Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/255 E. 2023/1660 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/255
KARAR NO : 2023/1660
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/293 E., 2022/644 K.
DAVA TARİHİ : 04.02.2013
KARAR : Davanın kısmen kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 31.05.2022 tarih, 2022/3798 Esas ve 2022/5228 Karar sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Deniz Eczanesi’nin sahibi olduğunu, bir kısım reçete muhteviyatı ilaçları hasta veya yakınına teslim etmediği gerekçesiyle Kurum tarafından hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2007 protokolünün 6.3.13 üncü maddesi uyarınca kupür bedelinin 5 katı cezai şart ile 4.3.7 nci maddesi gereğince ilgili reçete bedellerinin kendisinden tahsiline ve aynı protokolün 6.3.30 uncu maddesi uyarınca 1 yıl süre ile sözleşmesinin feshine karar verildiğini, söz konusu Kurum işleminin mevzuata ve protokol hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin ve davalıya borçlu olmadığının tespiti ile muarazanın menine, sözleşmenin aynen ifasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kurum işleminin yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2016 tarihli ve 2013/421 Esas, 2016/191 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından Kuruma fatura edilen 18 adet reçetenin kime teslim edildiğinin belli olmaması üzerine davacı Deniz Eczanesine kurum alacaklarından toplam 15.973,20 TL reçete bedelinin ve cezai şartın tahsili ile uyarı yazısı uygulanmasının protokolün 6.3.13, 6.3.30 ve 4.3.7 maddelerine uygun olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin 19.11.2018 tarih ve 2016/29791 Esas, 2018/10865 Karar sayılı ilamıyla; davacının sair temyiz itirazları incelenmeksizin, 2016 yılı protokolünün mahkemece değerlendirilip sonucuna uygun karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı
1.Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince verilen 02.02.2022 tarihli ve 2020/323 Esas, 2022/54 Karar sayılı kararıyla; 01.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 2016 yılı protokolünün 5.3.5 inci maddesi uyarınca Kurum İl Sağlık Müdürlüğü veya Eczacı Odası tarafından eczanede yapılan denetimde usulsüzlüğün tespit edilmiş olması gerektiği ve denetim şartının somut olayda bulunmadığı sonucuna varılarak davanın kabulüne; SGK Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 26.09.2012 tarih ve 14.487.586 sayılı yazısı ile uygulanan 79.866 TL cezai şart ile 15.973,20 TL reçete bedelinin tahsili ve 1 yıl süre ile fesih işlemin hukuka aykırılığının tespiti ile iptaline ve muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 31.05.2022 tarihli ve 2022/3798 Esas, 2022/5228 Karar sayılı ilamında; davalının sair temyiz itirazları reddedilerek, SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından düzenlenen 30.09.2010 tarih ve 01 sayılı soruşturma raporu, Kasev Vakfı Öğretmen Huzurevi sorumlularının ifadeleri ve davacının beyanlarından dava konusu reçetelerin Kasev Vakfı Öğretmen Huzurevi görevlilerine teslim edilmediği anlaşılmakla davalı kurum tarafından cezai işlem uygulanmasının yerinde olduğu anlaşıldığından, mahkemece cezai şart ve fatura bedeli iadesine ilişkin 2016 yılı protokolünün ilgili maddeleri gereğince değerlendirme yapılıp sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kasev Vakfı Öğretmen Huzurevi sorumlularının ifadeleri ve davacının beyanlarından dava konusu reçetelerin Kasev Vakfı Öğretmen Huzurevi görevlilerine teslim edilmediği anlaşıldığından 2016 protokolünün yukarıda açıklanan 5.3.5 inci maddesi uyarınca davacıdan ilaç bedelinin 2 (iki) katı tutarında cezai şart ile 4.3.6 maddesi kapsamında kurumca ödenen reçete bedellerinin tahsilinin gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne; SGK başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Süreyyapaşa sağlık sosyal güvenlik merkezinin 26.09.2012 tarih ve 14.487.586 sayılı yazısı ile uygulanan 31.946,40 TL cezai şart işlemi ile kurumca ödenen 15.973,20 TL reçete bedelinin tahsilinin iptali talebinin reddine, 1 yıl süre ile fesih işleminin hukuka aykırılığının tespiti ile iptaline ve muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, 2016 yılı protokolünün 5.3.5 inci maddesinde yer alan denetim şartının yerine getirilmediğini, 2007 yılında ilacın “reçete sahibine veya yakınına” teslim edilmesi aranmakta iken 2016 yılında yapılan değişiklik ile “reçete sahibi veya ilacı alan kişiye” teslim edilmesinin yeterli görüldüğünü, görülen ceza davası ile davacının ilaçları ilgilisine teslim ettiğinin anlaşıldığını, 2016 protokolünde ceza miktarının reçete bedelinin 2 katı olarak değiştirildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokole aykırı davrandığı gerekçesiyle hakkında uygulanan Kurum cezai işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).
3. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflarca ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, davacının eylemini 2007 protokolünün yürürlükte olduğu tarihte gerçekleştirdiği ve bu tarihte eczanede denetim yapıldığı sırada cezai işleme konu eylemi gerçekleştirdiğinin tespit edilmesi koşulu aranmadığından ve uyuşmazlığa konu reçetelerde yazılı ilaçları ilacı alan kişiye, hastaya ya da hasta yakınına teslim etmemiş olduğu anlaşılmakla; davacının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1-Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine, gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.