Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2023/22 E. 2023/495 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/22
KARAR NO : 2023/495
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1437 E., 2022/1319 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2013/200 E., 2022/501 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal tescil, bedel iadesi, tazminat asıl davası ve sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi birleşen davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asıl dava dosyası yönünden davacı ve davalı …, birleşen dava dosyası yönünden ise davalı … vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl dava dosyası yönünden asıl davacı ve asıl davalı …, birleşen dava dosyası yönünden ise birleşen davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin

kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı …; davalılardan … Boyacıoğlu İnşaat San. ve Tic. A.Ş. ile aralarındaki 18.08.2009 tarihli daire satış sözleşmesi ile Konya İli Meram İlçesi Kozağaç Mahallesi 27108 ada 1 parselde bulunan … numaralı dairenin 90.000 TL bedelle peşin satımı konusunda anlaşma yaptıklarını, satış bedelinin tamamının ödendiğini, ancak davalı satıcının edimlerini yerine getirmediğini, davalı … ile yüklenici şirket arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle edimin yerine getirilmesinin imkansız olduğunu, söz konusu sözleşme ilişkisine güvence veren Meram Belediyesinin de davalı … İnşaat San. ve Tic. A.Ş. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, Meram Belediyesi tarafından tanıtım ve reklamlar yapılarak güven duygusu oluşturulduğunu ileri sürerek, öncelikle tapu iptali ve tescil taleplerinin kabulü ile davalı … Belediyesi adına kayıtlı dava konusu daire tapusunun iptali ile adına tapuya kayıt ve tescil edilmesine ve ayrıca, adına tesciline karar verilen dairenin mevcut eksik ve kusurlu işlerinin ve bedellerinin, adına tesciline karar verilen dairenin Gedavet Konutları Projesinin tamamlanamaması sebebiyle uğradığını değer kaybının, Gedavet Konutları projesinin ve kendisine ait dairenin katalog ve sözleşmede belirtilen özellikte eksiksiz tamamlanmış olması halinde edebileceği değer ile halihazır değeri arasındaki farkın, uğramış olduğu kira gelir kaybının tespiti ile dairenin uzatılmış teslim tarihinden yani 30.11.2009 itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ödenmesine; tapu iptal ve tescil taleplerinin kabul görmemesi halinde fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla daire bedeline karşılık ödemiş ve ödemek zorunda olduğu paraları tazmin amacıyla ödemiş olduğu tüm miktarın projenin ve katalog ve sözleşmede belirtilen özellikte eksiksiz tamamlanmış olması halinde edebileceği değer ile hâlihazır değeri arasındaki farkın, kira gelir kaybının, ödemek zorunda kaldığı kira bedellerinin tespiti ile sözleşme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ödenmesine, yaşadığı manevi yıkım karşısında manevi zararını tazmin amacıyla sembolik 2.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ödenmesine karar verilmesini talep etmiş; 07.07.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle, sözleşme bedelini 90.000 TL’ye yükseltmiştir.

