Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/2217 E. 2023/1257 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/2217
KARAR NO : 2023/1257
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/148 E., 2022/84 K.
DAVA TARİHİ : 12.04.2012
KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında Mahkemece görülen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonunda; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalı avukatı 14.09.2004 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiğini, davalının Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/244 E. sayılı dava dosyasını vekil sıfatı ile takip ettiğini, davanın 08.03.2005 tarihinde lehine sonuçlanarak 19.296,24TL alacağın dava tarihinden faiziyle birlikte dava dışı … ve … Et Gıda ve Besicilik Tic. Ltd. şirketinden tahsiline karar verildiğini, ancak davalı vekilin kararı tebliğe çıkartmadığını ve icraya koymadığını, dosyayı sormak için aradığında da davanın halen devam ettiğini söylediğini, 2011 yılı Ağustos ayında Susurluk’a giderek mahkeme kaleminde yaptığı araştırmada davanın 08.03.2005 tarihinde sonuçlandığını öğrendiğini, akabinde 27.02.2012 de davalıyı azlettiğini, kalemden tebliğ aldığı kararı icra marifetiyle tahsil için avukata götürdüğünde yapılan araştırmada alacaklı olduğu …’ın 27.04.2009 tarihinde öldüğünü ve mirasçılarının da süresi içinde mirası reddettikleri hususunun tespit edildiğini, bu nedenle alacağı tahsil edemez konuma düştüğünü ve maddi anlamda zarara uğradığını, bu olay nedeniyle davalı hakkında şikayetçi olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 19.296,24TL’nin 11.03.2003 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı; davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.06.2015 tarihli 2012/75 E. 2015/174
K. sayılı kararı ile; toplanan deliller, celp edilen kayıtlar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafından uğradığını iddia ettiği zararın davalı tarafça karşılanmasına yönelik tazminat davası açılmış ise de; 19.296,24 TL alacağın 11.03.2003 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Et Gıda Besicilik Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine yönelik karar verilen Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/244 Esas sayılı dosyasının henüz kesinleşmediği, kararın tebliğe dahi çıkmadığı, karar tebliğe çıktığında davalı tarafın tehiri icra talepli temyiz haklarının bulunduğu, bu durumda hüküm altına alınan tazminatın karar kesinleşinceye kadar tahsil edilemeyeceği, temyiz incelemesi neticesinde kararın bozulabileceği bu nedenle hukuki anlamda davalının dava tarihi itibari ile temerrüde düştüğü bir tazminat sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 23.01.2019 tarihli 2016/6168 E. 2019/522 K. sayılı kararı ile; Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/208 E 2014/185 K sayılı dosyasında davacının eldeki davaya konu iddiaları nedeniyle davalı avukat hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan ceza davası açıldığı, yapılan yargılamanın devam ettiği anlaşıldığından, ceza davası sonucunun bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuş olup, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığında karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozmaya uyularak ceza davasının bekletici mesele yapıldığı, sanık hakkında beraat kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, her ne kadar davacı tarafından uğradığını iddia ettiği zararın davalı tarafça karşılanmasına yönelik tazminat davası açılmış ise de, 19.296,24 TL alacağın 11.03.2003 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Et Gıda Besicilik Ltd. Şti.’den alınarak davacıya ödenmesine yönelik karar verilen Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/244 Esas sayılı dosyasının henüz kesinleşmediği, kararın tebliğe dahi çıkmadığı, karar tebliğe çıktığında davalı tarafın tehiri icra talepli temyiz haklarının bulunduğu, davalı …’un vekil olarak davayı takip etmediği, gerekçeli kararı tebliğe çıkarmadığına ilişkin bir delil olmadığı, dava dosyasındaki yargılama giderlerinin davacı tarafça karşılanacağı bu haliyle davacının davalı müteveffa …’a yargılama giderlerini verdiğinin de dosya kapsamından anlaşılamadığı, dolayısıyla davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde, mahkeme gerekçesinin kendi içinde çelişki taşımakla birlikte dosyadaki delillerin mahkemece eksik değerlendirildiğini, gerekçede bir yandan Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının tebliğe dahi çıkmadığı belirtilmekte, bir taraftan da davalı avukatın gerekçeli kararı tebliğe çıkartmadığına ilişkin bir delil bulunmadığının ifade edildiğini, gerekçeli kararın davalı avukat tarafından tebliğe çıkartılmadığını, aradan uzun yıllar geçtikten sonra mahkeme kalemine giderek kararı elden aldığını, 19.12.2013 tarihinde İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2013/14849 Esas sayılı dosyada icraya kendisi tarafından konulduğunu, ancak dosya borçlularından …’ın 27.04.2009 tarihinde vefat ettiği ve mirasçılarının da Susurluk Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/375 E. ve 2009/464 K. sayılı kararı ile mirası reddettiklerini, …’ın sahibi olduğu diğer borçlu … Et Ltd. Şirketi’nin de batık durumda olması sebebiyle alacak tahsilinin mümkün olmadığını, yani mahkemenin gerekçesinde belirttiği gibi … mirasçılarının borcu ödemek gibi bir çaba içine girmediklerini, zaten ihtimallerden oluşan bir gerekçe ile karar tesis edilmesinin de doğru olmadığını, mahkemenin davalı vekilin Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005 yılında çıkan kararını zamanında tebliğ alıp icraya koymuş olsa idi, borçluların ekonomik durumlarının bozulmamış olması sebebiyle alacağın tahsilinin mümkün olacağını göz ardı ettiğini, 2005 karar yılından …’ın öldüğü 2009 yılına kadar 4 yıl geçtiğini, bu sürede ekonomik durumu bozulmuş bulunan davalının mirasçılarının dahi mirası reddettiğini, zaten … adına olan … Ltd. Şirketi’nin de buna paralel olarak ekonomik anlamda battığını, Ticaret Sicilinde şirketin kayıtlı olmasının bu şirketin borçlarının tahsil edilebileceği anlamına gelmediğini, mahkemenin bu yöndeki gerekçesinin de usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı avukatın özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesi şöyledir; “Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.”

