Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/2221 E. 2023/1656 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2221
KARAR NO : 2023/1656
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/124 E., 2022/423 K.
DAVA TARİHİ : 08.10.2012
KARAR : Davanın kısmen kabulü
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirketin İstanbul İli Sarıyer İlçesinde inşa ettiği ‘’Mare Negro’’ adıyla bilinen projeden Talissimia Ate Tipi 66 nolu bağımsız bölümdeki villayı satın aldığını ve bedellerini de eksiksiz olarak ödediğini ancak, dava konusu villada birçok ayıp ve eksikliklerin bulunduğunu, İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/33 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte dış cephede çatlaklar olduğunun, pencere mermerlerinde sızıntı olduğunun, havuz kaplamalarının kesik ve kusurlu olduğunun, balkon döşemesinin tekniğe uygun olmayışından iç duvarlarda rutubetlenme olduğunun, istinat duvarının eksik yapıldığının ve tehlikeli olduğunun, pencere ve balkon korkuluklarının paslanmış olduğunun, bitişik villalar arasında ısı ve ses izolasyonu olmadığının, çatıda ısı yalıtımı olmadığının tespit edildiğini ve yapılması gereken işlerin masraf tutarının 51.000,00 TL, nefaset tutarının 30.295,00 TL olmak üzere toplam 81.295,00 TL alacak ile eksikliklerin giderilebileceğinin tespit edildiğini, kusurlu ve eksik imalatların kendisi tarafından onarımının yaptırıldığını, söz konusu bedellerden misliyle harcama yapıldığını, bu bedellerin tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu beyan ederek davalının haksız itirazlarının iptaline, icranın devamına, haksız itiraz nedeniyle %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, dava konusu villadaki sorunların müvekkilinin ayıplı imalatından değil, evin boş vaziyette bakımsız olarak 3 yıl boyunca kendi haline bırakılmış olmasından kaynaklandığını, ancak davacının iddia ettiği sorunların müvekkili tarafından kabul edilmese bile açık ayıp niteliğinde değerlendirilebileceğini, bu durumda ise davacının talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak davacının davasının reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.12.2015 tarihli ve 2012/1055 E., 2015/1506 K. sayılı kararı ile; ”Davalı vekilinin bilirkişi raporlarına karşı itirazda bulunduğu, çatı izolasyonu ve ısı yalıtımı ile ilgili olarak herhangi bir tespit yapılmadan tanık ifadeleri ile rapor tanzim edildiğini, ayrıca değer kaybına ve onarım bedeline ilişkin hesaplamaları kabul etmediklerini, her ikisinin beraber talep edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, her iki tarafın da çatı izalasyonu ve ısı yalıtımı hususunda tanık dinlettiği, davalı tarafın itirazları ile ilgili olarak somut belgeler sunmadığı, 6502 sayılı Yasanın ayıplı malı anlatan 8. maddesi ve devamı maddelerinde satıcının ayıplı maldan sorumluluğu ve tüketicinin seçimlik haklarının sıralandığı, seçimlik hakların kullanılması sebebiyle ortaya çıkan tüm masrafların tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanacağı, tüketicinin bu seçimlik haklarından biriyle birlikte 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebileceği, zira tüketicinin ayıplı malın onarımını yaptırdıktan sonra, satmak istediğinde ayıplı olduğu için onarım görmüş bir mal vasfında satacağı için ayıplı malın ayıp oranında değer kaybına uğrayacağı, bu sebeple davacının değer kaybına ve onarım bedeline ilişkin taleplerinde haklı olduğu, yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporları ve toplanan tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde gizli ayıpların toplam değeri olan 44.000,00-TL+ satış tarihinde dairede meydana gelen değer azalması miktarı olan 27.346,00-TL=71.346,00-TL’nin davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, alacağın yapılacak yargılama ile tespit edilebilecek bir değer olduğu ve likit olmadığı anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptaline, İstanbul 24. İcra Dairesinin 2012/18157 esas sayılı takip dosyasında takibin, 71.346,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek % 9 yasal faiz oranından az olmamak üzere ( artan oranlarda ) devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Karara karşı, davacı vekili (reddedilen icra inkar tazminatı yönünden) ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16.09.2019 tarihli ve 2016/21615 E., 2019/8292 K. sayılı ilamı ile; ”davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, mahkemece