2.Birleşen Konya 1. Tüketici Mahkemesinin 2017/102 Esas sayılı dosyasında davacı …; davalılardan … Boyacıoğlu İnşaat San. ve Tic. A.Ş. ile aralarındaki 01.11.2008 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi ile Konya İli Meram İlçesi Kozağaç Mahallesi 27108 ada 1 parselde bulunan … numarali dairenin 108.000 TL bedelle peşin satımı konusunda anlaşma yaptıklarını, satış bedelinin tamamının ödendiğini, ancak davalı satıcının edimlerini yerine getirmediğini, söz konusu sözleşme ilişkisine güvence veren Meram Belediyesinin de davalı … İnşaat San. ve Tic. A.Ş. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile; 01.11.2008 tarihli satış sözleşmesinin feshine, sözleşme bedeli olan 108.000 TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, denkleştirici adalet ilkesi nazara alınarak tazminat haklarının şimdilik saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Asıl davada davalı … Belediyesi; davacı ile arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmede imzasının bulunmadığından husumetlerinin bulunmadığını, davacının yaptığı sözleşmenin resmi şekil şarta uygun olmadığından geçersiz olduğunu, davacı ile diğer davalı arasında yapılan sözleşmeye herhangi bir şekilde kefilliğinin söz konusu olmadığını, diğer davalı ile birlikte sorumlu olduklarına ilişkin davacı beyanının gereği yansıtmadığını; taraf olmadığı sözleşmede sorumluluğunun olmayacağını, ayrıca davacının, dairenin tapusunu talep edebilmesi için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicisi olan diğer davalı şirketin edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olması gerektiğini, davalı yüklenici şirketin edimlerini gereği gibi ve zamanında yerine getirmemesi nedeniyle arsa payı karşılığı sözleşmenin feshedildiğini, yüklenicinin edimini ifa etmemesi nedeniyle yüklenicinin halefi durumundaki davacının da talepte bulunamayacağını, ayrıca davanın süresinde açılmadığından zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Asıl davada davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.; diğer davalı … ile arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak, Gedavet Konutlarının inşaatına başlandığını, şirketçe sözleşmeye dayanılarak konutların satışına başlandığını, sözleşme gereğince tarafından diğer davalı …’na daireler teslim edildikten sonra sözleşmenin belediyece feshedildiğini, diğer davalının kendisine karşı edimlerini yerine getirmediğini, hak edişlerini ödemediğini, sözleşme yapanların aleyhlerine dava açtıklarını, belediyenin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle zarara uğradığını, dairelerin teslim edilmesindeki gecikmede ve tapu kayıtlarına ilişkin gecikmede herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ayrıca davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davacının kira bedeli istemesinin de sözleşmeye göre hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.

3.Birleşen davada davalı … Belediyesi; davacı ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmede belediye yetkililerinin imzasının bulunmadığından husumetlerinin bulunmadığını, davacının yaptığı sözleşmenin resmi şekil şarta uygun olmadığından geçersiz olduğunu, davacı ile diğer davalı arasında yapılan sözleşmeye herhangi bir şekilde kefilliğinin söz konusu olmadığını, diğer davalı ile birlikte sorumlu olduklarına ilişkin davacı beyanının gereği yansıtmadığını; taraf olmadığı sözleşmede sorumluluğunun olmayacağını, ayrıca davacının, dairenin tapusunu talep edebilmesi için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicisi olan diğer davalı şirketin edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olması gerektiğini, davalı yüklenici şirketin edimlerini gereği gibi ve zamanında yerine getirmemesi nedeniyle arsa payı karşılığı sözleşmenin feshedildiğini, yüklenicinin edimini ifa etmemesi nedeniyle yüklenicinin halefi durumundaki davacının da talepte bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;

1.Asıl dava dosyası yönünden; asıl dosya davacısı ile davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki satış sözleşmesinin temlik hükümleri gereğince geçerli olduğu, sözleşme kapsamındaki satış bedelinin yüklenici firmaya peşin olarak ödendiği, yüklenici … A.Ş tarafından sözleşmenin kararlaştırılan tarihte ifa edilmediği, Meram Belediyesi ile …arasında sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedilmesi neticesi ifasının da mümkün olmadığı, davacı tarafından da sözleşmeden dönüldüğü, yüklenici … Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından, … aleyhine Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 esas sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kâr’ı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece …nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan onaylanarak geçen dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, dava dilekçesiyle ödenen bedel ve zarar ile kira kaybı bedelinin talep edildiği, belirtildiği üzere ödenen bedelden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, diğer zarardan ise … A.Ş’nin sorumluluğunun bulunduğu, kira tazminatının menfi zarar kapsamında bulunmadığı gibi sözleşmenin de ifa imkanının bulunmadığı gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil yönünden açılan davanın reddine, asıl davadaki bedel iadesi talebinin ıslah talebi doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddine, davacı ile davalılardan … Boyacıoğlu İnşaat San. Tic. A.Ş. Arasında imzalanan 18.08.2009 tarihli “Kozağaç Gedavet Konutları Satış Sözleşmesi”nin feshine, 90.000 TL sözleşme bedelinin 88.000 TL’sine dava tarihinden, 2.000 TL’sine ıslah tarihi olan 07.07.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kira gelir kaybı, rayiç fiyat farkı ve sözleşme tarihinden itibaren ticari faiz yönünden açılan davanın reddine, manevi tazminat isteğinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

