamatik hesabından ödemeleri … hesabına yaptığını, sözleşmenin … Y. yazılmak suretiyle … tarafından imzalandığını, …’in de sorumluluğunun olduğunu, ancak davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti. …’in taşınmazı devretmemesi nedeni ile ödemelerin karşılıksız kaldığını, davalılara yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını, davalılara Kadıköy 5. Noterliğinin 18.03.2011 tarih, 2428 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, yine sonuç alamadığını, davalılar hakkında Kadıköy 4. İcra Müdürlüğünün 2011/4443 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalıların takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini ve takibin devamını, % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1-Davalılar; Kadıköy Asliye Mahkemelerinin yargı çevresi içerisinde ikamet etmediğini, davaya bakmaya İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, …’in pasif husumet ehliyeti bulunmaması nedeni ile hakkındaki davanın bu nedenle reddi gerektiğini, uyuşmazlığın 25.06.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesinden doğduğunu, …’in sözleşmede taraf olmadığını, şirket ve … tarafından kendisine verilen temsil yetkisi ile onların nam ve hesabına sözleşmeyi imzaladığını, tarafların mesken niteliğindeki gayrimenkulün 155.000 TL bedelle davacıya devri hususunda 25.06.2009 tarihli sözleşme uyarınca anlaştıklarını, sözleşmenin 4 üncü maddesi 1 sayılı bendinde satış bedelinin sözleşmede belirtilen şekilde satıcıya ödenmiş olması kaydıyla gayrimenkulün mülkiyetinin resmi şekilde alıcıya devrinin yapılacağının kabul edildiğini, yine sözleşmenin satış bilgisi ve ödeme planı başlıklı üçüncü maddesinin ikinci bendine göre davacı tarafın 55.000 TL peşin ve 100.000 TL’yi 1.500’er TL eşit taksitler halinde ödemesi gerektiğini, geciken her taksit için geciktirilen tutarın % 3 oranında gecikme tazminatı ödenmesi gerektiğinin kararlaştırıldığını, davacı tarafça 55.000 TL peşin ödemenin yapıldığını, kalan taksitlerden sadece 24.000 TL’lik kısmın ödendiğini, davacının sözleşme uyarınca kendi üzerine düşen edimleri ifa etmemiş iken tapu devrinin yapılmadığına yönelik beyanlarının iyi niyetli olmadığını, ödeme yapıldıktan sonra tapu devrinin gerçekleştirileceğini, sözleşmenin 3.4 bendi uyarınca satıcının sözleşmede belirlenen bedellerin usulüne uygun olarak ödenmemesi nedeni ile sözleşmenin feshedilmesi halinde ilk ödenen 55.000 TL’nin iadesinden alıcının gayrikabil rücu, feragat ettiğinin düzenlendiğini, dolayısıyla davacının bu yöndeki talebinin reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

2.Yargılama sırasında vefat eden davalı …’in mirasçıları …, …, …, …, … davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.

III. MAHKEME KARARI
Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.12.2012 tarihli ve 2011/403 E., 2012/1345 K. sayılı ilamıyla; davacı ile davalı şirket arasında 25.06.2009 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin şirket adına şirket kaşesi üzerine yardımcı sıfatıyla … tarafından imzalandığı, davalı …’in sözleşmede yalnızca kaşe üzerinde imzasının bulunduğu, ayrıca bir imzasının yer almadığı, …’in de aynı şekilde sözleşmede taraf olmadığı, dolayısıyla bu davalılara husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı, davacı taraf davalıya toplam 79.000 TL ödeme yaptığı ve bu tutarın iadesi için davalıya Kadıköy 5.Noterliğinin 18.03.2011 tarihli ihtarnamesini göndererek 7 gün süre verdiğini, takibi 21.03.2011 tarihinde başlattığı, ihtarnamenin tebliğ şerhine göre davalılara 07.04.2012 tebliğ edildiği, ihtarname tarihinin üzerine 7 gün süre ilavesi halinde dahi bu sürenin takip sonrasına tekabül ettiği, dolayısıyla davacının takipte talep ettiği işlemiş faizin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın davalılar … ve … yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın davalı … Kom.şirketi yönünden kısmen kabulü ile Kadıköy 4. İcra Müdürlüğünün 2011/4443 E. sayılı takip dosyasında davalı şirketin itirazının 79.000 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %40’ı oranında 31.600 TL icra inkar tazminatının davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom.şirketinden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti. temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 15.05.2014 tarihli ve 2014/13011 E., 2014/15563 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu, görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetildiği, görevle ilgili hususlarda kazanılmış hakkın da söz konusu olmadığı, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Birinci Onama Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen verilen görevsizlik kararına karşı, süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.05.2017 tarihli ve 2015/42524 E., 2017/6330 K. sayılı ilamıyla; dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.

