Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/2888 E. 2023/1751 K. 01.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2888
KARAR NO : 2023/1751
KARAR TARİHİ : 01.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/524 E., 2022/758 K.
DAVA TARİHİ : 01.04.2015
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2017/660 E., 2021/831 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, davalı … ile arasında Gedavet konutları Ceviz apt. D blok 9. Kat 19 nolu dubleks daireye ilişkin harici satış sözleşmesi düzenlendiğini, davalı şirkete sözleşmede belirtilen 145.000 TL’yi ödediğini, davalı şirketin sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getirmediği gibi yerine getirmesinin imkansız olduğunu, zira … A.Ş. ile diğer davalı … Belediyesi arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin Meram Belediyesi tarafından feshedildiğini, fesih sonrası yüklenicinin işten el çektirilerek inşaatlara belediye tarafından el konulduğunu, Gedavet Konutlarına ilişkin reklamlarda ve tanıtım broşürlerinde projenin belediye ile iş birliği içinde gerçekleştirildiğinin vurgulandığını, Meram Belediye Başkanı tarafından yayınlanan basın bildirilerinde projenin Meram Belediyesi güvencesi altında olduğu açıklanarak halkta inanç oluşturulduğunu, projenin Meram Belediyesi öncülüğünde ve garantisinde olduğuna güvenerek taşınmazı satın aldığını ileri sürerek, 145.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faize ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … Belediyesi cevap dilekçesinde; davacı ile arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, davacı ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmede imzasının bulunmadığından husumetlerinin bulunmadığını, davacının yaptığı sözleşmenin resmi şekil şarta uygun olmadığından geçersiz olduğunu, davacı ile diğer davalı arasında yapılan sözleşmeye herhangi bir şekilde kefilliğinin söz konusu olmadığını, diğer davalı ile birlikte sorumlu olduklarına ilişkin davacı beyanının gereği yansıtmadığını, taraf olmadığı sözleşmede sorumluluğunun olmayacağını, ayrıca davacının, dairenin tapusunu talep edebilmesi için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicisi olan diğer davalı şirketin edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olması gerektiğini, davalı yüklenici şirketin edimlerini gereği gibi ve zamanında yerine getirmemesi nedeniyle arsa payı karşılığı sözleşmenin Belediye Encümeninin 17.08.2011 tarih ve 964 sayılı kararı ile feshedildiğini, yüklenicinin edimini ifa etmemesi nedeniyle yüklenicinin halefi durumundaki davacının da talepte bulunamayacağını, ayrıca davanın süresinde açılmadığından zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı … Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki satış sözleşmesinin kararlaştırılan tarihte ifa edilmediği, Meram Belediyesi ile … Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedilmesi neticesi ifasının da mümkün olmadığı, yüklenici … Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından, … aleyhine Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/409 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kâr’ı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece … Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan onaylanarak geçen dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, davanın sadece ödenen bedelin tahsilinin istenildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacı ile davalı … Boyacıoğlu İnşaat San ve Ticaret A.Ş arasında düzenlenen 01.11.2008 tarihli sözleşmenin feshine, 145.000 TL sözleşme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ödeme tarihinden itibaren faiz isteğinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesinin kararına emsal aldığı Hukuk Genel Kurulu kararının sadece husumetin belirlenmesine ilişkin olduğunu, esası ve diğer hususları içermediğini, dava konusu taşınmaz başkası adına kayıtlı olduğundan ve alacak ikinci kez temlik edilemeyeceğinden aleyhlerine olan davanın red edilmesi gerektiğini, davacı tarafından süresinde ödeme belgelerinin sunulmadığını, ticari defterlerle satışın desteklenmediğini, belgelerin sahte olup olmadığının incelenmediğini, zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, güven ilkesinin Türk Hukuk Sisteminde bulunmaması nedeniyle sorumlu tutulamayacaklarını, dilekçe tarihleri itibariyle 211 adet dava açan bulunduğunu, bu davaların 277 daireye isabet ettiğini, dava açanlardan 113 adedinin aynı dairelerden hak talep ettiklerini, sözleşmelerin sonradan düzenlenme ihtimali olup bu iddianın mahkemece araştırılmadığını, diğer davalının borcundan dolayı cebri icra yoluyla satışların da mevcut olduğunu, yani şirketin borcundan dolayı tapuların bir kısmının 3. şahısların üzerine geçtiğini, bilirkişi raporunda 20.06.2006’dan 26 ay sonra sözleşme imzalayanlara karşı güven ilkesinin söz konusu olmadığının belirtildiğini, mahkemece bu hususun hiç dikkate alınmadığını, sözleşmeler incelendiğinde kiminin tarihsiz kiminin de imzasız olduğunun görüleceğini, şu an bile bu tür sözleşmelerin yapılmasının mümkün olduğunu, davacının sözleşmenin asıl muhatabı olan diğer davalı şirketin iflas işlemlerinin sürdüğü Ankara 21. İflas İdaresine başvuru yaptığına ve iflas masasına kayıt yaptırdığına ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığını, davaya kayıt kabul davası olarak devam edilmesi gerektiğini ileri sürerek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Konya 1. Tüketici Mahkemesinin 09/12/2021 tarihli, 2017/660 Esas 2021/831 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … temyiz dilekçesinde; tapunun 3. şahıs üzerinde olduğunu, satışın mükerrer olduğunu, ödeme makbuzunun ve güven teorisinin Türk hukuk sisteminde bulunmadığını, sözleşmelerin sonradan düzenlenme iddialarının araştırılmadığını, zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, senet asıllarının ödeme olarak kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, harici konut satış sözleşmesinden kaynaklanan satış bedelinin iadesi ve tazminat talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
a.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.05.2019 tarihli ve 2018/13-977 Esas ve 2019/572 Karar sayılı kararı

b. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un, “Ayıplı Mal” kenar başlıklı 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
“Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir…. ” şeklindedir.

c. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un, “Ayıplı Mal” kenar başlıklı 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
“…Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz.”

d. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un, “Ayıplı Mal” kenar başlıklı 30 uncu maddesi şöyledir:
“Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır.”

e. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun, “On Yıllık Zamanaşımı” kenar başlıklı 146 ncı maddesi şöyledir:
“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”

f.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun, “Seçimlik Haklar” kenar başlıklı125 inci maddesi şöyledir:
“Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.”

g.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun, “Borçlunun temerrüdü” kenar başlıklı 117 inci maddesi şöyledir:
” Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bugünün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.

h. Belediyenin güven teorisi gereği sorumluluğuna dair Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 01.06.2022 tarih ve 2022/3200 Esas 2022/5289 Karar sayılı kararı

ı. Zaman aşımı ilk itirazı konusunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 10.10.2022 tarih ve 2022/6208 Esas 2022/7561 Karar sayılı kararı

i. Konya Gedavet Konutları’na ilişkin ve sair emsal Yargıtay Kararları.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davalı Belediyenin güven teorisi gereği sözleşme bedeli ile sorumlu olduğuna, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmasına, Yargıtay denetiminden geçen emsal kararlara, davalı … tarafından ileri sürülen temyiz sebeplerine göre, usul ve kanuna uygun olup, davalı … vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.