2. Birleşen dava dosyası yönünden; davacı ile davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki satış sözleşmesinin kararlaştırılan tarihte ifa edilmediği, Meram Belediyesi ile …arasında sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedilmesi neticesi ifasının da mümkün olmadığı, yüklenici … Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından, … aleyhine Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/409 esas sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kâr’ı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği 17.08.2011 tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan onaylanarak geçen dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, dava dilekçesiyle sadece ödenen bedelin davalıdan tazminin istenildiği anlaşıldığından, birleşen Mahkemenin 2017/102 esas ve 2021/819 karar sayılı dosyasına ilişkin davanın kabulüne, 108.000 TL sözleşme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Belediyeden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava dosyası yönünden davacı ve davalı …, birleşen dava dosyası yönünden ise davalı … vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Asıl davaya yönelik davacı …; gerçek zararlarının tazminini talep ettiklerini, gerçek zararın rayiç değer olduğunu, en kötü ihtimalde denkleştirici adalet çerçevesinde sözleşme bedelinin dava tarihindeki karşılığının tespit edilerek hüküm atına alınmamış olmasının hatalı olduğunu, manevi zararlarının oluştuğunu belirterek, gerçek zararının tazminini temin amacıyla davalı belediyenin rayiç değerden, kira kaybından ve manevi tazminattan sorumlu tutulması amacıyla, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Asıl ve birleşen davaya yönelik davalı … Belediyesi; aynı daire için iki dava açıldığını, belediyenin mükerrer satışlardan sorumlu tutulamayacağını, peşin ödemeye ilişkin ödeme makbuzunun bulunmadığını, ticari defterlerle satışın desteklenmediğini, senet asılları üzerinde kriminal inceleme yapılması gerektiğini, mahkemenin senet asıllarını ödeme olarak kabul etmesinin doğru olmadığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, güven ilkesinin Türk Hukuk Sisteminde bulunmaması nedeniyle sorumlu tutulamayacaklarını, dilekçe tarihleri itibariyle 211 adet dava açan bulunduğunu, bu davaların 277 daireye isabet ettiğini, dava açanlardan 113 adedinin aynı dairelerden hak talep ettiklerini, sözleşmelerin sonradan düzenlenme ihtimali olup bu iddianın mahkemece araştırılmadığını, davacının sözleşmenin asıl muhatabı olan diğer davalı şirketin iflas işlemlerinin sürdüğü Ankara 21. İflas İdaresine başvuru yaptığına ve iflas masasına kayıt yaptırdığına ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığını, davaya kayıt kabul davası olarak devam edilmesi gerektiğini belirterek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; asıl dosyada davacı vekili ile asıl ve birleşen dosyada davalı … vekilinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava dosyası yönünden davacı ve davalı …, birleşen dava dosyası yönünden ise davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl dava dosyası yönünden davacı ve davalı …, birleşen dava dosyası yönünden ise davalı … vekilleri; istinaf dilekçesinde bildirdigi sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada tapu iptal tescil, bedel iadesi, tazminat; birleşen davada ise, sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
a.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.05.2019 tarihli ve 2018/13-977 Esas ve 2019/572 Karar sayılı kararı şöyledir:
“…Davalı … satış sözleşmesinin tarafı değil ise de, Kozağaç Gedavet Konutları isimli projenin reklam, ilan, broşür ve diğer tanıtım faaliyetlerinde Belediyenin ismi ve logosu davalı Şirket ile birlikte, yan yana yer almış, inşaatın Belediye ile işbirliği içerisinde yürütüldüğü açıkça vurgulanmış, bizzat o dönemin belediye başkanının söz konusu proje ile ilgili demeçleri halka duyurulmuş, inşaatın Belediyenin öncülüğünde yapıldığı pek çok tanıtım materyalinde vurgulanmış, yerel ve ulusal gazetelerde, haber sitelerinde aynı hususlar belirtilerek projenin reklamı yapılmış, Belediyenin internet sitesinde dahi projenin kendilerinin öncülüğünde inşa edileceği bildirilmiş, inşaatın açılışında bizzat Belediye Başkanı yer almıştır. Tüm bu hususlar proje ile ilgilenen alıcılarda inşaatın Belediyenin güvencesi altında yapıldığı hususunda haklı ve korunmaya değer güven oluşturduğu açıktır. Davalı … tarafından diğer davalı yüklenici Şirket’e tanıtım materyallerinde belediyenin isminin kullanılmaması yönünde ihtarlar gönderildiği, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığı savunulmuş ise de, bu yönde kamuoyuna yapılmış herhangi bir bilgilendirme mevcut olmadığı gibi, tam tersine yalnızca ilan ve broşürler değil pek çok iletişim platformunda da Belediyenin desteğinin varlığı benimsenmiş, Belediyeye ait bilboardlarda ve çöp kamyonlarında dahi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği Belediyeye ve davalı Şirkete düşecek daireler arasında hiçbir ayrım gözetilmeksizin, projenin Belediye-Şirket işbirliği ürünü olduğu görüntüsü yaratılmıştır.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince Belediyenin sorumluluğuna gidilemeyeceği, aksi yöndeki bir kabulün arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri uygulamasına aykırı düşeceği, Belediyenin kendisine düşecek dairelerin satışı için reklamlarda yer aldığı, garantörlüğünün bulunmadığı, bu nedenle Özel Daire bozma kararının yerinde olduğu ve direnme kararının bozulması gerektiği yönündeki görüş açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

