Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/239 E. 2023/1210 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/239
KARAR NO : 2023/1210
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/45 E., 2020/353 K.
DAVA TARİHİ : 26.09.2013
KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı; dava dışı Mehmet Çelik’in davalının tarımsal sulama elektrik abonesi olduğunu, 10.07.2012 tarihinde aboneliği bahse konu kişiden devraldığını, aboneliği devraldıktan kısa bir süre sonra toplam 64.214,70 TL bedelli üç adet faturanın tahakkuk ettirildiğini, arazi sulamasında her yıl azami dört ay enerji kullandığını, senenin geri kalan sekiz ayında enerji kullanmadığını, tahakkuk ettirilen fatura bedellerinin fahiş olduğunu, davalı şirkete sadece 13.000 TL tutarında borcunun bulunduğunu ileri sürerek; toplam 51.214,70 TL otomatik dönem tahakkuku ve ek tahakkuk fatura bedellerinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu 1244 numaralı tarımsal sulama aboneliğinin, davacı tarafından 10.07.2012 tarihinde borçlarıyla birlikte devralındığını ve bu hususta davacı ile abonelik sözleşmesinin imzalandığını, 23.06.2011 tarihine kadar tahakkuk eden geçmiş borçların ise önceki abone tarafından taksitlendirme protokulü yapılandırılarak ödendiğini, 20.06.2012 tarihli ve 20908 nolu sayaç değiştirme tutanağı ile ekranda görüntü olmadığından ve sayacın endeksinin alınamadığından bahisle davacının sayacının değiştirildiğini, sayacın tüketim kaydetmemesi nedeniyle, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereği davacı adına ek tahakkuk yapıldığını, aboneliği borçlarıyla birlikte devralan davacının dönemsel ve ek tahakkuk fatura bedellerinden sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.01.2016 tarihli ve 2013/523 E., 2016/6110 K. sayılı kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile 1244 nolu abonelik nedeniyle davacının davalıya 15.059,05 TL’lik kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 25.02.2019 tarihli ve 2017/13598 E., 2019/1482 K. sayılı ilamıyla; taraf vekillerinin sair temyiz itirazları reddedilerek, karara esas alınan bilirkişi raporunun Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 19 uncu ve 20 ncu maddelerine uygun olmadığı ve yapılan mevzuat değişikliği doğrultusunda, otomatik dönem ve ek tahakkuk hesabında; kayıp kaçak, dağıtım, iletim ve psh bedeli dahil giydirilmiş birim fiyat üzerinden normal tüketim hesabı yapılmadan değerlendirme yapıldığı belirtilerek, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi heyeti oluşturularak hazırlanan raporda davacının aleyhinde tahakkuk ettirilen miktardan sorumlu olduğu yönünde değerlendirme yapılmış olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiş ayrıca davalının 10.07.2012 tarihinden itibaren gerçeğe aykırı olarak tüketmediği elektrik enerjisi için 64.214,70 TL tahakkuk ettirdiğini, azami olarak 13.000 TL borç bulunduğunu kabul ettiklerini, davalının fiilen ölçüm dışı elektrik kullanıldığına dair tespit yapmadığını, Yönetmelik hükümlerine uymayarak keyfi tutumla, gerçekte arazi sulamasında tüketilmesi mümkün olmayan elektrik enerjisi bedeli tahakkuk ettirdiğini, tanzim edilen 12.10.2010 tarihli ve 4371 seri sayılı kaçak elektrik tespit tutanağının dava dışı Mehmet ÇELİK adına yokluğunda düzenlendiğini, söz konusu kaçak elektrik tutanağı hukuken geçersiz olup aynı zamanda yokluk ile malul olduğunu, Mahkemece esasa etkili deliller toplanmadan, eksik delillere göre karar verildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tahakkuk ettirilen fatura bedellerinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü vb. nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.

3. Değerlendirme
1. Dairemizin 10.02.2022 tarihli ve 2021/7792 E., 2022/872 K. sayılı geri çevirme kararıyla; 7061 sayılı Kanun kapsamında davacının yapılandırma başvurusunun olup olmadığının bildirilmesi ve borçluların açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamalarının şart koşulduğunun da gözönünde bulundurulmasının istenmesi üzerine ,davalı tarafından davacının yapılandırma başvuru evrakı gönderilmiş, evrak kapsamından davacının 27.07.2019 tarihli başvurusu üzerine yapılandırma işleminin tesis edildiği ve borca ilişkin 3 taksitin ödenmiş olduğu anlaşılmıştır.

2. Davacının yargılama aşamasında yapılandırma isteminde bulunmak suretiyle borcu kabul ettiği, davalının ise yasal şartları taşıyan davacı talebini değerlendirerek borcu yapılandırdığı anlaşılmaktadır.

3. Bu halde Mahkemece; taraflar arasındaki yapılandırma anlaşması ile birlikte davanın konusuz kaldığı nazara alınarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi geregince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

02.05.2023 tarihinde oy birligiyle karar verildi.