Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/259 E. 2023/1593 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/259
KARAR NO : 2023/1593
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/62 E., 2022/50 K.
DAVA TARİHİ : 11.08.2014
KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalının maliki olduğu ikinci el aracını takas olarak 28.500 TL karşılığında satın aldığını, takas aşamasında ikinci el bölümünde aracın gerekli kontrollerinin yapıldığını, aracın 26.12.2013 tarihinde dava dışı 3. kişiye satıldığını, aracı satın alan kişinin kasko yaptırmak istemesi üzerine pert kaydı olduğunun tarafına bildirildiğini, bu nedenle aracın 27.12.2013 tarihinde iade edildiğini, dava konusu aracın pert kaydı olmasından dolayı değer kaybının tespiti için Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/27. Diş sayılı dosyasında tespit yaptırdığını ve bilirkişi tarafından 8.500 TL değer kaybı bedelinin tespit edildiğini ileri sürerek; davalıdan satın alınan aracın ayıplı olması sebebiyle değer kaybı bedeli olan 8.500 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davacının aracı aldığı anda pert kaydını bilmiyorsa bile ilgili Kanun hükümlerine göre süresi içinde aracı muayene yükümlülüğü bulunduğunu, kendisine herhangi bir ayıp ihbarında bulunamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.10.2017 tarihli ve 2016/256 E., 2017/325 K. sayılı kararıyla, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.12.2020 tarihli ve 2020/4560 E., 2020/7477 K. sayılı ilamıyla; 31.05.2009 tarihinde geçirdiği kaza nedeniyle pert kayıtlı ve gizli ayıplı olduğu anlaşılan dava konusu aracı satan davalının ağır kusurlu olduğu hususu değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; satıcı davalının ağır kusurlu olduğu dosya kapsamıyla sabit olduğundan, satılandaki ayıbın kendisine yasal sürede bildirilmemiş olduğunu ileri süremeyeceği, davacının uğradığı zarar miktarını talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; satıcının ağır kusurlu olduğuna dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığını, 31.05.2009 tarihinde aracın kim adına kayıtlı olduğunun araştırılması gerektiğini, kendisinin aracı 24.05.2012 tarihinde satın aldığını, dolayısıyla araçtaki mevcut ayıptan sorumlu tutulamayacağını, otomotiv servis ve yedek parça işini meslek edinmiş olan davacının araçtaki hasarları tespit edemediği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca davanın açıldığı Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararına ilişkin yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ayıplı mal satışı nedeniyle oluşan değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 219 uncu maddesinde; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”

2. Aynı Kanun’un 223 üncü maddesinde; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”

3. 6098 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinde; “Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.

4. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 331 inci maddesinin ikinci fıkrası; “Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder.” hükmünü içermektedir.

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeler ile ağır kusurlu olduğu anlaşılan davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle davacı alıcıya karşı ayıpların varlığını bilmese dahi sorumlu olacağının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

24.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.