Sonuç itibariyle yerel mahkemenin satış sözleşmesinin davalı Şirket tarafından ifa edilememesi nedeniyle diğer davalı Belediyenin güven sorumluluğu gereğince davada sıfatının bulunduğu yönündeki direnme gerekçesi usul ve yasaya uygun olup yerindedir. “

b. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un, “Ayıplı Mal” kenar başlıklı 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
“Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir…. ” şeklindedir.

c. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un, “Ayıplı Mal” kenar başlıklı 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
“Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir…. ” şeklindedir.

d. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un, “Ayıplı Mal” kenar başlıklı 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
“…Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz.”

e. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un, “Ayıplı Mal” kenar başlıklı 30 uncu maddesi şöyledir:
“Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır.”

f. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun, “On Yıllık Zamanaşımı” kenar başlıklı 146 ncı maddesi şöyledir:
“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”

g. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun, “Seçimlik Haklar” kenar başlıklı125 inci maddesi şöyledir:
“Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.”

h.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun, “Borçlunun temerrüdü” kenar başlıklı 117 inci maddesi şöyledir:
” Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bugünün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.

ı. Belediyenin güven teorisi gereği sorumluluğuna dair Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 01.06.2022 tarih ve 2022/3200 Esas 2022/5289 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
“… yukarıda bahsedilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da açıklandığı üzere, davalı … Belediyesi’sinin sorumluluğu, sözleşmeye dayalı sorumluluk değil, güven teorisi gereği bir sorumluluktur. Davacı sözleşmeyi her ne kadar diğer davalı …Ş. ile akdetmişse de, diğer davalı …’ye duyduğu güven üzerine, reklam ve afişlere, çeşitli söylemlere inanarak imzaladığını beyan etmiştir. Hal böyle olunca, emsal dosyalar da dikkate alınarak, davacının talebi gereği ödenen bedelin iadesi talebinden, davalı …Ş. ile birlikte diğer davalı … Belediyesi’nin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu değerlendirilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

i.Zaman aşımı ilk itirazı konusunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 10.10.2022 tarih ve 2022/6208 Esas 2022/7561 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
” Diğer davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı yönünden bir itirazının olmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalılardan birinin zamanaşımı savunması ileri sürüp, diğerlerinin ileri sürmemesi halinde, teselsül kurallarına dayanarak zamanaşımı definde bulunmayanlar ya da süresinden sonra bulunup da bu defileri itiraza uğrayanların zamanaşımı definden yararlanmalarına olanak bulunmamaktadır. ”

j.Konya Gedavet Konutları’na ilişkin ve sair emsal Yargıtay Kararları.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2.Asıl dava dosyası yönünden; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı ve davalı … vekilleri tarafından ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3.Birleşen dava dosyası yönünden; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hakim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacının sadece …’nı (Ankara 21. İcra İflas Dairesi) davalı olarak göstermiş olması sebebiyle, karar başlığında … A.Ş.’nin de davalı olarak gösterilerek karar verilmesinin, mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre, birleşen dava dosyası yönünden davalı … vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl ve birleşen dava dosyası yönünden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden asıl ve birleşen davada davalı … Başkanlığına yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacı …’a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.