davanın kısmen kabulüne ve hem onarım bedelinin hem de ayıp nedeniyle bedel indirimi talebinin kabulüne karar verilmişse de 4077 Sayılı Kanun’un 4/2.maddesinde malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik haklarının nelerden ibaret olduğu sayılmış olup, tüketicinin bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahip olduğunun düzenlendiği, bu durumda, mahkemece, tüketicinin hangi seçimlik hakkını kullanmak istediğinin belirlenmesi ve söz konusu onarımların davacının taşınmazında bir değer kaybına yol açıp açmadığı ve davacının kanunun aradığı şekilde bu onarımlar nedeniyle onarım bedelleri hariç bir zararı bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle ve yanılgılı gerekçeyle davacının bedel indirimi talebinin de kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairenin 15.02.2021 tarihli ve 2020/4365 E., 2021/1459 K. sayılı ilamı ile tarafların karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ”Davacının 28.09.2021 tarihli duruşmada talebinin onarım bedeli ve onarımlar yapıldığı halde binadaki yapısal problemlerden dolayı değer kaybı, onarılmayan kısımlar yönünden ise değer kaybına yol açması nedeniyle değer kaybı olduğunu bildirdiği, dava konusu taşınmazdaki ayıplı işlerin davacı tarafından giderildiği, İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/33D.iş tespit dosyasında; dış cephe sıva ve boya işlerinde oluşan çatlamaların, pencere denizliklerinden iç duvarlara su sızıntısı sorunu yaşandığından bodrum kat duvar dipleri boyalarında oluşan rutubetin, havuzlardaki çatlakların, normal kattaki balkon döşemesinin tekniğine uygun yapılmamasından alt kat duvarlarda oluşan rutubetlenmenin giderilmesi bedelinin, balkon döşemesinin yenilenmesi, iç cephe duvar boyalarının yenilenmesi bedelinin, pencere ve balkon korkuluklarının boyalarının dökülmesi ve paslanması, demir aksamın boyanması işleminin, dava konusu taşınmazın bodrum katına sızan suların önlenmesi için yapılması gereken tadilat, onarım ve izolasyon işlerinin bedelinin, dava konusu villanın ikiz villa olup villaları ayıran ortak duvarın ses geçirmemesi için ses yalıtımı yapılması bedelinin tespit edildiği ve bu ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirlendiği, taşınmazın çatısında ısı yalıtım malzemelerinin kullanılmadığı, çatı sisteminin ısı yalıtımı yapılması gerektiği, eksikliğin giderilmesi bedelinin 11.000 TL olduğu, villanın bahçe istinat duvarında istinat duvarının üst kotunun bahçe üst kotuna çıkarılması için gerekli olan tadilat bedelinin ise 7.000 TL olduğu ve bu ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğunun belirlendiği, yerinde yapılan incelemede istinat duvarı üstüne korkuluk amaçlı ahşap kalaslardan ve taş kaplamalı duvar parçaları yapıldığının tespit edildiği, istinat duvarında oluşan sehim ve kılcal çatlaklar sorununun giderilmesi için herhangi bir onarım yapılmadığı, istinat duvarında meydana gelen gizli ayıbın dava konusu villada meydana getirebileceği değer kaybının Yargıtayca da benimsenen nisbi metod yöntemi ile 7.165,00 TL olduğu, taşkın vs olmadığı için gözlemsel olarak herhangi bir sorun tespit edilmediği, istinat duvarı korkulukları ve çatı ısı yalıtımı hariç tamamının kullanım ile zamanla ortaya çıkabilecek gizli ayıp niteliğinde olduğu, İstinat duvarı bahçe kotu seviyesi ile aynı olması nedeniyle davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ve fen ve sanat kuralları açısından olması gereken istinat duvarı üstü korkuluk imalatları dahil ayıplı işlerinin giderilmesi için hesaplanan gizli ayıp nitelikli işlerin bedelinin 33.000,00 TL, açık ayıp niteliğindeki işlerin tutarının 18.000,00 TL olmak üzere toplam 51.000,00 TL olduğu, bedelin işçilik+malzeme+nakliye+molozların atılması kalemleri düşünüldüğünde 08.10.2012 dava tarihi itibariyle teknik olarak kadri maruf olduğu, söz konusu onarımların taşınmazda teknik olarak değer kaybına neden olmayacağı, asıl alacak miktarının yargılama gerektirdiği, likit olmadığı” gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulüne, davalının İstanbul 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/18157 E. sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 51.000,00 TL üzerinden ve takip tarihinden ödeme tarihine kadar asıl alacağın yıllık %9’u oranında yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 12.12.2022 tarihli ve 2022/7702 E., 2022/9332 K. sayılı