2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 34 üncü maddesi şöyledir; “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”

3. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 2014/10183 E., 2014/22712 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme
1. İlk derece mahkemesince bozmaya uyularak, ceza davasının bekletici mesele yapıldığı, sanık hakkında beraat kararı verildiği, kararın kesinleştiği, davalı avukatın takip ettiği Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/244 Esas sayılı dosyasının henüz kesinleşmediği, kararın tebliğe dahi çıkmadığı, karar tebliğe çıktığında davalı tarafın tehiri icra talepli temyiz haklarının bulunduğu, davalı …’un vekil olarak davayı takip etmediği, gerekçeli kararı tebliğe çıkarmadığına ilişkin bir delil olmadığı, davacının davalı müteveffa …’a yargılama giderlerini verdiğinin de dosya kapsamından anlaşılamadığı, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiş, yargılamaya katılmamıştır. Somut olayda, davacı yan davalı avukata 14.09.2004 tarihinde vekaletname vermiş olup, aralarında herhangi bir yazılı sözleşme bulunmamaktadır.

2. Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/244 Esas sayılı dosyasında; 14.09.2004 tarihinde davalı avukat tarafından vekalet sunulduğu, öncesinde ise başka avukat tarafından davanın takip edildiği, davalıların … ve … Et Ltd. Şirketi olduğu, 08.03.2005 tarihinde 19.296 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne davacı lehine karar verildiği, kararın tebliğe çıkmadığı, kesinleştirilmediği anlaşılmıştır.

3. Davacının beyanına göre, davacının 2011 yılının 8 inci ayında bizzat kararı tebliğ aldığı, 27.02.2012 tarihinde davalı vekili azlettiği, kararı 18.12.2013 tarihinde bizzat icraya koyduğu belirtilmiştir.

4. Borçlulardan …’ın 27.04.2009 tarihinde vefat ettiği, Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/375 Esas sayılı kararıyla süresi içinde mirasçıların mirası reddettikleri; diğer borçlu … Et Ltd. Şirketi’nin de batık durumda olması sebebiyle alacak tahsilinin mümkün olmadığı iddia edilse de, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne sorularak gelen cevabi yazıya göre şirketin hala faal durumda olduğu ve tasfiye sürecine girmediği anlaşılmıştır.

5. Davalı avukatın görevi kötüye kullanma suçundan yapılan ceza yargılaması sonucunda beraat kararı verilmiş olup Yargıtay tarafından zaman aşımından dolayı düşme kararı verilmiştir. Davalı avukatın Balıkesir Barosu’na şikayet edilmesi üzerine disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verilmiş, Türkiye Barolar Birliği’ne yapılan itiraz üzerine, itiraz reddedilmiştir.

6. Tüm bu açıklamalardan sonra davacının, davalı vekilin eylemi ile zarara uğrayıp uğramadığının, kararın zamanında tebliğe çıkarılması halinde zararın oluşup oluşmayacağının, zamanında tebliğe çıkarılmamasında davalı vekilin kusurunun bulunup bulunmadığının, zamanında tebliğe çıkarılsa dahi zararın yine de oluşup oluşmayacağı hususlarının Avukatlık Kanunu’nun 34 üncü ve Borçlar Kanunu’nun 502 ve devamı maddeleri kapsamında eldeki davada tartışılarak değerlendirilmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 266 ncı maddesinde açıklandığı üzere, hakim, genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurmadan olayı çözümleyebilmelidir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan Kanun maddeleri kapsamında dava konusu olayın değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

7. Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,

2. Davacı tarafın sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.