Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/2587 E. 2023/1492 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2587
KARAR NO : 2023/1492
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/654 E., 2022/533 K.
DAVA TARİHİ : 28.09.2017
KARAR : Davanın Kısmen Kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bursa Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; davalı ile aralarında 01.01.2009 başlangıç tarihli 5+5 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalının kiralananı 04.08.2014 tarihinden evvel tahliye ettiğini, davalının kiralananı kötü kullandığı gibi tahliye sırasında da taşınmaza zarar verdiğini; davalının, ayrıca sözleşme ile birlikte düzenlenen iki adet demirbaş listesi ile tarafına teslim edilen demirbaşları da söküp götürdüğünü, sökerken monte edilen zemin ve duvarlara zarar verdiğini; taşınmazdaki demirbaşlara kasten zarar verdiğini, asansörleri ve jenaratörü söküp gütürdüğünü, idari bina ve fabrika içindeki aydınlatmaları tahrip ettiğini, yine idari binadaki doğalgazla çalışan kombili kalorifer tesisatını tahrip ettiğini, su arıtma tesisini götürdüğünü, 400 kw trafonun panolarını ve fabrika içi dağıtım panoları ile elektrik tesisatları, bütün kalorifer peteklerini ve tüm kapıları söküp götürdüğünü; bunun üzerine Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/21 D.iş sayılı dosyası üzerinden 04.08.2014 tarihinde tespit yaptırdığını, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda taşınmazın 04.08.2014 tarihinde fiilen tahliye olduğunun, demirbaşlarının götürüldüğünün ve tahrip edildiğinin, parke ve duvarlara zarar verildiğinin, zarar toplamının 743.500 TL olduğunun tespit edildiğini, ancak zararın çok daha fazla olduğunu; 21.08.2014 tarihinde açılan hor kullanma tazminatı davasının Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1776 E. sayılı dosyası ile fiilen tahliye olunmuş olsa bile hukuken 26.09.2014 tarihine kadar kiracının mecuru kullanma hakkı bulunduğu, hukuken tahliye süresi geçmemiş ve fiilen tahliye edilmemiş mecurda hasar tespiti yaptırıp tazminat ve alacak talebinde bulunamayacağından bahisle davanın reddine karar verildiğini; ancak tespit tarihinden sonra da davalı tarafından taşınmazda meydana gelen tahribatın giderilmediğini, makine ekipmanları ve demirbaşların geri getirilmediğini, binaya monte edilmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 50.000 TL tazminatın 26.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 02.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 920.883,92 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı; kiralananın, tahliye davası sonunda 26.09.2014 tarihinde tahliye edildiğini ve anahtarları ile birlikte teslim edildiğini ve bu tarihe kadar kira sözleşmesinin geçerli olduğunun kesinleştiğini; davacı tarafından açılan Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1776 E. sayılı hor kullanma alacağı davasının reddine karar verildiğini; taşınmazın hukuki ve fiili tahliye tarihinin 26.09.2014 olduğu hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığını, bu itibarla davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını; yine davacının aynı sebeplerle ve aynı taleplerle açmış olduğu ilk davadaki kesin hüküm nedeniyle iş bu ikinci davanın dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiğini; taraflar arasında 29.04.2014 tarihinde iki adet fesih protokolü ve tahliye taahhütnamesi imzalandığını, taraflarınca Mahkemenin 2014/96 D.iş sayılı dosyası ile yapılan delil tespiti neticesinde mecurun boşaltılarak teslime hazır hale getirildiğinin tespit edildiğini, 26.09.2014 tarihinde teslim tesellüm tutanağı ile mecurun anahtarları ile birlikte davacıya teslim edildiğini, davacının teslim anında hiç bir itirazının ve beyanının olmadığını, kiralanana zarar verildiği iddialarının gerçek dışı olduğunu; tamamen ve sadece kendisine ait imalatları, demirbaş ekipmanlarını ve makinelerini aldığını, kiralama sırasında da bir çok boya vb. işler ve imalatların tarafından bedeli ödenerek yapıldığını, tahliyeden evvel zorunlu sökme ve yıkama işlemlerini onartarak, taşınmazı temiz ve hasarsız olarak sözleşmeye uygun bir şekilde davacıya teslim ettiğini; bilirkişi raporunda, alınarak götürüldüğü belirtilen tüm demirbaş, ekipman ve makinelerin tarafına ait olduğunu, davacıya ait her hangi bir demirbaş, ekipman ve makinenin alınmadığını, taşınmazdaki yıkılan ve zarar gören kısımların da onarılarak düzeltilmiş olduğunu, kiralananda mevcut her hangi bir hasar bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin15.01.2019
tarihli ve 2017/2075 E. 2019/32 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 50.000 TL tazminatın dava tarihinden, 870.883,92 TL tazminatın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli ve 2019/496 E., 2019/1533 K. sayılı kararıyla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 09.02.2021 tarihli ve 2020/11089 E., 2021/1098 K. sayılı kararıyla, davalının sair temyiz itirazlarının reddedildikten sonra; “mahkemece, hükme esas alınan 06.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda; elektrik bilirkişisi tarafından hesaplanan 339.183,92 TL hor kullanma bedelinin, davacı tarafından tahliyeden sonra edinilen elektrik malzemeleri, yük asansörleri ve tesisatı ile jeneratör ve tesisatına ilişkin fatura tutarlarından ibaret olduğunun belirtildiği, oysa ki; kiralananda bu kalem içerisinde bulunan eşyaların vasıfları, model, marka vs. gibi özellikleri tespit edilip yıpranma payları düşülmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma öncesi hor kullanmadan ve demirbaşların sökülüp götürülmesinden kaynaklı olarak bilirkişi raporu doğrultusunda 920.883,92 TL zarar oluştuğunun belirlendiği, bozma gerekçelerine uygun olarak elektrik bilirkişisi tarafından düzenlenen ek raporda önceki raporda 339.183,92 TL olan tutarın 305.424,70 TL’ye düştüğü, diğer zarar kalemlerinde bir değişiklik olmadığı ve bu miktarlar arasındaki farkın düşüldüğü, öte yandan davanın niteliği itibarıyla talebin ve davanın tek olması, Mahkeme kararının kesinleşen bir kısmının bulunmadığı, bu itibarla davalı vekilinin kesinleşen yönlerden yeniden hüküm tesis edilmemesi gerektiğine ilişkin talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 887.124,70 TL tazminatın 50.000 TL’sinin dava tarihinden, bakiye 837.124,70 TL’nin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; bozma kapsamı dışında kalan ve kesinleşen yönler bakımından yeniden karar verilmesinin, zamanaşımı ve derdestlik itirazının değerlendirilmemesinin, kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığının, kiralanana zarar verildiği iddiasının gerçek dışı olduğunun, teslim tesellüm belgesinde davacının ihtirazı kaydının bulunmadığının, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının ve ek rapor alınması yönündeki talebin reddi gerekçesinin açıklanmadığının, yıpranma payı indirim oranının bilimsel olmadığının, kiralanandan sökülen demirbaş, ekipman ve makinelerin davacıya ait olduğunun ispatlanamadığının, kiralananın tasdikli ilk projesinden farklı olarak yenilenen jeneratör, asansör, elektrik tesisatı ve malzemesinden sorumlu olmadığının değerlendirilmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hor kullanma tazminatı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve uyuşmazlığı çözer mahiyette olduğu, bozmaya uymakla kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumu oluşturan kısımlar hakkında Mahkemece yeniden inceleme yapılamasına imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.