kararıyla, ”Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına” karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, açık ayıp olarak nitelendirilen ayıplar bakımından dahi zamanaşımı hususunun dikkate alınmadığını, davacının iddia ettiği sorunların müvekkil şirketin ayıplı imalatından değil, evin boş vaziyette bakımsız olarak 3 yıl boyunca kendi haline bırakılmış olmasından kaynaklandığını, dosya kapsamında alınan raporlarda bilirkişi heyetinin, bozma ilamında belirtilen hususlar dışına çıkarak birtakım hatalı değerlendirmelerde bulunduğunu, kendilerinden davacının yapmış olduğu onarım bedelinin doğru olup olmadığı yönünde herhangi bir değerlendirme talep edilmemiş olmasına karşın bu yönde değerlendirmeler yaptıklarını, yine, istinat duvarı ile ilgili değerlendirmeleri ile de önceki bilirkişi raporuyla ve Yargıtay Bozma kararlarıyla çelişkili bir durum yarattıklarını, yerel Mahkeme tarafından alınmış olan 25.11.2013 tarihli bilirkişi raporunda davacının bu talebinin değerlendirilerek reddedildiğini ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla yerel Mahkeme tarafından bu rapora itibar edilerek ” … İstinat duvarı ile ilgili 7.000 TL.’lik giderme hususunun davalı tarafından yapıldığının beyan edilmesi ve davacının sunduğu faturada da bu hususun yer almaması nedeni ile bu tutarın toplama dahil edilmemesi gerektiği…” nin belirtildiğini, davacının temyiz itirazlarının da reddedildiğini, dolayısıyla kesinleşmiş bir hüküm karşısında aynı hususun tekrar yargılama konusu yapılmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, Yargıtay’ın bu hususu bozma nedeni de yapmadığı dikkate alındığında, usuli kazanılmış hak gözetilmeden verilen kararının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek karar düzeltme talebinin kabulü ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, malın ayıplı olmasından kaynaklanan onarım bedeli ve değer azalması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına ve bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Bozma öncesi Mahkeme kararında hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının istinat duvarı ile ilgili talepleri yönünden yapılan değerlendirmede; tespit edilen 7.000,00 TL’lik onarım bedelinin davacı tarafça ödenmediği, onarımın davalı tarafça yapıldığı gerekçesiyle bu bedelin toplama dahil edilmemesi gerektiği belirtilmiş ve Mahkemece de bu doğrultuda 44.000,00 TL gizli ayıpların onarım bedeli(istinat duvarı ile ilgili onarım bedeli çıkartılarak) + gizli ayıplar nedeniyle satış tarihinde meydana gelen değer azalması olarak tespit edilen 27.346,00 TL’nin toplamı olan 71.346,00 TL’nin tahsiline hükmedilmiş, davacı vekilinin bu kararı yalnızca icra inkar tazminatı yönünden temyiz ettiği, temyiz talebinin reddedildiği ve bozma kararına karşı taraflarca karar düzeltme yoluna gidildiği ve tarafların karar düzeltme taleplerinin de reddedildiği anlaşılmıştır.

3. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ve bozma sonrası Mahkemece hükme esas alınan raporda bu kez villanın bahçe istinat duvarında, duvar üst kotunun bahçe üst kotunun altında kaldığının, açık ayıp niteliğinde olduğunun, istinat duvarının bahçe kotunun üst kotuna çıkarılması için gerekli olan tadilat bedelinin ise 7.000,00 TL kadar hesaplandığının, yerinde yapılan incelemede ise istinat duvarı üstüne korkuluk amaçlı ahşap kalaslardan ve taş kaplamalı duvar parçaları yapılmış olduğunun, söz konusu imalatlar için değişik iş dosyasında yapılan hesaplamanın kadri maruf olduğunun belirtildiği ve 44.000,00 TL gizli ayıp nedeniyle onarım bedeline bu 7.000,00 TL açık ayıp nedeniyle onarım bedeli de eklenerek 51.000,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği bozma öncesi hesaplamaya dahil edilmeyen ve davacı tarafça da temyiz edilmeyen ve karar düzeltme talebi de reddedilen istinat duvarına ilişkin 7.000,00 TL’lik onarım bedeli yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, bozmanın kapsamı dışında kalan bu talebin reddi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmesi gerekirken, zuhulen kararın onandığı bu defa yapılan inceleme ile anlaşıldığından; davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin sair karar düzeltme taleplerinin REDDİNE,

2. Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 12.12.2022 tarihli ve 2022/7702 E., 2022/9332 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve Mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde davalıya iadesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.