C. İkinci Onama Kararı
1. Dosyanın gönderildiği İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesinin 02.06.2021 tarihli ve 2021/294 E., 2021/866 K. sayılı kararıyla; dava konusu bağımsız bölümün konut olmadığı, dükkan vasfında olduğu, bu durumda davacının mesleki ya da ticari faaliyeti kapsamında bağımsız bölümü satın aldığının kabulünün gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

2. Dava dosyanın gönderildiği İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2021/571 E., 2021/518 K. sayılı kararıyla; Yargıtay ilamı doğrultusunda görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Dairemizin 01.06.2022 tarihli ve 2022/3640 E., 2022/5347 K. sayılı ilamıyla; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 6100 sayılı HMK’nın 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.” düzenlemesi gereğince Tüketici Mahkemesinin görevli olduğunun anlaşılmasına göre İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2021/571 E., 2021/518 K. sayılı kararının onanmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Verilen Karar
Dosyanın gönderildiği mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı ile davalı şirket arasında 25.06.2009 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin şirket adına şirket kaşesi üzerine yardımcı sıfatıyla … tarafından imzalandığı, davalı …’in sözleşmede yalnızca kaşe üzerinde imzasının bulunduğu, ayrıca bir imzasının yer almadığı, …’in de aynı şekilde sözleşmede taraf olmadığı, dolayısıyla bu davalılara husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı, davacı taraf davalıya toplam 79.000 TL ödeme yaptığı ve bu tutarın iadesi için davalıya Kadıköy 5. Noterliğinin 18.03.2011 tarihli ihtarnamesini göndererek 7 gün süre verdiğini, takibi 21.03.2011 tarihinde başlattığı, ihtarnamenin tebliğ şerhine göre davalılara 07.04.2012 tebliğ edildiği, ihtarname tarihinin üzerine 7 gün süre ilavesi halinde dahi bu sürenin takip sonrasına tekabül ettiği, dolayısıyla davacının takipte talep ettiği işlemiş faizin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalılar …, …, …, …, …, …, … ve …’e karşı açılan davanın pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine, davalı … İnşaat San. ve Tic. Adi Komandit Şirket’e karşı açılan davanın kısmen kabulü ile davalı … İnşaat San. ve Tic. Adi Komandit Şirket’inin Kadıköy 4. İcra Müdürlüğünün 2011/4443 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 79.000 TL asıl alacak üzerinden devamına; fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak olan 79.000 TL’ye takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %9 oranında yasal faiz uygulanmasına, alacağın belli ve likit olması nedeniyle asıl alacak olan 79.000 TL’nin takdiren %20’si olan 15.800 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı ve davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti. temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı; icra inkar tazminatının dava açıldığı tarihteki yasa hükmüne göre %40 olması gerektiğini, temerrüde düşülmemesi gerekçesine dayanılarak takip tarihinden faiz işletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı taraflardan …’in 25.06.2009 tarihli satış sözleşmesini diğer davalılar…İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti. ve … tarafından kendisine verilen temsil yetkisi ile onların nam ve hesaplarına imzaladığından bahisle husumet yokluğuna karar verilmiş ise de kabulü mümkün olmadığını, kaldı ki taraflar arasında yapılan sözleşmede …’in yardımcısı olarak bahsedilmiş olan kendisi tarafından sözleşmenin imzalandığını, bu nedenle husumet yokluğu durumundan bahsedilemeyeceğini, …’in sözleşme taraflarından olduğunun kabulü ile vefatı üzerine mirasçıları davaya dahil edildiğini, bu sebeple …’in mirasçıları da davaya taraf olarak değerlendirilmesi gerektiğini, reddedilen kısım yönünden aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti.; İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2011/4443 E. sayılı icra dosyasında 13.07.2016 tarihinde kapak hesabı yaptırılarak 145.769,76 TL dosya borcu aynı gün ödendiğini, ödeme yapılmamış gibi yargılamaya devam edildiğini, yüksek yargılama giderine hükmedildiğini, sözleşmenin 3.4 maddesine göre davacının 55.000 TL’nin iadesi konusunda gayrikabil rücu ve feragat ettiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış sözleşme gereğince ödenen bedellerin iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) Hukuki İşlem başlıklı 706 ncı maddesi şöyledir:
“Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.
Ölüme bağlı tasarruflar ve mal rejimi sözleşmeleri, kendilerine özgü şekillere tabidir.”

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) Şekil başlıklı 237 nci maddesi şöyledir:
“Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmî şekilde düzenlenmesi şarttır.
Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmî şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz.
Önalım sözleşmesinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır.”

3. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) Akdin Şekli başlıklı 213 üncü maddesi şöyledir:
“Gayrimenkul bey’i muteber olmak için resmi senede raptedilmek şarttır. Gayrimenkule dair beyi vadi ve bey’i bilvefa ve istimlak mukavelesi resmi senede raptedilmedikçe muteber değildir. Mukaveleden mütevellit şuf’a hakkı için tahriri şekil kafidir.”

4. 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun (2644 sayılı Kanun) 26/1 inci maddesi şöyledir:
“Mülkiyete, mülkiyetin gayrı ayni haklara ve müşterek bir arzın hissedarları veya birbirine muttasıl gayrimenkullerin sahipleri arasında bunlardan birinin veya bir kaçının o gayrimenkul üzerinde mevcut veya inşa edilecek binanın, muayyen bir katından veya dairesinden yahut müstakillen istimale elverişli bir bölümünden munhasıran istifadesini temin gayesiyle Medeni Kanunun 753 üncü maddesi hükümlerine göre irtifak hakkı tesisine veya tesisi vadine mütedair resmi senetler tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından tanzim edilir.”

5.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) Tanımı başlıklı 564 üncü maddesi “Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı şirket alacaklılarına karşı bir kollektif şirket ortağı, diğerleri bir anonim şirket pay sahibi gibi sorumlu olan şirkettir. Sermaye, paylara bölünmeksizin sermayesi sadece birden çok komanditerin sermayeye katılma oranlarını göstermek amacıyla kısımlara ayrılmış bulunuyorsa komandit şirket hükümleri uygulanır.” şeklindedir.

6. 6102 sayılı Kanun’un Ortakların Kişisel Sorumluluğu başlıklı 236 ncı maddesi şöyledir:
“Ortaklar, şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı müteselsilen ve bütün malvarlığı ile sorumludur.
Şirkete yeni giren kişi, girme tarihinden evvel doğmuş olsa bile, şirketin borçlarından ve taahhütlerinden diğer ortaklarla birlikte müteselsilen ve bütün malvarlığı ile sorumludur.
Birinci ve ikinci fıkralara aykırı olarak sözleşmeye konan şartlar, üçüncü kişiler hakkında geçerli olmaz.”

7. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.10.2022 tarihli ve 2022/4508 E., 2022/7689 K. sayılı ilamının ilgili kısmı “…Bilindiği üzere, tapulu taşınmazların satışına ilişkin harici sözleşme, resmi şekilde yapılmadığından TMK’nın 706, TBK’nın 237. Tapu Kanunu’nun 26. ve Noterlik Kanunu’nun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşme, taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilirler…” şeklindedir.

8. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.04.2017 tarihli ve 2017/19-906 E., 2017/778 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:
“…6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatı asgari %40 olarak, 6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında ise icra inkar tazminatı asgari %20 olarak uygulanmalıdır…”

3.Değerlendirme
1. Davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti.nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kadıköy 4. İcra Müdürlüğünün 2011/4443 E. sayılı icra dosyasına dava açıldıktan sonra ödeme yapılması nedeniyle söz konusu ödemenin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla infaz aşamasında dikkate alınacağının ve yine 25.05.2009 tarihli taraflar arasından akdedilen adi yazılı sözleşmenin 3 ve 4 üncü maddesinde yer alan “Alıcı, satış bedelinin usulüne uygun olarak ödememesi nedeiyle satıcının sözleşmeyi feshetmesi halinde toplam satış bedelinin %34 kısmını karşılayan ilk ödemenin kendisinden gayrikabili rücu feragat ettiğini peşinen kabul ve taahhüt eder.” düzenlenmesinin yer aldığının, ancak dosya kapsamına göre satıcının sözleşmeyi feshetmediğinin, sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğinin ve doğmamış bir haktan feragat etmenin peşinen mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2. Davacının davalı … ve faiz başlangıcı yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Davalı …’in 25.05.2009 tarihli sözleşmeyi şirket adına imzaladığı, 18.03.2011 tarihli ihtarnamenin 07.04.2011 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede ödeme için 7 gün süre verildiği, takibin ise 21.03.2011 tarihinde başlatıldığı ve takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından davacının davalı … ve faiz başlangıcı yönünden ileri sürdüğü temyiz sebeplerinin reddi gerekmiştir.

3. Davacının davalı … mirasçıları yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Somut olayda davalı şirketin adi komandit şirket olması nedeniyle şahıs şirketi olduğu, davalı şirketin komandit ortaklarının alacaklılara karşı müteselsilen sorumlu olduğu, komanditer ortaklarının ise malvarlıkları ile sınırlı olarak sorumlu olduğu dikkate alınarak (müteveffa) …’in davalı şirkete ortaklığının türünün ne olduğu mahkemece araştırılmadığı anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece, davalı (mütevaffa) …’in ortaklığının türü ve davalı şirketle birlikte yukarıda bahsi geçen yasal düzenleme ışığında müteselsil sorumluluğu bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

4. Kabule göre de, yukarıda yer alan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ışığında davacının başlattığı icra takibinin tarihi 21.03.2011 olup, davacı lehine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davalı … İnş. San. ve Tic. Adi Kom. Şti.nin temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacının davalı … ve faiz başlangıcı yönünden ileri sürdüğü temyiz itirazlarının reddine,

3. Temyiz olunan mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.